Türkçemize arapçadan girmiş aynı kökten gelen iki benzeşik sözcük vardır. Birincisi darp, ikincisi de darbe. Darp etmek fiziki bir saldırıda bulunmak, darbe vurmak ise alaşağı etmek, kötülemek, aşağılamak anlamına gelir. Ne yazıktır ki, son bir iki ay içinde şanlı mesleğimiz gösterdiği başarılarla değil de bu iki sözcükle anılır hale geldi.
Önce kendini bilmez bilmez bir petshopçu denetime gelen meslektaşlarımızı darp etti.( petshoplar sadece bizim Ülkemizde var sanırım ), daha sonra koyunlara keçilere küpe takmaya giden meslektaşlarımızı yetiştirici darp etti. ( Küpe takmak ne zamandan beri veteriner hekim işi hala anlayabilmiş değilim). Bu yetmedi bir erkek veteriner hekim hem de hamile olan bir bayan veteriner hekimi darp etti. (Sanırım en kötüsü bu oldu). Son olarak da iş tersine döndü, klinik sahibi bir veteriner hekim yanında staj yapan iki öğrenci ile birlikte mallarını çalan eski çalışanını dağa kaldırıp darp etti.(bakınız: bizimkocaeli.com )
Bir de son günlerde mesleğimize indirilen darbeler var. Niğde Üniversitesinde açılan Tarım Teknolojileri adlı bir Fakülte müfredatına hayvan sağlığı ve hastalıklarını da koydu. Daha dün biri birinden türemiş köksüz mesleklerden bir tanesi YÖK’ e sunduğu raporda balık hastalıklarını sahiplenirken, diğeri de gıda bizim işimiz, veteriner hekimlerin ne ilgisi var dedi. Şu garipliğe bakın eskiden başka meslekler gıdayı, zootekniyi elimizden alacaklar diye yakınırken şimdi tek sarıldığımız dal olan hastalıkları da kaybetmek üzereyiz. Mesleğimize vurulan darbeler bununla da bitmedi. Kendini bilmez bir doktor bozuntusu ihtisası olmayan bir konuda ipe sapa gelmez laflar ederken mesleğimize de hayasızca dil uzattı. Bir diğeri de TV deki bir açık oturumda hiç sıkılmadan “Veteriner hekimlerin Bakanlıkta ne işi var, sırf Bakan veteriner hekim olduğu için alınıyorlar” diyebildi. Son olarak da Çanakkale’deki Ziraat Fakültesi bir Kongre düzenliyor ve Kongre Başkanı tanıtım yazısında aynen şunları söylüyor. ” Hayvancılık denince sadece Zootekni Bölümlerinin akla gelmesi, hayvan yetiştiricilerinin veterinere sadece hayvan sağlığı için başvurmaları aşikardır.” Bilemiyorum, belki de benim gözümden kaçmış daha bir kaç darbe daha olabilir.
Neredeyse akıl tutulmasına uğrayacağım. Mesleğimizin geçmiş 200 yıllık tarihini çok iyi araştırmış, son 47 yılını da öğrenci ve veteriner hekim sıfatıyla bizzat yaşamış bir kişi olarak şunu açıkça söyleliyim ki kökü tarihin derinliklerine kadar uzanan, geçmişi şan ve şereflerle dolu kutsal mesleğimiz hiç bir dönemde bugün olduğu kadar kötü duruma düşmemiş, horlanmamış ve aşağılanmamıştır. Biraz abartı olacak ama bazen kendi kendime keşke bu günleri hiç görmeseydim diye düşünüyorum. Her seferinde de artık yazmayayım diyorum ama bir haber okuyunca yine dayanamıyorum. Artık tek bir suçlu aramaktan da vazgeçtim. Çünkü meslek örgütleri ne kadar suçlu ise onları seçen delegeler ve biz üyeler de o kadar suçluyuz diye düşünüyorum. Onun için meslek bütünlüğümüze karşı yapılan bu saldırılara, darbelere karşı hep birlikte savaşmalıyız. Çünkü hepimiz aynı gemideyiz ve ne yazık ki kendimizden başka dostumuz da yok.Ya hep birlikte batacağız ya da hep birlikte refaha ereceğiz.