Türkiye hayvancılığında koyunculuk çok önemli bir yer tutmaktadır. Buğday ile koyun gerisi oyun sözü dilimizde çok kullanılan deyimler arasındadır. 1970 li yıllarda sayıları elli milyona ulaşan koyunlar daha sonra azalarak 20 milyonlara düşmüş ancak son on yıl içerisinde tekrar yükselmeye başlamıştır. Bugün koyunculukta yaşanan çoban, mer’a, ürünün para etmemesi ve gençlerin uzaklaşması gibi sorunlara rağmen koyun sayılarının yüksekliği Türk halkının nezdinde koyunculuğun halen eski önemini koruduğunu göstermektedir.
2015 yılında Türkiye’de yaklaşık 31.5 milyon baş koyun mevcuttu. Bu koyunlardan yaklaşık yarısı yıl içinde sağılmış ve 1.117 bin ton süt elde edilmiştir. Bu durumda koyun başına süt üretimi 2015 yılında 77 kg olmuştur. 2015 yılında kesilen yaklaşık 5 milyon koyundan yaklaşık 100 bin ton et elde edilmiş ve bu suretle koyun başına et üretimi 20 kg ı bulmuştur. 2015 de üretilen koyun sütü aynı yıl üretilen inek sütünün %0.7 si, üretilen koyun eti de aynı yıl üretilen sığır etinin %10 unu oluşturmuştur. Şimdi de bu rakamların dillendirilmesine geçelim. Türkiye sahip olduğu koyun varlığı ile Avrupa’da Rusya’dan sonra ikinci sıradadır. Ne var ki, sayıca bu üstünlüğüne karşın koyunların hemen tamamı düşük verimli yerli ırklardan oluşmaktadır. Nitekim bu durumun böyle olduğu koyun başına süt ve et verimlerinin düşüklüğünden de kolaylıkla anlaşılabilir. 2015 yılında Türkiye’de mevcut koyunların 77 kg ortalama süt ve 20 kg ortalama et verimleri hayvancılığı gelişmiş ülkelerle karşılaştırıldığında son derece düşük düzeydedir. Ortalama süt üretimi rakamından koyunların günde bir kilogramdan daha az süt verdiği anlaşılmaktadır. Aynı durum koyunların yıllık ortalama et verimi için de söz konusudur. Yıllık ortalama 20 kg et verimi de hayvancılığı gelişmiş ülkelere bakıldığında çok düşüktür. Koyunların süt ve et verimlerindeki bu geriliğin nedeni yukarıda da belirtildiği gibi Ülkemizde üstün verimli koyun ırklarının bulunmayışıdır. Koyunların süt ve et verimlerinin sığırların süt ve et verimleri ile karşılaştırılmasından da aynı sonuçlar ortaya çıkmaktadır. Koyunların süt ve et verimlerinin sığırların verimleri içindeki payı sütte %0.7, ette de %10 düzeyindedir. Bu sonuçlar kimi yazarların Türkiye’deki kırmızı et sorununun koyun eti desteği ile çözülebileceği tezini de çürütmektedir. Yıllık 100 bin ton koyun eti ile bu sorunun çözümü mümkün değildir. Sütte de durum hemen hemen aynıdır. Kuzusunun emmesinden sonra geriye kalan koyun sütü neredeyse hiçbir artı değer sağlamamaktadır.Ancak koyunların sayılarının artırılması yerine üstün verimli ırklar kullanılması suretiyle ıslahı sonucunda et veriminin artması belki de kırmızı et ihtiyacını karşılamada destek olabilir. Koyunlardaki yıllık et veriminin azlığında erkek kuzuların erken yaşta kesimi de rol oynamaktadır. Bu nedenle, erken kuzu kesiminin mutlaka önlenmesi gerekmektedir.
Şimdi de 2010-2015 yılları arasındaki altı yıllık süreyi koyunculuk bakımından değerlendirelim. 2015 yılında 2010 yılına nazaran koyun sayısı 23 milyon baştan, 31.5 milyon başa çıkmış, buna bağlı olarak da sağılan koyun sayısı 10.5 milyon baştan, 15.5 milyon başa yükselmiştir. Kesilen koyun sayıları altı yıllık süreçte 6.9 milyon baştan 5 milyon başa düşmüştür. Anılan yıllar içerisinde gerek 77 kg olan yıllık süt verimi, gerekse 20 kg olan yıllık et verimi değişmemiş hep aynı kalmıştır. Bu rakamlardan şu sonuçları çıkarabiliriz. 2010-2015 yıllarını kapsayan süreçte koyun sayısı 8.5 milyon baş artmıştır. Sadece bu artan miktar bile Dünyadaki ülkelerin %90’ının koyun sayısından fazladır. Bu da demektir ki, Türk köylüsü tüm olumsuz koşullara rağmen koyunculuğa sahip çıkmış ve yetiştirmeye devam etmiştir. Ne var ki bu sayısal artış verimlere yansımamış koyunların yıllık ortalama süt ve et verimleri altı yıllık süreçte artmamış, hep aynı kalmıştır. Buradan da koyunların sayılarının çoğalmasına karşın ıslah edilmedikleri için verimlerinin artmadığı sonucunu çıkarabiliriz. Bu durum ne yazık ki istenilen bir durum değildir. Aslında sayı artışı o kadar da büyük önem taşımaz.. Asıl olan koyun başına verimlerin artmasıdır. Bu da ancak koyunların çeşitli yöntemlerle ıslahı suretiyle mümkün olabilir. Bu rakamlar arasında ilginç olanı altı yıllık süreçte kesilen koyun sayısının 1.9 milyon baş düşmüş olmasıdır. Bunun da nedeni hiç kuşkusuz koyun etinin halk tarafından benimsenmeyişine bağlanabilir. Ancak her yıl kurban bayramında kesilen 3 milyona yakın koyun bu rakamların içindedir.
Son olarak koyunculuk konusunda bir istatistiki bilgi daha vermek istiyorum. 2015 yılında Türkiye’nin Van, Konya, Urfa, Ağrı ve Mersin illerinde toplam 9.3 milyon koyun mevcuttur. Bu rakam Türkiye’nin toplam koyun varlığının %30’una karşılık gelmektedir. O halde Bakanlığın bu illerde koyun yetiştiriciliği ve ıslahı konusuna önem vermesi, elde ıslah projeleri ile bu illerde bulunan koyunların verimlerinin artırılması ve koyunculuğun genel sorunları olan çoban ve mera konuları ile ilgili çalışmalar yapması gerekir.