Türkiye’de veteriner hekimliğin tarihi özellikle de Cumhuriyetten sonras&ı iyi incelendiğinde kamu egemenliğinin yaklaş&ık 60 y&ıl neredeyse hiç eksilmeden aral&ıks&ız süre gittiğini görürüz. Kuşkusuz bir milli devlet olarak kurulup gelişen Türkiye Cumhuriyeti dönemin koşullar&ına uygun olarak devletçi politikalar&ın&ı o günkü Dünya düzeninde bir gereği olarak sürdürmüştür. Nitekim, Cumhuriyetin kuruluşundan da önce toplanan İzmir İktisat Kongresi bu devletçi yap&ın&ın temellerini ta o zamandan atm&ışt&ı. Ulusal kaynaklara dayal&ı kalk&ınma ve sanayileşme modelinin devletçe yürütüldüğü Cumhuriyetin özellikle ilk 25 y&ıl&ında Türkiye’de önemli bir öz kaynağ&ı oluşturan hayvanc&ıl&ık alan&ında dönemin o son derece k&ıt bütçe olanaklar&ı da zorlanarak haralar, inekhaneler, koç – boğa – ayg&ır depolar&ı, bakteriyoloji ve aş&ı üretim laboratuarlar&ı kurulmuştur. Meclisin ve Bakanlar Kurulunun gündemini sürekli işgal eden hayvanc&ıl&ık konusunda özellikle de kamuda örgütlenmeyi pekiştiren, temelli ilkelere bağlayan say&ıs&ız yasa ve yönetmelik ç&ıkar&ılm&ış, uygulamaya konulmuştur.
Özellikle daha yenilerde yürürlükten kalkan 3203 say&ıl&ı Ziraat Vekaleti ve Teşkilat kanunuyla belirlenen görevleri üstlenen Veteriner İşleri Gene Müdürlüğü tüm ülke genelinde örgütlenerek Başmüdürlükler, İl Müdürlükleri, İlçe Veteriner Hekimlikleri kurulmuş, suni tabii tohumlama ile salg&ın ve paraziter hastal&ıklarla mücadelede başta olmak üzere tüm hayvan sağl&ığ&ı hizmetleri bu kuruluşa verilmiştir. Bunun yan&ında, belediyelerdeki halk sağl&ığ&ı hizmetleri ile mezbahalardaki et kontrolü hizmetleri de veteriner hekimlerin uhdesine devredilmiştir.
Kamu kesiminde veteriner hekimliğin sayd&ığ&ım bu örgütlenme biçimi etkinliğini 1980’li y&ıllar&ın ortalar&ına değin eksilmeden hatta gittikçe genişleyerek sürdürmüştür. 1980’li y&ıllar&ın ortalar&ında Dünya’dan Türkiye’ye esen globalleşme rüzgarlar&ı, Türkiye’de sosyal – ekonomik yap&ıdaki h&ızl&ı değişmeler, devletin küçültülmesi olgusunun güçlenmesi sonucu istihdam&ın kesilmesi ve veteriner fakültelerinin aş&ır&ı say&ıda mezun vermeye başlamas&ıyla birlikte veteriner hekimlik alan&ında yepyeni bir dönemece girilmiş, neredeyse devrim say&ılabilecek gelişmeler gözlenmeye başlam&ışt&ır. Bu bağlamda serbest kesimde ve özel kesimde güçlenmeye başlayan veteriner bir yandan Pet klinikçiliği, bir yandan da büyükbaş hayvan klinikçiliği alan&ında önemli at&ıl&ımlar göstermiş, yurt d&ış&ından ithal edilen dişi dam&ızl&ık, aş&ı, ilaç, biyolojik madde, mama, sperma gibi ürünlerin kullan&ılmas&ı bu at&ıl&ım&ı daha da h&ızland&ırm&ışt&ır.
Öte yandan, 1980’li y&ıllar&ın baş&ında hatta çok daha önceden kamu veteriner örgütlenmesi gerek devletin küçültülmesi politikalar&ın&ın bir gereği olarak, gerekse yap&ısal kimi sorunlar&ı nedeniyle işlevinin tam olarak yerine getiremez duruma düşmüştü. Yap&ısal sorunlardan birincisi yukar&ıda and&ığ&ım 3203 say&ıl&ı kanunla getirilen örgütlenme modelinin neredeyse bir k&ıta büyüklüğünde olup aralar&ında derin coğrafi, klimatik, etnik, eğitsel. Gelişmişlik farkl&ıl&ıklar&ı bulunan bölgelerden oluşmuş ülkenin hemen her kesiminde sanki bir şablon gibi 50 y&ıl değişmeden uygulanmas&ıd&ır. Diğer sorun ise, son 15 y&ılda Türkiye’de her alanda egemen olan serbest rekabet koşullar&ın&ın ve hekimliğin özgürlükçü yap&ıs&ına uymayan mesai anlay&ış&ın&ın sonucu devlette beklenen ilerlemenin görülmemesidir.
Bugün yukar&ıda sayd&ığ&ım nedenlerden dolay&ı gelinen bu anlaml&ı aşamada kamu kesimindeki veteriner hekimlik örgütlenmesinin yeniden yap&ılanmaya gereksinimi bulunduğu herkesçe de kabul edilen bir gerçekçilik olarak ortaya ç&ıkm&ış bulunmaktad&ır. Ne var ki, 2000’li y&ıllarda egemen olacak böylesi bir yeniden yap&ılanman&ın koşullar&ı her zaman yap&ıld&ığ&ı gibi bir iki kesimin değil globalleşen hayvanc&ıl&ık ve veteriner hekimlik sektörleri ile ilişkili tüm kesimlerin oluşturacaklar&ı bir birliktelik anlay&ış&ı içerisinde ele al&ınmal&ı ve çözümlenmelidir.