Sürdürülebilirlik (sustainability) son zamanlarda hayatın her alanında güncellik kazanan ve önemsenen bir kavram haline gelmiştir. Hayvancılıkta sürdürülebilirlik elde edilen et, süt gibi ürünlerin stratejik önemi nedeniyle öteki sektörlere bakınca daha da öne çıkmış bulunmaktadır. Türkiye’de hayvancılık periyodik olarak krize girmektedir. Hayvancılıktaki krizler sektörün büyüklüğü ve elde edilen ürünlerin önemi nedeniyle ağır geçmektedir. Bu krizlerin yaşanmaması için hayvancılığın mutlaka sürdürülebilir olması gerekir. Hayvancılıkta sürdürülebilirliğin altı önemli ayağı vardır. Bunları kısaca, 1) Üretim, 2) Yavru Verimi, 3) Sağlık, 4) Refah, 5) Karlılık ve 6) Pazarlama olarak sıralayabiliriz.
ÜRETİM: İşletmedeki sürünün süt verimi ortalaması 30 litrenin altına düşmemelidir. Bu ancak genetik yapısı üstün, kaliteli süt inekleri ile sağlanabilir. Genetik yapının iyileştirilmesinde dişi sperma kullanılarak yapılan suni tohumlama, embriyo transferi ve genomik seleksiyon büyük önem taşır. Özellikle süt yağı, proteini ve kuru maddesi yüksek; somatik hücre sayısı, bakteri sayısı ve antibiyotik miktarı düşük kaliteli sütler üretilmelidir. Bir süt sığırcılığı işletmesinde verim kayıtlarının düzenli olarak tutulması sürdürülebilirlik açısından yararlıdır.
YAVRU VERİMİ: Buzağı bir süt sığırcılığı işletmesinin geleceğinin teminatıdır. Onun için buzağıları öldürmemek gerekir. Ölmese bile ilk bir ayda hastalanan buzağıdan ileride iyi bir damızlık olmaz. Bir süt sığırcılığı işletmesinin sürdürülebilirliği bir inekten fertil (doğurgan) yaşamı boyunca en fazla buzağı alınmasına bağlıdır. Bunun için de düvelerin en geç iki yaşında doğurması şarttır. Ayrıca bir inekten her yıl bir buzağı alınması gerekir. Bunu sağlamanın yolu doğum ile ilk gebelik arasındaki sürenin 80 günü aşmamasından geçer. Diğer bir anlatımla buzağılama aralığı yani iki doğum arasındaki süre 400 günü geçmemelidir. Holstein ırkının yavru verimi düşük, montofon ve simental ırklarının yavru verimi yüksektir.
SAĞLIK: Bir süt sığırcılığı işletmesinin sürdürülebilirliği hastalıklardan ari olmasına bağlıdır. Bunun da yolu sürü yönetimi programındaki sağlık ve koruyucu hekimlik protokollerinin eksiksiz uygulanmasından geçer. Özellikle yeni doğan buzağılara ve kurudaki ineklere uygulanan aşı protokolleri çok büyük bir önem taşır. Ayrıca biyogüvenlik konusunda alınacak önlemler de sağlığın korunmasına büyük destek sağlar. Hastalıkların daha ortaya çıkmadan önlenebilmesi adına yapay zeka teknolojilerinin kullanılması da yararlı olur.
REFAH: Refah içinde yaşayan ineklerin verimleri yüksek sağlıkları yerinde olur. İnekler üstü kapalı yarı açık ahırlarda barındırılmalıdır. Temiz hava, temiz su, kaliteli kuru ot ve serbest dolaşım inekleri mutlu eden ve verimlerini artıran unsurlardır. Süt ineklerini sıcaklık stresinden koruyucu önlemleri almak refahın önemli bir parçasıdır.
KARLILIK: Bir süt sığırcılığı işletmesinin sürdürülebilirliği en başta karlılığa bağlıdır. Karlılıkta maliyetlerin düşürülmesi kadar verimliliğin artırılması da önemlidir. İşletme girdilerinin dörtte üçünü yem teşkil eder. Kaba ve kesif yemini üreten ya da hasat zamanı satın alan üreticiler kar eder. Kısacası ineği ucuza beslemelidir. Ayrıca işletme giderlerinin çok zorunlu olmadıkça kredi yoluyla değil de uygun dönemlerde biriktirilen öz sermaye yoluyla karşılanması da karlılığı artıran ve kriz dönemlerinde damızlıkların satışını önleyen bir yöntemdir. Maliyetin önemli bir unsuru olan personel giderleri otomatik yem karma makinesi, sağım robotu ve buzağı süt emme makinesi kullanarak azaltılabilir. Enerji ise gübreyi değerlendiren biogaz tesisi, rüzgar gülü ve güneş panelleri ile sağlanabilir.
PAZARLAMA: Elde edilen ürünün uygun fiyata pazarlanması işletmenin sürdürülebilirliği açısından çok büyük bir önem taşır. Ayrıca, ürünleri işleyip katma değer kazandırdıktan sonra pazarlamak da karlılığı artıran bir unsurdur.