Prof. Dr. Hazım GÖKÇEN

İnsan, Hayvan ve Çevre Sağlığının Korunmasında Tek Tıp Olgusu


Prof.Dr.Hazım Gökçen, Veteriner Fakültesi E. Öğretim Üyesi İnsanların ateşi bulduktan sonra gerçekleştirdikleri en önemli devrim hayvanların evcilleştirilmesi olmuştur. Daha sonra tekerleği icat etmeleri ve evcilleştirdikleri at, sığır gibi hayvanları arabalara koşmaları insanların dolaşım olanaklarını arttırarak Dünyada medeniyetlerin ve ticaretin gelişmesine büyük bir katkı sağlamıştır. Hayvancılığın ilkel, ekstansif, entansif, modern aşamalarını betimleyen Hayvancılık 4.0 kavramına son dönemde ileri hayvancılık aşaması da eklenerek günümüzde Hayvancılık 5.0 kavramı ön plana çıkmıştır. Bugün her ne kadar ileri hayvancılığın koşulları tam olarak sağlanmamışsa da yapay zeka teknolojilerinin kullanılmasına paralel olarak bu hayvancılık evresi de gelişecektir. Hayvanların evcilleştirilmesi ve ıslahı beraberinde verim artışını da getirmiş ama […]

Hayvancılıkta Çelişkiler Yumağı


Türkiye hayvancılığında son yıllarda insanın aklının alamayacağı türden çelişkiler yaşanmakta. 2010’da ithalatla başlayan ve günümüze kadar artarak devam eden sorunlar hayvancılığı bitirme noktasına getirdi. Damızlık ineklerin bile mezbahalarda et niyetine kesildiği biliniyor. Ancak bu sorunlar sığırcılıkta daha çok küçük ve orta ölçekli işletmeleri etkiledi. Beş yüz ve üzeri sağmal ineği bulunan büyük ölçekli işletmeler sürdürülebilirliklerini korudular. Küçükbaş hayvancılık son iki üç yıldır devletin destekleri ve süt sığırcılığındaki sorunlar nedeniyle belli bir gelişme gösterse de yine istikrarsız görünüyor. Hayvancılıktaki sorunların başında hiç kuşkusuz genç nüfusun köyleri terk etmesi, kalan yaşlıların ise giderek hayvancılığı bırakması geliyor. İkinci önemli bir sorun da fabrika […]

Bağışıklık Sistemi


İnsan vücudunun biri birinden farklı işlevlere sahip hücre ve dokulardan oluşan bir bağışıklık sistemi vardır. Bağışıklık sistemini bir orduya benzetebiliriz. Nasıl ki bir orduda piyade, tankçı, topçu gibi sınıflar bulunursa bağışıklık sisteminde de vücuda giren farklı yabancı proteinlere karşı koyacak değişik hücre grupları vardır. Bağışıklık sistemini uyaran protein niteliğindeki tüm yabancı yapılara antijen adı verilir. Bu yapılar arasında bakteri, virüs, mantar ve parazit gibi mikroorganizmalar sayılabilir. Bağışıklık sistemi öncelikle yabancı proteinlerin yani antijenlerin vücuda girmesini önler. Bağışıklık sistemi antijenlere aşamalı olarak karşı koyar. Bu karşı koyuşun temel aşamaları yüzey engelleri, doğmasal ve edinsel bağışıklık olgularıdır. Her hangi bir antijen ilk engel olan deri, […]

Yapay Zeka Teknolojilerinin Hayvan Yetiştiriciliğindeki Yeri ve Önemi


Prof.Dr.Hazım Gökçen Dr.İbrahim Gökçen                                                                                                                 Hayvancılık insanlığın var oluşundan beri süregelen ekonomik bir uğraştır. Baştan eti ve derisi için avlanan hayvanların sonradan öteki ürünleri de değer kazanınca evcilleştirmesi ve yetiştirilmesi gereksinimi ortaya çıkmıştır. Paranın henüz mevcut olmadığı, alış verişte mal ve hayvan değiş tokuşunun uygulandığı çağlarda hayvanların verimliliği büyük önem kazanmıştır. Bugünkü kapital sözcüğü sığır başı demek olan capitustan gelmektedir. Tarihin ilk paralarını hayvan başlarının süslediğini görmekteyiz. Böylece ilkel de olsa verimlilere yaşama şansı veren seleksiyon yöntemi ortaya çıkmıştır. İlk başta hayvanlar sahipli de olsa doğada serbest bir şekilde yaşıyorlardı. Hayvancılıktaki bu evre İlkel Hayvancılık olarak tanımlanmaktadır. Özellikle kış aylarındaki […]

Kendini Arayan Kadim Meslek


Kadim deyimi Osmanlıca’da “ Başlangıcı geçmişin derinliğinde bulunan, uzun zamanlardan beri var olan “ anlamına gelir. Ben yazılarımın çoğunda “Kökü tarihin derinliklerine kadar uzanan, geçmişi şan ve şereflerle dolu kutsal mesleğimiz” sözünü kullanırım. Bu sözün ilk bölümü yukarıda da değindiğim gibi veteriner hekimliğin kadim bir meslek olduğunu tanımlar. Dünyada veteriner hekimliği mesleğinin evcilleştirme ile başladığı, büyücülük, ocakçılık ve ampriklikle devam ettiği, 1762 yılında Lyon’da ilk veteriner fakültesinin kurulmasıyla birlikte bilimsel bir boyuta evrildiği tarihçiler tarafından bildirilmektedir. Bilindiği üzere Türkiye’de ilk veteriner hekimliği öğretimi Avrupa’dan 80 yıl sonra yani 1842 yılında İstanbul’daki Süvari Okuluna bir veteriner sınıfı ilave edilmesiyle başlamıştır. Türkiye’de veteriner hekimliği öğretiminin ve aydınlanmanın başlaması eş zamanlı olarak gerçekleşmiştir. Osman Bahadır “Osmanlılardan Cumhuriyete Bilim” adlı kitabında mesleğimiz hakkında […]

Türkiye’de Veteriner Hekimliğin Güncel Sorunları


Türk veteriner hekimliğinin içte ve dışta çok büyük sorunları mevcuttur. Dıştaki sorunlar arasında beşeri hekimler tarafından Tek Sağlık konseptinden dışlanmamız, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda kesin hüküm bulunmasına rağmen sağlık sınıfında sayılmamamız, Sağlıkta Şiddet Yasasına dahil edilmeyişimiz, tüm sağlık çalışanlarına tanınan yıpranma payı ve emekli maaş zammı gibi özlük haklarından mahrum bırakılmamız, Sağlık Bakanlığında özellikle veteriner halk sağlığı alanında etkin kılınmamamız, en son olarak da Covid-19 aşılamalarında diğer sağlık çalışanları gibi öncelik almamamız sayılabilir. Bu sorunlara mesleki örgütlerimiz basın bildirisi ve ziyaretlerle, duyarlı meslektaşlarımız da sosyal medyada özellikle de twitter’deki organize faaliyetlerle çözüm bulmaya çalışmaktadırlar. Ancak görüyoruz ki bu çabalar […]

Türk Sanat Musikisinde Form Olgusu


Edebiyattaki roman, hikaye, şiir gibi değişik formlar olduğu gibi müzikte de sözlü ve sözsüz çok sayıda form vardır. Türk sanat musikisinde aynı makamda bestelenmiş eserler birbirine az ya da çok benzeseler de aralarında şarkı, türkü, gazel gibi farklı formlar bulunur. Türk Sanat Musikisi form bakımından önce ikiye ayrılır. 1) Saz Musikisi (Peşrev, saz semaisi), 2) Sazlı-Sözlü Musiki (Şarkı, Türkü) 1)SAZ MUSİKİSİ: Yalnızca sazların icra etmesi için yazılmış saz eserleri Türk sanat musikisi içinde önemli bir yere sahiptirler. Saz eserlerinin başlıcaları şunlardır. Peşrev: Peşrev önde giden demektir. Peşrev bir faslın en başında çalınan saz eseridir. Saz eserlerinin arasında en büyük form […]

Türkiye’nin İlk Bakteriyologlarından, Adil Mustafa Şehzadebaşı


Adil Mustafa Şehzadebaşı 1871 yılında İstanbul’da doğmuştur. 1889’da Halkalı Ziraat ve Baytar Mektebi Ali’si bünyesinde açılan Mülkiye Baytar Mektebinin ilk öğrencisi olmuştur. Adil Bey, ikinci sınıfta kazandığı bir sınav sonucu Fransa’daki Alfort Veteriner Okuluna gönderilmiştir. Okuldaki başarısından dolayı Fransız Tarım Bakanlığı tarafından Gümüş Madalya ile ödüllendirilmiştir. 1895 yılında okulu bitirip yurda dönen Adil Bey, yüzbaşı rütbesi ile Harp Okulunda bulunan veteriner sınıflarına salgın hastalıklar ve et muayenesi dersleri vermeye başlamıştır. Bir yandan ders verirken bir yandan da 1897 yılından itibaren Bakteriyoloji-i Osmaniye’ye laboratuvar şefi olarak atanmıştır. Bu arada Fransızcadan Salgın Hastalıklar adında bir kitap tercüme etmiş, ders notlarını da Evcil […]

Hayvancılıkta Mevcut Durum ve 2021 Beklentileri


2019 yılı sonunda Hasattürk’te yazdığım, Türkiye hayvancılığının bir yılını ve gelecek beklentilerini içeren yazımı, “2020 yılı beklentilerine gelince, çok umut verici sözler söylemek mümkün değil. Ancak ithalatta bir gerileme olacağı söylenebilir. Bu da besicilerin işine yarayacaktır. Dövizde bir dalgalanma olmadığı takdirde ürün maliyetlerinde bir artış olmayacağı kesin. Azalan inek sayılarına paralel olarak düşen süt üretimi çiğ süt fiyatlarında görece bir artış sağlayabilir” diye bitirmiştim. Bu öngörülerimin bir bölümü gerçekleşti, bir bölümü de tutmadı. 2020 yılında gerçekten de beklenmedik olaylar yaşandı. Salgın ve dövizdeki artış nedeniyle ithalatta göreceli de olsa bir azalma oldu. Ancak dövizdeki dalgalanma normalin çok üzerinde olduğu için […]

Türkiye’de Veteriner Patolojinin Kurucusu, Ord.Prof.Dr.Ahmet Şevki Akçay


Ord.Prof.Dr.Ahmet Şevki Akçay 1888 yılında İzmir’de doğmuş, ilköğretimini İzmir’de, orta öğretimini İstanbul’da Kuleli ve Tıbbiye İdadilerinde tamamladıktan sonra Askeri Baytar Mektebine girmiş ve 1912 yılında bu okuldan birincilikle mezun olmuştur. Mezuniyetten sonra üsteğmen rütbesi ile Balkan Harbine katılmış, daha sonra bakteriyolog veteriner hekim Osman Nuri Bey ile İstanbul Çemberlitaş’taki Bakteriyolojihane-i Osmani’de çalışmış ve Çatalca’da Birinci Ordu’nun atlarındaki ruam hastalığı ile mücadelede görev almıştır. Bu görevini takiben Edirne’deki Onuncu Kolordu Karargahına atanmış ve bu sırada Edirne’de halk hayvanlarında çok şiddetli olarak seyreden sığır vebası mücadelesine katılmıştır. Balkan Savaşından sonra Yüzbaşı olmuş ve Askeri Baytar Mektebinde Histoloji Dersi vermeye başlamıştır.  Daha sonra […]
css.php