TÜRKİYE’DE SUN’İ TOHUMLAMANIN GEÇMİŞİ VE GELECEĞİ

Y&ıllar önce yay&ımlanan bir yaz&ımda 21. Yüzy&ıl&ın Biyoteknoloji Çağ&ı olacağ&ın&ı vurgulam&ış ve”Biyoteknoloji ya da Bi-Tech olgusu günümüzde biyolojinin bir devrimi olarak nitelendirilmekte ve endüstrideki Hing-Technology ya da Hi-Tech olgusuna eşdeğer kabul edilmektedir. Nas&ıl ki Bi-Tech te de micro-chip kullan&ım&ı gelişip yayg&ınlaşm&ışsa, Bi-Tech te de micro-gamet manipülasyonlar&ı konusunda büyük ilerlemeler kaydedilmiştir.” demiştim.

Öyle san&ıyorum ki, günümüzde ulaşt&ığ&ı boyutu ile biyoteknoloji sadece içinde yaşad&ığ&ım&ız yüzy&ıla değil belki de üçüncü bin y&ıla yani milenyum’a bile damgas&ın&ı vurabilecektir. O halde kimilerinin internet teknolojileri bağlaml&ı Bilgi-Informatik Çağ&ı olarak nitelendirdiği çağ&ım&ıza genom teknolojileri bağlaml&ı genetik bilgi birikiminin de özgün katk&ılarda bulunabileceği unutulmamal&ıd&ır. Bilgiyi kullanacak insan&ın deşifre edilen genom yap&ıs&ın&ın iyileştirilmesi kuşkusuz o bilginin kullan&ım&ı daha da h&ızland&ırabilmektedir.

Konumuz olan suni tohumlama Dünya da uygulanm&ış ilk biyoteknolojik yöntem olarak kabul edilmektedir. Spermatozoon ve ovumun hijyenik olarak kazan&ım&ı ve ince yap&ılar&ı üzerindeki çal&ışmalar&ın genetik biliminin insan klonlamaya değin uzanan s&ın&ır tan&ımaz sürecinde biyoteknolojinin gelişimine inan&ılmaz katk&ılar&ı dokunduğu yads&ınamaz bir gerçektir.

Dünyadaki biyoteknolojik gelişmelerin tetikleyicisi olmas&ı yan&ında suni tohumlaman&ın hayvan &ıslah&ında ve k&ıs&ırl&ığa neden olan genital enfeksiyonlar&ın önlenmesinde işlevleri saymakla bitmez. Hepimizin çok iyi bildiği konular olmas&ı nedeniyle bunlara değinmeden geçeceğim.

Benim konuşmamda as&ıl üzerinde duracağ&ım husus suni tohumlaman&ın Türkiye’de nerelerden gelip nerelere gittiğini kronolojik olarak ortaya koymak yan&ında, bu günkü durumunu ve geleceğini en son veriler ve kendi kişisel gözlemlerim &ış&ığ&ında irdelemektir. Bunu yaparken konuşmam&ın s&ık&ıc&ıl&ığ&ın&ı bir ölçüde de olsa gidermek için yaşad&ığ&ım kimi an&ılar&ım&ı da s&ıras&ı geldikçe sizlerle paylaşmak istiyorum.

Cumhuriyetin kuruluşundan önce Türkiye hayvanc&ıl&ığ&ında suni tohumlaman&ın kullan&ıld&ığ&ına dair elimizde her hangi bir bilgi bulunmamaktad&ır. O döneme ilişkin olarak suni tohumlamay&ı ilgilendirebilecek belki de tek olay 17 Şubat 1923 de bizzat Büyük Atatürk ün arzusu ile gerçekleştirilen İzmir 1.İktisat Kongresi’dir. Yeni Türkiye Cumhuriyetinin geleceğini biçimlendiren bu kongrenin sonuç bildirgesinin “Ziraatta Hayvanat Meseleleri”başl&ıkl&ı alt bölümde her türden evcil hayvanlar&ım&ız&ın &ıslah&ı ve çoğalt&ılmas&ı karar&ı da yer almaktayd&ı. Nitekim Cumhuriyetin ilan&ın&ı izleyen daha ilk y&ıllarda dönemin Tar&ım Bakan&ı Sabri Toprak‘&ın Rusya’ya yapt&ığ&ı resmi bir ziyaret s&ıras&ında kendisine tan&ıt&ılan suni tohumlama uygulamas&ı ile, hayvanlar&ın &ıslah&ı ve çoğalt&ılmas&ı iradesinin &ış&ığ&ında yak&ından ilgilenmiş,hemen bu yeni tekniğin ülkemizde de uygulanabilmesi için gerekli girişimlerde bulunmuştur. Bu çabalar&ın sonunda 1926 y&ıl&ında Mihailof bir veteriner hekim Türkiye’ye gelerek Karacabey Haras&ında Türk veteriner hekimlerine suni tohumlama biyotekniği ve infertilite konular&ında kurslar düzenlemiştir. Bu ilk kursa kat&ılan Tevfik Bulak,Naz&ım Uygur, İsmail Hakk&ı Ünveren ve Fahri Araz gibi Türk veteriner hekimleri sonraki y&ıllarda Rusya’ya giderek özellikle suni tohumlama ve infertilite konular&ında ihtisas yapm&ışlar ve Yurda dönüşlerinde öğretici ve idareci olarak Türkiye’de suni tohumlaman&ın gelişimine çok önemli katk&ılarda bulunmuşlard&ır. İsmail hakk&ı Ünveren 1930 y&ıllar&ın baş&ında Afganistan’daki suni tohumlama organizasyonunu kuran kişidir.

1930 lu y&ıllar&ın başlang&ıc&ından II.Dünya Savaş&ın&ın patlak verdiği 1939 y&ıl&ına değin geçen süreçte yerli koyun ve s&ığ&ır &ırklar&ım&ız&ın zaman zaman çeşitli ülkelerden ithal edilen üstün genotipik yap&ıl&ı boğa ve koçlarla, çevirme melezleşmesi kullan&ılarak &ıslah&ı faaliyetlerinde suni tohumlamadan çok büyük ölçüde yararlan&ılm&ışt&ır. Özellikle Bursa ve Bal&ıkesir bölgelerinde yürütülen bu çal&ışmalar sonucunda Karacabey Esmeri S&ığ&ır Irk&ı ve Karacabey Merinosu Koyun &ırk&ı geliştirilerek ileriki y&ıllarda halk hayvanlar&ın &ıslah&ında kullan&ılmak üzere önemli bir yerli gen kaynağ&ı elde edilmiştir. Başar&ıl&ı bir biçimde sürdürülen bu faaliyetlere II.Dünya Savaş&ı süresince suni tohumlama teknisyenlerinin askere al&ınmas&ı ve ödeneksizlik gibi kimi nedenlerle maalesef ara verilmiş, halk hayvanlar&ın&ın &ıslah&ında suni tohumlaman&ın kullan&ılmas&ına savaş&ın bitimini takip eden y&ıllarda ancak başlanabilmiştir.

Her iki türde de y&ıllar itibar&ıyla göreceli bir gelişme gösteren suni tohumlaman&ın Türkiye’deki tarihsel süresince donmuş sperman&ın devreye girmesi önemli bir kilometre taş&ı olarak kabul edilmektedir. 1970 li y&ıllar&ın hemen baş&ında İsveçli veteriner hekim Polson Ankara’daki Lalahan veteriner Zootekni Araşt&ırma Enstitüsünde Türkiye’de , ilk kez donmuş boğa spermas&ı üretimini başlatarak tarihe geçmiştir. Polson’a Lalahan’da yard&ımc&ı olan ve daha sonralar&ı gerek öğretici gerekse uygulay&ıc&ı olarak donmuş sperma üretimi ve rekto-vaginal tohumlama tekniğinin Türkiye’de gelişip yayg&ınlaşmas&ında önemli katk&ılar&ı bulunan isimler aras&ında rahmetli Yavuz Kinalp’i ve Mehmet Kozandağ&ı’y&ı sayabiliriz. Lalahan’daki uygulamadan hemen sonra bu kez İstanbul’da Şenlikköy Suni Tohumlama Laboratuar&ında değerli hocam&ız Adnan Özkoca donmuş sperma üretimini başlatm&ış, daha sonralar&ı bu teknik öteki labaratuvarlara da yay&ılm&ışt&ır. Yaln&ız bu arada Türkiye’de donmuş sperma üretimi başlamadan önce değerli hocam&ız Afif Sevinç’in Amerika’da değerli hocam&ız Adnan Özkoca’n&ın da Almanya’da ve Lalahan’da koç spermas&ın&ın dondurulmas&ı üzerinde yapt&ıklar&ı öncü say&ılabilecek çal&ışmalara da değinmeden geçemeyeceğim.

Türkiye’de s&ığ&ır suni tohumlamas&ı alan&ında devrim say&ılabilecek as&ıl önemli gelişme 1985 y&ıl&ında özel ve tüzel kişilerin s&ığ&ır suni tohumlamas&ı yapabilmelerine olanak sağlayan bir yönetmeliğin ç&ıkar&ılmas&ıd&ır. Bugünlerde bakanl&ıkça yürürlüğe sokulmak istenen başka bir yönetmelikle ortadan kald&ır&ılmas&ı planlanan 1985 tarihli yönetmelik sayesinde 2001 y&ıl&ı verilerine göre say&ılar&ı on bini aşan serbest veteriner hekim y&ılda 330.000 özel tohumlama yapabilmekte, ikisi kamuyu üçü özel kesime ait toplam beş donmuş sperma üretim merkezinde y&ılda toplam 1.188.000 doz boğa spermas&ı üretilebilmekte, değişik firmalarca y&ılda toplam 1243 veteriner hekim bakanl&ıktan yetki alarak devletin teşkilat&ın&ı çektiği bölgelerde özel tohumlama faaliyetlerini sürdürebilmektedir. Bu gelişmeler sonucunda tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de suni tohumlama yüksek rantl&ı bir sektör haline gelmiş, donmuş sperma, alet ve ekipman ticareti ile uğraşan çok say&ıda firma faaliyete geçmiştir. Hele 1995 y&ıl&ında Islah-&ı Hayvanat Kanununda yap&ılan bir değişiklikle devletin ve o arada da yine ayn&ı değişiklikle kurulan yetiştirici birliklerinin paral&ı tohumlama yapabilmelerine olanak tan&ımas&ı olaya yeni bir rekabet boyutu da eklemiştir. Ne var ki olumlu say&ılabilecek tüm bu gelişmelere karş&ın son verilere bak&ıld&ığ&ında ümitsizliğe kap&ılmamak ta elde değildir. Nitekim 2001 y&ıl&ında Türkiye’de mevcut toplam 11.000.000 baş s&ığ&ır varl&ığ&ın&ın sadece %5.6 s&ın&ı , toplam 4.500.000 baş boğa alt&ı inek varl&ığ&ın&ın da sadece %14.0 &ın&ı oluşturan 622.000 baş inek ancak tohumlanabilmiştir. Hayvanc&ıl&ığ&ı gelişmiş ülkelerin verileri ile karş&ılaşt&ır&ıld&ığ&ında bu rakamlar&ın ne kadar düşük olduğu ve yaklaş&ık elli y&ıld&ır bin bir özveriyle sürdürülen çabalar&ın boşa gittiği sonucuna var&ılabilir.

Şimdi, hiç te iç aç&ıc&ı olmayan bu mevcut durumun düzeltilmesi konusunda y&ıllard&ır biriktirdiğim düşüncelerimin bir özetini ille de doğrudur iddias&ı taş&ımadan sizlere sunmak istiyorum.

Suni Tohumlama basit anlat&ım&ıyla hayvanlar aras&ında yarad&ıl&ıştan beri doğal olarak süregelen çiftleşme olay&ına bir insan ve bir teknik yard&ım&ıyla müdahaleden ibarettir. Yani çiftleşmede cereyan eden fizyolojik olaylar zinciri burada da yer almakta, ne var ki olay bir yerinde kesilerek insan ve teknik faktörleri devreye sokulmaktad&ır. O halde, suni tohumlamay&ı geliştirmek amac&ıyla başvurulacak önlemlerin özünü insan ve teknik faktörü oluşturmal&ıd&ır. Tekniğin uygulanacağ&ı hayvan ve de herhangi bir hayvan populasyonundaki uygulan&ış biçimi olan organizasyonu da olaya dahil edersek bütünselliği tamamlam&ış oluruz. Şimdi tüm bu faktörleri teker teker inceleyelim.

Hayvan – Genotip Faktörü

Gelişmiş ülkelerden farkl&ı olarak Türkiye’ de suni tohumlama çokluk &ıslah amac&ıyla kullan&ılmaktad&ır. Hayvan Islah&ı esas itibar&ıyla üstün erkek yada dişi genotipinin bir hayvan popülasyonun da etkinlikle yayg&ınlaşmas&ı anlam&ına gelir. Bir popülasyonda üstün genotipin yayg&ınlaşt&ır&ılmas&ı zooteknik olarak saf yetiştirme- seleksiyon, biyoteknolojik olarak da in vitro fertilizasyon-embriyo transferi yöntemleri ile mümkün olabilmektedir. An&ılan bu yöntemlere uzun zaman almalar&ı ve düşük sonuç vermeleri nedeni ile s&ıkça başvurulmad&ığ&ın&ı hepimiz iyi biliyoruz. Oysa genotipik ilerlemenin h&ızland&ır&ılmas&ı anlam&ına da gelen hayvan &ıslah&ında zooteknik olarak melezleme, biyoteknolojik olarak ta mikro enjeksiyon-suni tohumlama yöntemlerinin kullan&ılmas&ı sadece üstün erkek genotipinin bir popülasyonda yayg&ınlaşmas&ın&ı sağlamakla kalmaz, genotipik ilerlemeyi h&ızland&ırarak &ıslaha etkinlikte kazand&ır&ır.

Hepimizin çok iyi bildiği gibi, çiftleşmeden sonra oluşan zigotun genetik materyalinin yar&ıs&ı erkekten, yar&ıs&ı da dişiden gelir. Özellikle ülkemizde dişiden gelen %50’lik genetik materyalin üstünlüğü tart&ışma konusudur. Çünkü, her türden dişi hayvanlar&ım&ız&ın büyük çoğunluğu genotipik yap&ıs&ı kötü &ırklardan oluşmaktad&ır. Oysa örneğin bir inek zigotundaki genetik materyalin öteki yar&ıs&ın&ı oluşturan %50’lik üstün erkek genotipini taş&ıyan ithal donmuş spermalar&ı, sağlayacağ&ı yarar göz önüne al&ınd&ığ&ında görece uygun fiyatlara sat&ın almak mümkündür. O halde üstün genotipik yap&ıya sahip boğa spermalar&ı kullan&ıld&ığ&ında, ineğin genotipi üstün olmasa bile yavrunun genlerinin yar&ıs&ı üstün genotipli babadan geleceği için ileride üstün verimli bir hayvan elde etme olas&ıl&ığ&ı daha da artacakt&ır. Buradan ç&ıkan sonuca göre halk hayvanlar&ın&ın &ıslah&ı ve verimlerinin yükseltilmesi amac&ıyla yürütülecek tohumlama çal&ışmalar&ında olanaklar ölçüsünde kaliteli sperma kullan&ılmal&ıd&ır.

İnsan Faktörü

İnsan faktörü deyince akla hayvan yetiştiricisi ve suni tohumlamay&ı yapan veteriner hekim gelmelidir. Hayvan yetiştiricisinin suni tohumlama uygulamas&ında ki önemi herşeyden önce dişinin k&ızg&ınl&ığ&ın&ı tespitte ortaya ç&ıkar. Hepimizin bildiği gibi k&ızg&ınl&ığ&ın tespiti suni tohumlaman&ın başar&ıs&ın&ı etkileyen faktörlerin en baş&ında gelir. S&ırf k&ızg&ınl&ığ&ın zaman&ında tespit edilememesi nedeniyle gebeliğin bir siklüs süresince gecikmesinin yetiştiriciye maliyeti örneğin inekte dam&ızl&ık değerinin yaklaş&ık onda biri kadard&ır. Ne var ki deneyimlerime göre k&ızg&ınl&ığ&ın tespitini sadece yetiştiricilere b&ırakmak ta doğru değildir. Çünkü ne kadar eğitirseniz eğitin yetiştiriciyi bu konuda yeterince bilinçlendiremezsiniz. Ya veteriner hekim k&ızg&ınl&ığ&ı tohumlamadan önce mutlaka rektal yolla saptamal&ı, ya da özellikle büyük işletmelerde k&ızg&ınl&ık senkronize edilerek tespite gerek b&ırak&ılmamal&ıd&ır.

Başar&ıl&ı bir suni tohumlama uygulamas&ında en etkili insan faktörü suni tohumlamac&ı veteriner hekimdir. Suni Tohumlamay&ı sadece sperman&ın dişinin genital kanal&ına b&ırak&ılmas&ı anlam&ına gelen basit bir manipülasyon olarak değil de, reprodüksiyon ile ilgili çok çeşitli konular&ın, o arada ilgili yan dallarda edilinen bilgi ve becerilerin eşliğinde yürütülen multidisipliner ve komplike bir biyoteknik olarak alg&ılarsak veteriner hekimin bu konudaki işlevini daha iyi kavram&ış oluruz. Fakülteyi yeni bitiren bir veteriner hekimden nas&ıl hemen ürotrotomi operasyonu yapmas&ın&ı ya da kanda lipit tayin etmesini bekleyemezsek rekto-vaginal tohumlama yapmas&ın&ı da bekleyemeyiz. Bu sadece Türkiye’de değil benim değişik tarihlerde üç kez bulunduğum Almanya’da da böyledir. O yüzden suni tohumlama yapacak veteriner hekimlerin s&ırf sertifika vermek ad&ına aç&ılan göstermelik kurslarda değil, y&ıllar y&ıl&ı savunduğum ve gerçekleşmesinden büyük sevinç duyduğum fakültelerde aç&ılan mezuniyet sonras&ı kurslarda yetiştirilmesi daha doğru olacakt&ır.

Teknik Faktörü

Suni tohumlama uygulalar&ında önemsenecek olgulardan birisi de tekniktir. Suni tohumlama tekniği Türkiye’de uygulanmayan başlamas&ından bu yana geçen yaklaş&ık 50 y&ıll&ık sürede sadece bir kez, o da sperman&ın dondurulmas&ı ve ineklerde rekto-vaginal tohumlama tekniğiklerinin devreye girmesi suretiyle değişmiştir. Yaklaş&ık 30 y&ıld&ır ise sperma dozu hacminin yar&ıya inmesi ve buna bağl&ı olarak ta pistole çap&ın&ın küçülmesi d&ış&ında teknikte herhangi bir değişiklik yaşanmam&ışt&ır. Bu da halen uygulanmakta olan tekniğin başar&ıs&ın&ın ve kal&ıc&ıl&ığ&ın&ın bir göstergesidir. Bu bağlamda suni tohumlamay&ı uygulayan veteriner hekime düşen en önemli görev hijyenik çal&ışmas&ı, sperman&ın eritilmesine özen göstermesi ve spermay&ı gün &ış&ığ&ında uzun süreli b&ırakmamas&ıd&ır.

Organizasyon Faktörü

Türkiye’deki s&ığ&ır suni tohumlamas&ı faaliyetleri y&ıllar boyu tümüyle devletin elinde ve tur sistemi denilen bir organizasyonla yürütülmüştür. Hepimizin bildiği gibi tur sisteminde bir teknisyen her gün güzergah&ındaki köyleri dolaş&ıp belli duraklara getirilen k&ızg&ın inekleri tohumlard&ı. Dünyada terkedilmiş olan bu sistem; verimli, ekonomik ve bilimsel olmad&ığ&ın&ı say&ıs&ız kez dile getirmemize rağmen uzun y&ıllar boyu inatla sürdürülmüştür. Ne zaman ki 1985’ de ç&ıkar&ılan yönetmelikle serbest veteriner hekimler de özel suni tohumlama uygulamas&ına başlay&ınca tur sistemi yerini telefon ihbarl&ı sisteme b&ırakmaya başlad&ı. Bunda 1980 lerden sonra gelişip yayg&ınlaşan iletişim olanaklar&ın&ın da olumlu pay&ı vard&ır. Telefon ihbarl&ı sistemin tur sistemine bak&ınca döl verimi ve hizmet maliyeti bak&ım&ından daha iyi sonuçlar verdiği U.Ü. Veteriner Fakültesinde yap&ılan bir doktora tezinin sonuçlar&ından da anlaş&ılmaktad&ır. Bugün sertifikal&ı on bine yak&ın veteriner hekim Türkiye’nin doğusunda, bat&ıs&ında özel tohumlama yapmakta, devlet neredeyse tümüyle terkettiği ya da k&ısa sürede terketmek istediği s&ığ&ır suni tohumlamas&ın&ı serbest veteriner hekimlere yapt&ırmak için her türlü kolayl&ığ&ı sağlamaktad&ır. Nitekim, başta da belirttiğim gibi bugüne kadar 1243 veteriner hekim özel s&ığ&ır suni tohumlamas&ı yapmak için bakanl&ıktan izin alm&ış bulunmaktad&ır.

Türkiye’deki s&ığ&ır suni tohumlama faaliyetlerinin özelleştilmesi çabalar&ı verilen tüm uğraşlara rağmen arzu edilen düzeye ulaşamam&ış, önceden de var olan dağ&ın&ıkl&ık ve denetimsizlik olgular&ı bir türlü giderilememiştir. Bunda devletin s&ığ&ır suni tohumlamas&ı faaliyetlerini zorunlu olarak terkederken, serbest veteriner hekimlerin önüne yeni uygulamada izlenecek model konusunda çağdaş bir proje koyamamas&ın&ın da rolü vard&ır. Son zamanlarda “Organize Hayvanc&ıl&ık Bölgeleri-OHAB” adl&ı bir organizasyon modelini sadece özel suni tohumlama yapacak veteriner hekimler için değil, özel koruyucu aş&ılama ve büyük baş hayvan kliniği yapacaklar için de önermiştim. Bu modelin esas&ın&ı, devletin veteriner hekim odalar&ı ile birlikte oluşturup alt yap&ıs&ın&ı haz&ırlayacağ&ı ve etkin biçimde denetlemeyi öngöreceği bölgelerin veteriner hekimlerin kuracaklar&ı tüzel kişilikli hizmet şirketlerine ya da yetiştirici birliklerinin oluşturacağ&ı organizasyonlara devredilmesi teşkil eder. Öyle umuyorum ki, böylesi bir organizasyonda s&ığ&ır suni tohumlamas&ı çal&ışmalar&ı daha da etkinlik ve yayg&ınl&ık kazanacakt&ır.

Böylece, suni tohumlama biyotekniğinin kendimce s&ın&ıfland&ırd&ığ&ım dört olgusuna k&ısaca da olsa değinmeye çal&ışt&ım. Eğer bu konuşmamda Türkiye’deki suni tohumlama uygulamalar&ın&ın art&ık klasikleşmiş sorunlar&ına ve bu sorunlar&ın hepimizin iyi bildiği çözümlerine uzun uzad&ıya değinecek olsam bana ayr&ılan süreyi aşacağ&ım&ı biliyorum. O nedenle 1985’ den beri mücadelesini verdiğim, s&ığ&ır suni tohumlamas&ın&ın serbest veteriner hekimlere devredilmesi konusunda henüz yetersiz de olsa belli bir aşamaya gelindiğini görmenin sevinciyle sözlerime son vermek istiyorum