Ord.Prof.Dr.Samuel Aysoy 1885 de Gümülcine’de doğmuştur. Mülkiye Baytar Mektebini 1906 da bitiren Aysoy, 1910 yılında Fransa’ya giderek uzmanlık eğitimine başlamıştır. 1912 yılında Yurda dönüşünden sonra önce askeri ve sivil veteriner okullarında, sonra da 1920 yılında iki okulun birleşmesiyle oluşan Veteriner Yüksek Okulunda İç Hastalıkları hocalığı yapmıştır. 1933 yılında Yüksek Ziraat Enstitüsü kurulunca, bu Enstitüye bağlı Veteriner Fakültesine İç Hastalıkları Doçenti olarak atanmış, 1936 da Profesör, 1944 de de Ordinaryus Profesör olmuştur. Samuel Aysoy, Yüksek Ziraat Enstitüsünden 1946 yılında Ankara Üniversitesine nakledilen Veteriner Fakültesinde İç Hastalıkları Profesörü olarak göreve başlamıştır. Asıl branşı İç Hastalıkları olsa da renkli kişiliği nedeniyle değişik konularda da faaliyetlerde bulunmuştur. Evcil Hayvan İç Hastalıkları, Tıbbi Klinik Kılavuzu, Evcil Hayvanların Özel Hastalıkları ve Tedavisi gibi İç Hastalıkları konusundaki kitapları dışında; Ankara Kedileri, Üreme Biyolojisi, Radiestezi konusunda da eserleri bulunmaktadır. Örneğin, ” Oğlan mı, kız mı? Arzuya Göre Oğlan veya Kız Anası Olmak İçin Ne Yapmalı” başlıklı kitabı ilginçtir. Ayrıca, yaşadığı dönemde hiç bilinmeyen Radiestezi konusunda kaleme aldığı ” Tabiat Mucizeleri, Tıbbi ve Biyolojik Radiestezi, Hekimlikte Yeni Ufuklar ” adlı kitabı sadece Veteriner Hekimlikte değil İnsan Hekimliğinde de büyük yankılar uyandırmıştır. Aysoy, Radiesteziyi,” canlı veya cansız cisimlerden çıkan dalgalar vasıtasıyla cismi keşfetme ilmi ” olarak tanımlamaktadır.
Öğrenciliğimizde hocamızın tedavi biçimi ve sarkacı bir şehir efsanesi gibi dillerimizde dolaşırdı. Hatta çözümsüz hastalıklara yakalanan insanların bile hocamızın kapısında kuyruk oluşturduğu söylenirdi. Anlatıldığına göre, hocamız sarkacını insan ya da hayvan vücudu üzerinde dolaştırıyor, sarkacın titreştiği bölgeye ve titreşmenin derecesine göre hastalıkları teşhis ediyordu. 1930 yılında kurulan Veteriner Hekimler Derneğinin kurucuları arasında yer alan Samuel Aysoy 1955 yılında emekli olmuş, 1959 yılında da İstanbul’da vefat etmiştir.Bu vesileyle Samuel Aysoy hocamızı saygı ve minnetle anıyorum.
Çok güzel özetlenmiş Samuel Hoca’nin bilimsel yasami. Babamin (Selim DELILOGLU, 1941 mezunu) hocasiymis. Pek çok dinlemistim. Sinavlari aksam saatlerine kadar surermis. Eşi öğrencilere yemek, çay, vb ıkram edermiş. Iç Hastalıkları Kliniğinin yanında bir yerde yaşarlarmış. Kursun levhalar ile hastalığı tetikleyen olumsuz radyo dalgalarını izole edermiş, vb.
Bilgilendirme için teşekkürler,
Iyi yollar dilerim.