Prof. Dr. Hazım GÖKÇEN

Ebedi Aşk (Hikaye)


Saatin alarmıyla uyandı. Önce yatakta bir süre gerindi. Sonra küçük, loş, dağınık odaya sakince göz gezdirdi. Akşamki yemeğin bulaşıkları hala masanın üzerinde duruyordu. Yavaşça yataktan kalktı. Pencereyi açtı. Sabah güneşi loş odayı aydınlattı. İçeriye serin bahar havası doldu. Kedi de alarma uyanmıştı. O da gerinip yalanmaya başladı. Hayattaki tek dostu yalnızlığını gideren kedisiydi. Sabahları ilk işi onun yemliğini ve suluğunu doldurmaktı. Televizyonu açtı. Kadın programları başlamıştı. Sevmedi kapattı. Dışarıda gün başlamıştı bile. İşlerine giden insanların, okullarına giden çocukların koşuşturmalarını izledi bir süre. Lavaboya gidip elini yüzünü yıkadı. Mutfaktaki ocağın üstüne cezve ile su koydu. Uzun süredir kahvaltı yapmıyordu. Sabahları sadece […]

Çaresizlik


İlçeye son bir hafta yoğun kar yağmıştı. Sıcaklık sıfırın altına inmiş, saçaklarda kalın buz sarkıtları oluşmuştu. Şehir içi yollar karla kaplandığı için çocuklar ancak büyüklerce açılan dehlizlerden okula gidebiliyorlardı. O sabah ilçenin devlet veteriner dairesinde yoğun bir çalışma vardı. Resmi araca bir yandan malzemeler yükleniyor bir yandan da lastiklere zincir takılıyordu. Sonunda hazırlık tamamlandı ve eski model araç yola koyuldu. Araçta bir veteriner hekim, bir teknisyen bir de şoför vardı. Aldıkları ihbar üzerine yakındaki bir köye hayvan aşılamasına gidiyorlardı. Araba bir süre ilçenin nispeten açık olan sokaklarında yol aldıktan sonra şehirlerarası yola girdi. Yol kar makineleri ile açılmış ve tuzlanmıştı. […]

Sadakat


Çocuk akşam okuldan eve geldiğinde tedirgin bir ruh hali içindeydi. Sanki bir şeyi ailesine nasıl söyleyeceğini düşünüyor gibiydi. Annesi çocuktaki bu değişikliği hemen fark etti. Akşam sofraya oturduklarında anne dayanamayıp sordu, “ Kızım bu akşam sende bir değişiklik var. Okulda bir şey mi oldu? Bize söylemek istediğin bir şey mi var? ”. Çocuk niyetinin anlaşıldığını sezinleyince bir an için durakladı. Sonra biraz çekinerek, “ Arkadaşımın babası ona bir köpek almış. Bugün hep onu anlattı. Benim de çoktan beri içimde bir köpeğe sahip olma arzusu vardı. Ama bunu size bir türlü söyleyemedim. Rica etsem bana da bir köpek alabilir misiniz?”. Anne […]

Kan Davası


Vakit gece yarısına yakındı. Devasa buharlı lokomotifin çektiği posta treni kara panter misali karanlıkları yara yara demir rayların üzerinde yol alıyordu. Lokomotifin çıkardığı siyah duman açık pencerelerden içeri girerek kompartımanları siyah bir tül gibi sarmalıyordu. Koridorda elinde çantası ile ayakta duran orta yaşlı adam bir an önce gideceği yere varmak istercesine pencereden uçsuz bucaksız karanlığa bakıyordu. Bir anda tren yavaşladı, kara dumanı azaldı, tekerlerin raylara sürtünmesinden çıkan fren sesi lokomotifin sesini bastırdı ve bir ara istasyonda durdu. Genelde trene fazla inen binen olmuyordu. Buna rağmen gece yarısı da olsa istasyon personelinin çocukları ellerinde birer testi “ Hadi buz gibi su. […]

Karayolunda Ağaç Olmak


Anımsadığım ilk şey bir saksının içinde olduğum ve etrafımda benim gibi saksıya dikilmiş çok sayıda fide bulunduğuydu. Kendi boyumu göremiyordum ama etrafımdakilerin boyu neredeyse bir kurşun kalem kadardı.  Sanki uçsuz bucaksız bir yeşilliğin içindeydim. Yukarıdan bir boru geçiyor ve arada sırada bir damlacık su bırakıyordu üstüme. Gündüz keyfim yerindeydi ama gece olduğunda etraf kararıyor, hava soğuyordu. Arada sırada esen hafif bir rüzgar bile küçücük dallarımı titretiyor, üşüyordum. Bir gün çizmeli, tulumlu adamlar geldiler ve bizi el arabalarına koyup yakındaki büyük bir tarlaya götürdüler. Saksılarımızı parçalayıp bizi önceden hazırlanmış çukurlara diktiler sonra da üzerimize bir miktar su döktüler. Önümde ne kadar […]
css.php