SORUN 1 – VETERİNER FAKÜLTESİ SAYISI GEREĞİNDEN ÇOK FAZLADIR:  Günümüzde Türkiye’de öğretime devam eden 28, yeni dönemde öğretime başlayacak 2, faaliyete geçtiği halde öğretime başlamayan 1, kararnamesi çıktığı halde faaliyete başlamayan 3 olmak üzere toplam 34 adet veteriner fakültesi mevcuttur. Türkiye veteriner fakültesi sayısı bakımından Çin’i saymazsak (Çin’de veteriner hekimliği yükseköğretimi klasik fakülte bünyesinde değildir) Amerika Birleşik Devletleri ve Hindistan ile birlikte Dünya’nın ilk üç ülkesi arasında yer almaktadır. Faaliyete geçmeyenler de öğretime başladığı takdirde Türkiye veteriner fakültesi sayısı bakımından Dünyada birinci sıraya yükselecektir. Bu asla kabul edilemeyecek, akıl ve mantık dışı bir durumdur. Türkiye’de Avrupa Birliği tarafından akredite edilmiş tek bir fakülte bile yoktur. Fakültelerin neredeyse yarıya yakını fiziki alan, öğretim elemanı, öğretim olanakları (dershane, laboratuvar, deneme çiftliği, hayvan hastanesi) bakımından son derece yetersizdir. Bir de, her bakımdan yetersiz bu fakültelere az puanlı lise öğrencileri kaydolunca mezun veteriner hekimlerinin kalitesi iyice düşmektedir. Bundan da en büyük zararı hiç kuşkusuz hayvancılık sektörü ve veteriner hekimliği mesleği görmektedir.

ÇÖZÜM – Bir daha asla veteriner fakültesi açılmamalıdır. Kararnamesi çıkan ama henüz açılmayan ya da açılıp ta faaliyete geçmemiş olan veteriner fakülteleri derhal kapatılmalıdır. Öğretime başlayıp da henüz mezun vermeyen fakülteler öğretim elemanları ve öğrencileri ile birlikte yakındaki daha gelişmiş veteriner fakültelerine nakledilmelidir. Mevcut fakülteler öğretim ve araştırma olanakları bakımından güçlendirilmelidir.

SORUN 2 – VETERİNER HEKİMLİĞİ MESLEK ÖRGÜTLERİNİN SAYISI GEREĞİNDEN FAZLADIR: Günümüzde Türkiye’de 1930 yılında kurulan Veteriner Hekimleri Derneği ve 1954 yılında özel yasa ile kurulan ve bağlı 56 Odası bulunan Türk Veteriner Hekimleri Birliği dışında genel amaçlı 5 dernek ve 13 ihtisas derneği bulunmaktadır. Bu sayı veteriner hekimliğinin gelişmiş olduğu ülkelere bakıldığında çok yüksektir. Sayının fazla olması nedeniyle örgütler, mesleki sorunların çözümü konusunda ortak hareket edememektedirler.

ÇÖZÜM – Genel amaçlı 5 dernek (Veteriner Hekimler Derneği, Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği, Belediye Veteriner Hekimleri Derneği, Klinisyen Veteriner Hekimleri Derneği ve Çiftlik Hayvanları Hekimliği Derneği ) Türk Veteriner Hekimleri Birliği önderliğinde ortak bir koordinasyon komitesi kurarak, veteriner hekimliğini ve Türkiye hayvancılığını ilgilendiren temel konularda ortak politikalar oluşturmalı ve bunları kamuoyu ile daha güçlü bir şekilde paylaşmalıdırlar. İhtisas dernekleri ise kendi konularında eğitim ve yayım faaliyetlerinde bulunabilirler.

SORUN 3 – İSTİHDAM ÇEŞİTLİ DEĞİLDİR: Türkiye’de veteriner hekimliği istihdamı başlangıçta sadece kamuda olmak üzere hayvan sağlığı ve ıslahı ile gıda güvenliği bağlamında gelişmişti. Ne var ki, 1980 den sonra uygulamaya konulan ekonomik politikalar sonucunda istidamda bir çeşitlenme görüldü. Devlet kamu kesimine veteriner hekimi tayini yapmayınca mezun veteriner hekimleri çareyi pet ya da büyükbaş hayvan kliniği açmakta buldular. Bu arada gelişen ilaç, yem, gıda gibi sanayi kolları ile süt sığırcılığı, besi sığırcılığı ve endüstriyel tavukçuluk işletmeleri veteriner hekimi istihdam etmeye başladılar. Günümüzde Türkiye’deki veteriner hekimi istihdamı genellikle bu alanlarda yoğunlaşmış bulunmaktadır.

ÇÖZÜM – Tümüyle veteriner hekimliğini ilgilendiren kimi konularda çeşitli nedenlerden dolayı yeterli istihdam sağlanamamıştır. Bu konular arasında arı hastalıkları hekimliğini, sucul hayvan hastalıkları hekimliğini, binek ve spor atı hekimliğini, koyun ve keçi hekimliğini, hayvanat bahçesi hekimliğini, evde bakılan yabani hayvan hekimliğini sayabiliriz. Günümüzde Türkiye’de bu konularda önemli bir açık bulunmakta, ne var ki bu açık veteriner hekimleri tarafından yeterince karşılanmadığı için konunun uzmanı olmayan kimi meslek mensupları tarafından kapatılmak istenmektedir. Her şeyden önce bu sorunun veteriner fakülteleri tarafından ivedilikle ele alınması ve gerekli önlemlerin biran önce hayata geçirilmesi gerekir. Alınacak bu önlemlerin başında hiç kuşkusuz istihdamı yetersiz konularda veteriner fakültelerindeki eğitim ve uygulamaların etkinleştirilmesi gelir. Bunun yanında fakültelerdeki yüksek lisans ve doktora tezlerinin bu konularda verilmesi de büyük bir önem taşır. Ayrıca, yeni uzmanlık eğitiminde bu konulara öncelik verilmelidir. Ayrıca, sertifikalı suni tohumlama kursları gibi istihdamın yetersiz olduğu dallarda veteriner hekimlerine sertifikalı eğitim kursları düzenlenmelidir.

SORUN 4- KAMU HAYVAN SAĞLIĞI ÖRGÜTÜ HANTAL VE İŞLEVSİZDİR: Günümüzde kamuda çalışan veteriner hekimleri teşhis, tedavi, operasyon, otopsi gibi temel mesleki işlevlerini yapmak yerine yetiştiricilere ödenecek destekleri hesaplamak ve hayvan kayıt sistemine kulak numarası kaydetmek gibi lise mezunu bir memurun bile kolaylıkla yapabileceği türden işlerle uğraşmaktadırlar. Bu anormal durum Türkiye’de salgın ve bulaşıcı hayvan hastalıkların yaygın olarak seyretmesinin en önemli nedenlerinden biridir. Ayrıca kamu veteriner hekimleri yasalara göre sağlık sınıfı içinde yer almalarına karşın diğer sağlık çalışanlarına tanınan maaş, yan ödeme, yıpranma payı gibi özlük haklarından mahrum bırakılmışlardır.

ÇÖZÜM – Kamu veteriner hekimleri masa başında oturmak yerine mutlaka sahada, ahırda, işletmede çalışmalıdır. Ayrıca maaş ve yan ödemeleri doktor, eczacı, diş hekimi gibi kamu sağlık çalışanları ile eşitlenmelidir. Tehlikeli ve yıpratıcı bir görev yapan kamu veteriner hekimlerine 2008 yılından önce aldıkları yıpranma payı tekrar verilmelidir. Hayvan hastalıklarının yaygın olduğu ülkemizde kamu veteriner hekimine olan ihtiyaç her geçen gün artmaktadır. Yeni kadrolar ihdas ederek kamu veteriner hekimlerinin sayısı artırılmalıdır. Kamu hayvan sağlığı örgütü yeniden organize edilerek bağımsız, etkin, mobil, merkez taşra uyumu sağlanmış, bütüncül bir yapıya kavuşturulmalıdır. Bu amaçla kurulacak Veteriner Sağlık İşleri Genel Müdürlüğü Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinden çıkarılıp Sağlık Bakanlığına ya da hayvansal gıdaların stratejik önemi nedeniyle doğrudan Cumhurbaşkanlığına bağlanmalıdır.

SORUN 5 – HAYVANCILIKTAKİ KRİZ VETERİNER HEKİMLİĞİNİ OLUMSUZ YÖNDE ETKİLEMEKTEDİR: Son aylarda, canlı hayvan ve kırmızı et ithalatının doğurduğu haksız rekabete ve kesif yem başta olmak üzere girdilerdeki aşırı fiyat artışlarına dayanamayan süt üreticileri damızlık ineklerini bile kestirmek zorunda kalmışlardır. Bunun sonucu olarak inek sayıları önemli ölçüde azalmış, dolayısıyla da çiğ süt üretimi göreceli olarak düşmüştür. İnek sayısının azalması özellikle büyükbaş kliniği sahibi veteriner hekimlerinin gelirlerinin azalmasına ve alacaklarının artmasına neden olmuştur. Bu olumsuz durumun devam etmesi halinde uzak olmayan bir gelecekte büyük baş hayvan kliniklerinin önemli bir bölümü kapanmak zorunda kalacaktır.

ÇÖZÜM – Bu sorunun çözümü kısa vadede kolay değildir. Çözüm sürecinde İthalatın sona ermesi ve girdi fiyatlarının ucuzlaması şarttır. Bu da hükumetin uygulayacağı politikalara bağlıdır. Hükumet en başta yerli üretimi artıracak önlemler almalıdır. Bunun için de kesif yem, mazot, gübre ve ilaç gibi girdiler sübvanse edilerek ürün maliyetleri düşürülmeli, üreticinin karı artırılmalıdır. Girdi maliyetleri kontrol altına alınmadığı sürece ürün fiyatlarını artırmanın bir anlamı yoktur.

SORUN 6 –  MESLEK İÇİ EĞİTİM YETERSİZDİR: Veteriner hekimliği son 20 yıl içerisinde Dünyada ve Türkiye’de çok önemli gelişmeler kaydetmiştir. Bu gelişmeler arasında üreme alanında kullanılan biyoteknolojilerin yaygınlaşmasını; hassas görüntüleme tekniklerinin ortaya çıkmasını; teşhis ve tedavi yöntemlerindeki ilerlemeleri; hormon, aşı ve biyolojik madde kullanımının artmasını sayabiliriz. Hızla gelişen bu teknolojilerin veteriner hekimlerine zamanında aktarılması için meslek içi eğitiminin önemi büyüktür. Ayrıca veteriner hekimliğinde uzmanlığın da meslek içi eğitime katkıda bulunacağı kuşku götürmez bir gerçektir.

ÇÖZÜM – Veteriner hekimleri odalarının önderliğinde fakültelerin de katkıda bulunacağı meslek içi eğitim programları düzenlenmelidir. Yalnız bu etkinliklerin yerel ve günlük olması önemlidir. Çünkü özellikle serbest veteriner hekimlerinin mesleki faaliyetleri gereği uzun süre bulundukları bölgeden ayrılmaları sakıncalı olmakta, bu da katılımı caydırmaktadır. Eğitimlerde teorik bilgilerden ziyade workshop tarzındaki pratik uygulamalara yer verilmelidir. Bakanlıkça yürürlüğe sokulan veteriner hekimliğinde uzmanlık yönetmeliği bir an önce hayata geçirilmelidir. Uzmanlık eğitiminde istihdamın az olduğu arı hastalıkları, sucul hayvan hastalıkları, koyun, keçi, at ve yabani hayvan hastalıklarına özel bir önem ve öncelik verilmelidir.

SORUN 7- TANITIM EKSİKTİR: Türkiye’de veteriner hekimliği mesleği geçmişte ve günümüzde yapmış olduğu başarılı çalışmalara rağmen ne yazık ki kamuoyunda yeterince tanınmamaktadır. Türkiye’de veteriner hekim denince akla hemen hayvan sağlığını koruyan, onları tedavi eden kişi akla gelmektedir. Oysa mesleğimizin faaliyet alanları geniş bir yelpaze oluşturmaktadır. Bu yelpazede hayvan sağlığı ve refahı, çevre sağlığı, hayvansal üretim, gıda güvenliği, veteriner halk sağlığı, tek sağlık gibi çok önemli konular yer almaktadır. Bu konularda yapılan çalışmalar görsel, yazılı ve sosyal medya organlarında yeterince yansıtılmamakta, dolayısıyla da kamuoyunun bilgisi olmamaktadır.

ÇÖZÜM – Çözüm konusunda gerek mesleki örgütlere ve fakültelere gerekse birey olarak veteriner hekimlerine büyük görevler ve sorumluluklar düşmektedir. Meslek örgütleri başkanları ve fakülte dekanları kurumlarında birer medya danışmanlığı birimi kurarak mesleki çalışmaları ve bilimsel araştırma sonuçlarını kamuoyu ile paylaşmalıdır. Veteriner hekimleri ise gerek sosyal medya gerekse çalıştıkları yörelerdeki yerel medya aracılığı ile mesleğimizi tanıtmak adına çaba göstermelidir.

SORUN 8 – SERBEST VETERİNER HEKİMLERİ SIKINTILIDIR: Türkiye’de kamu istihdamı yeterli olmadığı için yeni mezun olan veteriner hekimlerinin büyük çoğunluğu çareyi ya büyük şehirlerde pet kliniği ya da kırsal kesimde büyükbaş hayvan kliniği açmakta aramaktadırlar. Ufak bir ilçede onlarcasının bulunması bir yana artık köylerde bile büyükbaş hayvan kliniğine rastlamak mümkündür. Sürekli yeni fakülte açılması mezun dolayısıyla da serbest klinik yapan veteriner hekimi sayısının artmasına neden olmaktadır. Bir yandan da hayvancılık bilinen nedenlerden dolayı gittikçe gerilemekte yani bir anlamda küçülen pastaya daha çok talip çıkmaktadır. Büyükbaş hayvan kliniği yapan veteriner hekimleri genellikle tek başına çalışmayı yeğlemekte, poliklinik ya da hastane çatısı altında organize olmaya sundukları hizmetin çeşitlilik arz etmesine rağmen her nedense bir türlü yanaşmamaktadırlar. Pet kliniği yapan veteriner hekimlerde de sayı fazlalığı sorunu bulunmakla birlikte poliklinik ve hastane biçiminde örgütlenme anlayışı daha gelişmiştir.

ÇÖZÜM 8 –  Gerek pet gerekse büyükbaş hayvan kliniği açılması konusunda veteriner hekimleri odaları planlama yapmalı, isteyen veteriner hekimi istediği yerde klinik açamamalıdır. Özellikle büyükbaş hayvan kliniklerinin poliklinik ve hastane çatısı altında organize olmaları özendirilmelidir. Pet kliniklerinin mama ve kedi, köpek malzemesi; büyükbaş hayvan kliniklerinin de ilaç satması önlenmelidir. Klinikler arasındaki haksız rekabete mutlaka son verilmelidir. Bu amaçla veteriner hekim odaları ilan ettikleri asgari ücret tarifesine uymayan veteriner hekimleri cezalandırmalıdır. Veteriner hekim odaları serbest veteriner hekimlerinin meslek etiği ve deontolojiye uymalarını sağlamak adına gerekli önlemleri almalıdır.

SORUN 9 –  BELEDİYE VETERİNER HEKİMLERİ SAHİPSİZDİR: Uzun yıllar boyu halk sağlığını korumak adına mezbahalarda et muayenesi yapan ve satışa sunulan hayvansal gıdaları denetleyen belediye veteriner hekimleri son zamanlarda hayvan refahını temel alan önemli bir misyon yüklenmişlerdir. Sokak hayvanları konusu uzunca bir süredir kamuoyunun gündeminde önemli bir yer tutmaktadır. Bir bölümünü terkedilen ev hayvanlarının oluşturduğu sokak hayvanlarının refahı konusunda toplumda başlıca iki görüş tartışılmaktadır. Bunlardan birisi sokak hayvanlarının kısırlaştırılıp gerekli sağlık önlemleri alındıktan sonra işaretlenerek ait oldukları sokaklara bırakılması, diğeri de fobisi olduğu için hayvandan korkan insanlar ya da başta kuduz olmak üzere zoonotik hastalıklar yayan hayvanlar yüzünden sahipsiz hayvanların sokakta değil belediyelerin ya da sivil toplum örgütlerinin kuracakları barınaklarda kontrollü koşullarda barındırılmasıdır. Avrupa’da ve Amerika’da genellikle ikinci görüş yani sahipsiz hayvanlara barınaklarda bakılması konusu ön plana çıkmıştır. Nitekim bu ülkelerde sokaklarda sahipsiz hayvana rastlamak mümkün değildir. Barınaklarda hayvan refahına ilişkin tartışmalar sürerken kimi belediyeler sokak hayvanlarının sağlığı konusunda hizmet alımı yoluna gitmektedirler. Bu arada farklı kurumsal birimlerde çalışan belediye veteriner hekimleri günah keçisi gibi iki arada bir derede kalmaktadırlar.

ÇÖZÜM- Belediye veteriner hekimlerine yüklendikleri çağdaş misyonun gereği olarak mutlaka sağlam bir bürokratik kimlik kazandırılmalıdır. Bu amaçla büyükşehir belediyelerinde veteriner ve halk sağlığı daire başkanlıkları, il ve ilçe belediyelerinde de veteriner ve halk sağlığı müdürlükleri kurulmalıdır. Ayrıca bu kurumlar yeterli sayıda veteriner hekimi ile güçlendirilmelidir. Belediyeler, devletin ve sivil toplum örgütlerinin desteği ile il ve ilçelerde sahipsiz hayvan barınakları kurmalıdır. Bu barınaklarda hayvanlara sağlık hizmeti verecek klinikler mutlaka yer almalıdır.

SORUN 10-  ÖZEL SEKTÖR VETERİNER HEKİMLERİ ÖRGÜTSÜZDÜR: Özel sektör uzun yıllardan beri önemli sayıda veteriner hekimi istihdam etmektedir. Bu sektörde çalışan veteriner hekimleri işleri gereği kendilerini geliştirmek zorunda oldukları için öteki istihdam alanlarına göre daha donanımlıdırlar. Ayrıca yurt dışı ilişkileri de diğer istihdam alanlarındaki veteriner hekimlerine bakınca daha iyidir. Son yıllarda büyük ölçekli süt sığırcılığı ve sığır besiciliği işletmelerinin sayısındaki göreceli artış hem yetiştirmeden, hem beslemeden, hem de hastalıklardan anlayan veteriner hekimlerin istihdamını artırmıştır. Sorun özel sektörde çalışan veteriner hekimlerin ücretleri, çalışma koşulları ve iş güvencesi konusundaki yetersizliklerdir.

ÇÖZÜM – Özel sektörde çalışan veteriner hekimlerinin çalışma koşullarının düzeltilmesi, ücretlerinin iyileştirilmesi ve iş güvencelerinin sağlam temellere oturtulması için başta Türk Veteriner Hekimleri Birliği ve Veteriner Hekimleri Derneği olmak üzere ilgili meslek örgütlerimizin çalışma yapmaları ve belli bir çerçeve oluşturmaları şarttır. Ayrıca özel sektörde veteriner hekimi istihdamının artırılması yönündeki önlemler de ivedilikle alınmalıdır.