Dünya Veterinerler Birliğinin 28 Nisan&ı Dünya Veterinerler günü ilan etmesinin ard&ından ilk kez bu y&ıl Türkiye’de de meslek örgütlerince çeşitli kutlamalar ve toplant&ılar yap&ılacakt&ır. Ben de mesleğimizin sorunlar&ın&ın tart&ış&ılmas&ı bağlam&ında son iki y&ıld&ır önemli bir forum olarak gördüğüm gazetesinde bu say&ıs&ında veteriner hekimliğin en temel sorunlar&ına ilişkin düşüncelerimi ve çözüm önerilerimi sunmak istiyorum.
Çözüm önerilerine girmeden önce Türkiye’deki veteriner hekimliğin günümüzdeki durumuna k&ısaca da olsa değinmek gerektiğini düşünüyorum. Kamu Veteriner Hekimliği Örgütü ve hizmetleri gerek 1987 deki reorganizasyonunun gerekse y&ıllard&ır yaşanan finansal s&ık&ınt&ılar&ın sonucunda bugün maalesef işlevsiz, ruhsuz ve hantal bir duruma getirilmiştir. Kamu y&ıllard&ır özenle elinde tuttuğu ve uzak geçmişte başar&ıdan başar&ıya koştuğu hayvan &ıslah&ı ve hayvan sağl&ığ&ı alanlar&ındaki hizmetleri yürütemez duruma geldiği için deyim yerindeyse önüne gelen devretmek istemektedir.
Kamuda çal&ışan veteriner hekimler de maalesef yürüttükleri her hizmeti devletin tüm olanaklar&ın&ı da kullanarak paral&ı olarak yapmakta ve kazand&ıklar&ı paralar&ı devlet bütçesine değil kendi ceplerine atmaktad&ırlar. Bu sayede vergi, muayenehane kiras&ı, elektrik, su, telefon, taş&ıt, sekreter girdileri bulunmad&ığ&ı için hizmeti ucuza mal ederek serbest veteriner ortam&ı oluşturmaktad&ırlar.
Sivil kesimi oluşturan serbest veteriner hekimler ülkenin yaşad&ığ&ı ekonomik kriz ve dolar&ın yükselmesi sonucu bir yandan dolarla ithal edilen aş&ı, ilaç, sperma gibi girdilerin pahal&ılaşmas&ı bir yandan da hizmeti talep eden büyük-küçükbaş hayvan üreticileri ile pet sahiplerinin gelir düzeylerinin gittikçe azalmas&ı, üstüne üstlük bir de Avrupa’da yayg&ınlaşan BSE ve şap hastal&ıklar&ın&ın doğurduğu olumsuzluklar nedeniyle çok zor durumda bulunmaktad&ırlar. Tüm bu sorunlara çözüm aramas&ı gereken veteriner hekimliği meslek örgütlerine gelince, y&ıllard&ır süregelen bölünmüşlüğün ve k&ıs&ır çekişmelerin doğurduğu dağ&ın&ıkl&ık nedeniyle mesleğimizin kronikleşmiş sorunlar&ın&ı b&ırak&ın çözmeyi, yaşad&ığ&ım&ız çağ ile tutarl&ı ve uygulanabilir projeler üretmekten bile uzak konumdad&ırlar.
Mesleğimizin lokomotifi olmas&ı beklenen veteriner fakültelerimiz ise YÖK’ün y&ıllard&ır sistematik olarak sürdürdüğü tahribat sonucu hem nitelikli veteriner hekimler yetiştirmekten hem de mesleğimizin ve hayvanc&ıl&ığ&ım&ız&ın sorunlar&ına bilimsel çözümler üretmekten h&ızla uzaklaşt&ır&ılm&ışt&ır. Hayvanc&ıl&ığ&ım&ız&ın bugün içinde bulunduğu ac&ıkl&ı durumu ise sürekli artan girdi fiyatlar&ına karş&ın üreticinin satt&ığ&ı sütün fiyat&ın&ın hala 2-3 y&ıl öncesinin düzeyinde olmas&ı san&ır&ım tüm ç&ıplakl&ığ&ıyla ortaya koyacakt&ır. Şimdi de maalesef çoğumuzun yakaland&ığ&ı saptamac&ıl&ık hastal&ığ&ına bulaşmadan somut çözüm önerilerime geçmek istiyorum. Mesleğimizin kaynağ&ı olan veteriner fakültelerinin say&ıs&ın&ın gereğinden fazla ve çoğunun öğretim kalitesinin düşük olduğu yads&ınamaz bir gerçektir. Ancak, y&ıllard&ır öğretim veren taşradaki fakültelerin kapat&ılmas&ın&ı istemek hakl&ı bile olsa tutarl&ı ve gerçekçi bir çözüm say&ılmaz. Dünyan&ın her yerinde olduğu gibi bizde de yeni mezun bir veteriner hekimden mesleğiyle ilgili her şeyi bilmesi beklenemez. Örneğin Almanya’da doktora yapmayan bir veteriner hekim mesleğe başlayamamaktad&ır. Biz de de buna benzer bir uygulama yapmak pekala mümkündür. Mademki çoğu fakültelerimizin yeterli öğretim veremediği iddia ediliyor, o halde daha önce varolan uzmanl&ık çağdaş bir anlay&ışla yeniden ele al&ın&ıp uygulansa ve hangi fakülteden mezun olursa olsunlar veteriner hekimler öğretim üyesi say&ıs&ı ve fiziksel donan&ım&ı yeterli fakültelerde uzmanl&ık eğitimi ald&ıktan sonra ihtisas isteyen alanlarda, örneği büyük-küçükbaş hayvan ve pet klinisyenliğinde, araşt&ırma ve teşhis laboratuarlar&ında, özel sektör kuruluşlar&ında çal&ışt&ır&ılabilseler san&ır&ım hem etkinlikleri artar hem de sürekli eleştirilen eşitsizlik olgusu bir ölçüde de olsa giderilmiş olur.
Performans&ın önceki say&ılar&ından birinde de ayr&ınt&ılar&ıyla aç&ıklad&ığ&ım gibi kamu örgütü, bölge veteriner hekimler odalar&ı ve üretici birliklerinin ortaklaşa karar&ı ile öncelikle hayvanc&ıl&ığ&ı gelişmiş bat&ı bölgelerinden başlayarak oluşturulacak OHAB (Organize Hayvanc&ıl&ık Bölgesi)’lar serbest veteriner hekimlerin ve üretici birliklerinin kuracaklar&ı organizasyonlara süratle devredilmelidir. Finans s&ık&ınt&ıs&ı ve hantall&ık nedenleriyle y&ıllard&ır işlevini yapamaz duruma getirilen kamu veteriner hekimliği örgütü iyice küçültülmeli, yukar&ıda kurulmas&ın&ı önerdiğim Organize Hayvanc&ıl&ık Bölgelerini devralacak organizasyonlar&ı denetleyecek kurmay kuruluşlar haline getirilmelidir.
Halen büyük bir çoğunluğu oluşturan küçük aile hayvanc&ıl&ığ&ı biçim değiştirerek Performans&ın önceki say&ılar&ından birinde de dile getirdiğim gibi KOHİ’ lere yani Küçük-Ortaboy Hayvanc&ıl&ık İşletmeleri’ne dönüştürülmeli ve yak&ınlarda Halk ve Emlak Bankalar&ı ile birleştirilerek çiftçi bankas&ı olmaktan ç&ıkar&ılan Ziraat Bankas&ı yerine kurulacak ve kaynağ&ın&ı devlet bütçesinden değil ithal hayvansal ürünlere getirilecek fonlardan sağlayacak Hayvanc&ıl&ık Sektör Bankas&ı’nca da desteklenmelidir. K&ıs&ır çekişmelerle vakitlerini geçiren ve meslek ad&ına hiçbir proje üretmeyen globalleşmiş meslek örgütleri yerine faaliyet alanlar&ın&ı temel alan örneğin yeni kurulan Küçük Hayvan Veteriner Hekimleri Derneği Tavukçuluk Derneği gibi örgütler güçlendirilse hem etkinlikleri çoğal&ır hem de yurt d&ış&ı ilişkilerde önemli ilerlemeler sağlanm&ış olur.
Mesleğimizin sorunlar&ı hiç kuşkusuz sayd&ıklar&ımla s&ın&ırlanacak kadar dar boyutlu değildir. Ben Dünya Veterinerler Günü nedeniyle bu sorunlardan sadece birkaç&ına değinmek olanağ&ı bulabildim. Umudum hiç olmazsa bu günde sorunlar&ım&ız&ın tart&ış&ılmas&ına ortam haz&ırlayacak etkinlerin planlanmas&ı ve uygulanmas&ıd&ır.
AÇIKLAMA: performans&ın geçen say&ıs&ında Dr. Oktay DEPREM’in benim bir önceki say&ıda Veteriner Hekimliği Meslek Örgütleri üstüne yazd&ığ&ım yaz&ıdaki kimi görüşlerimden yola ç&ıkarak dile getirdiği düşüncelerini büyük bir heyecan ve özenle birkaç kez okudum.
Değerli okurlar&ım 30 y&ıld&ır ülkesel ve yöresel gazetelerde, mesleki ve bilimsel dergilerde 200 ü aşk&ın yaz&ı yazd&ım. Bunlar&ın yaklaş&ık yar&ıs&ı meslek ve hayvanc&ıl&ık sorunlar&ı üzerinedir. Y&ıllard&ır bilim adaml&ığ&ımla, örgütçülüğümle hiç övünmedim ama bana yaşayan veteriner hekimler aras&ında en çok yaz&ı yazan kişi ünvan&ın&ı veren bu yan&ımla her zaman övünç duydum. Ancak, her seferinde de içerdiği görüşlerin ille de doğrudur iddias&ı taş&ımad&ığ&ın&ı ve tart&ış&ılmas&ı gereken birçok yönlerinin bulunduğunu &ısrarla vurgulad&ığ&ım yaz&ılar&ım hakk&ında Dr. Oktay DEPREM’in son yaz&ıs&ına kadar ne bir beğeni ne de eleştiri alabilmiştim. İşte bu nedenle doğrultu tutarl&ıl&ığ&ın&ı, mesleki duyarl&ıl&ığ&ın&ı, eleştirici ve savaş&ımc&ı yan&ın&ı her zaman taktir ettiğim sevgili arkadaş&ım ve öğrencim Dr. Oktay DEPREM’ in yaz&ıs&ı bende heyecan uyand&ırd&ı ve bunca y&ıld&ır yaz&ı yazma konusunda sarfettiğim emeklerimin boşa gitmediğni anlad&ım. Bu bak&ımdan kendisine sonsuz şükranlar&ım&ı sunuyorum. Ancak yukar&ıda da okuduğunuz gibi gerek bu say&ın&ın tarihinin Dünya Veterinerler Gününün tarihi ile çak&ışmas&ı gerekse Say&ın Deprem’in benim yaz&ımdaki görüşlere getireceği eleştirileri önümüzdeki say&ıda da sürdüreceğini aç&ıklamas&ı beni bu say&ıda değil, önümüzdeki say&ıda yan&ıt vermeye ve günün anlam&ına uygun düşecek okuduğunuz yaz&ıy&ı yazmaya yöneltti.