Türkiye’de veteriner hekimliği örgütlenmesi dört bölüm
altında incelenebilir.

1- KAMUDA ÖRGÜTLENME: En çok veteriner hekim istihdamı kamu
kesimindedir. Kamu kesiminin kapsamı içerisine günümüzde Tarım ve
Orman Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı,
belediyeler, Türk Silahlı Kuvvetleri ve üniversiteler girmektedir. Bu
kurumların içinde Tarım ve Orman Bakanlığında yaklaşık on bin
veteriner hekim istihdam edilmektedir. Ancak bu bakanlık içerisinde
veteriner hekimler etkisiz ve yetkisiz olarak hekimlik hizmetleri
dışında daha çok büro hizmetleri yapmaktadır. Ayrıca veteriner
hekimler bu bakanlıkta üvey evlat muamelesi görmektedir. Bu durum
yıllardır mesleğimizin kamu kesimindeki gelişimini olumsuz olarak
etkilemiştir. İllerdeki ve ilçelerdeki Tarım ve Orman Müdürlerinin
%80’i veteriner hekim değildir. Kaldı ki veteriner hekimliğin tarım
ile bir ilgisi de yoktur. Zamanında yanlış bir uygulama ile gerek
örgütlenme gerekse öğretim bakımından hep tarımın içinde yer almıştır.
Oysa hayvancılık tarım sektörünün bir alt sektörü değil tam tersine
kendi alt sektörleri bulunan bağımsız bir sektördür. O halde yeni
örgütlenme biçimi sektörel bazda olmalıdır. Bu bağlamda Hayvancılık ve
Veteriner İşleri Bakanlığı kurulmalıdır. Bu bakanlıkta alt birimler
olarak Hayvan Sağlığı ve Refahı Genel Müdürlüğü, Hayvansal Gıda
Kontrol Genel Müdürlüğü ve Hayvan Teknolojileri Genel Müdürlüğü
oluşturulmalıdır. Taşra örgütü ise iller bazında değil yeni
oluşturulacak hayvancılık havzaları bazında şekillenmelidir. Bu
kurumlarda çalışacak veteriner hekimler mesailerini masa başında değil
sahada hekimliğin gerektirdiği teşhis, tedavi, nekropsi, operasyon,
suni tohumlama gibi

hizmetleri yaparak geçirmelidir. Ayrıca oluşturulacak acil uyarı
sistemi ve mobil teşhis laboratuvarları ile salgın hastalıklar anında
teşhis edilip koruyucu aşılamaları hızlı bir biçimde yapılmalıdır.

Veteriner hekimlerin istihdam edildiği Sağlık Bakanlığında Veteriner
Halk Sağlığı Daire Başkanlığı ve onun altında Zoonoz Hastalıklar Şube
Müdürlüğü kurulmalıdır. Çevre ve Şehircilik Bakanlığında ise Doğa
Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü bünyesinde Vahşi Hayvan
Hastalıkları Daire Başkanlığı oluşturulmalıdır. Belediyelerden
büyükşehirlerde Veteriner İşleri Daire Başkanlıkları ve hayvan
hastaneleri, diğer belediyelerde ise Veteriner İşleri Müdürlükleri
kurulmalıdır. Türk Silahlı Kuvvetlerinde mesleğimiz eskiye nazaran çok
düşük düzeyde temsil edilmektedir. Günümüzde Köpek Eğitimi
müfrezelerinde ve Gıda Kontrol Müfrezelerinde askeri veteriner
hekimler istihdam edilmektedir. Bu birimlerin yeniden düzenlenmesi ve
daha çok askeri veteriner hekim istihdam etmelerinin sağlanması
gerekir.

2- MESLEKİ ÖRGÜTLENME: Mesleki örgütlenme tanımından çeşitli
düzeylerdeki mesleki örgütlerin birlikteliğinin sağlanarak,
sorunlarımızın tek ağızdan ve güçlü biçimde kamuoyuna aktarılması akla
gelmelidir. Şu anda mesleğimizde oda, genel amaçlı dernek ve ihtisas
derneği olarak tam 90 örgütümüz bulunmaktadır. Bu sayı başka hiçbir
ülkede yoktur. Bu örgütler arasında ne yazık ki en ufak bir ortak
çalışma ortamı mevcut değildir. Hatta aynı amaçlı dernekler arasında
bile değişik adlarla yer alanlar vardır. Örneğin cerrahi alanında
Cerrahi Derneği, Ortopedi ve Travmatoloji Derneği, Radyoloji Derneği
olmak üzere üç örgüt bulunmaktadır. Bu örgütlerin mümkünse azaltılması
ve Türk Veteriner Hekimleri Birliği çatısı altında bir federasyonda
toplanması gerekmektedir.

3- HAYVANCILIKTA ÖRGÜTLENME: Hayvancılık örgütlerinin veteriner
hekimlik uygulamaları ile yakından ilgisi vardır. O nedenle veteriner
hekimler olarak bu konuda da görüşümüz olmalıdır. Şu andaki mevcut
örgütlerin çoğunluğu daha çok bürokratik işlerle uğraşan,
siyasileşmiş, anti demokratik, hantal, etkisiz ve yetkisiz
örgütlerdir. Türkiye Hayvan Yetiştiricileri Birliği adı altında tüm
üreticileri kapsayacak biçimde, görevleri arasında üretim, ıslah, ucuz
girdi temini, ürünleri katma değer kazandırarak değerlendirme bulunan
demokratik bir çatı örgütü kurulması gerekir. Bu çatının altında ürün
ve ıslah bazlı örgütler yer alabilir. Tire Süt Kooperatifi bu konuda
önemli bir örnektir. Ayrıca ırk bazlı ıslah birlikleri ile hayvansal
ürünlerin girdi ve satış fiyatlarını belirleyecek yurt dışındaki board
benzeri örgütler oluşturulmalıdır.

4- VETERİNER HEKİMLİĞİ YÜKSEKÖĞRETİMİ ÖRGÜTLENMESİ: Türkiye’de
halen öğretim yapan 29 adet veteriner fakültesi bulunmaktadır. Bu
fakültelerden yeni kurulanlar öğretim üyesi ve fiziki kapasite
bakımından yetersizdir. Ayrıca mevcut fakültelerin başarı sıralaması
50.000-200.000 bandında olduğundan liselerden gelen zayıf öğrenciler
bu fakültelere girip mezun olduğunda mesleğimize yarardan çok zarar
getirmektedir. Çözüm olarak yeni hiçbir fakültenin açılmaması,
olanakları zayıf olanların birleştirilmesi ve diğer sağlık ile ilgili
öğretim kurumlarımda olduğu gibi puan barajını getirilmesi
önerilebilir.

SONUÇ: Buraya kadar belirtilen hususlar hiç kuşkusuz önemlidir. Ancak
bir de büyük resmi görmek gerekir. Dünyanın petrolden de önce en
önemli stratejik maddesi olan gıdaya hakim olmak ve kendi
ürettirdikleri yapay et ve süt ile ülkeleri dışa bağımlı kılmak için
çalışan kimi emperyal kuruluşlar ve vakıflar ülkemizde büyük bir çaba
içerisine girmiş bulunmaktadır. O nedenle Türk veteriner hekimleri
olarak uyanık olmamız ve milli üretimimizi bu yabancı etkilerden
korumak adına güçlerimizi birleştirmemiz gerekmektedir.
Hazım Gökçen