Keçi koyun kadar olmasa da Türk halkının hayvancılık alanındaki geçim kaynaklarından birisidir. Keçi dayanıklı ve kanaatkar bir hayvan olması nedeniyle tarihin her döneminde Türk halkı tarafından severek yetiştirilen bir hayvan türü olmuştur. Keçi, anatomik ve fizyolojik yapısı gereği hiç değerlendirilmeyen alanlarda bile yayılıp oralardaki bitki örtüsünü kaliteli hayvansal ürünlere dönüştürebilmektedir. Koyunun olduğu gibi keçinin de Ana Vatanı Anadolu coğrafyasıdır. Koyunun ve keçinin ilk kez Anadolu’da evcilleştirildiği ileri sürülmektedir. Özellikle, adından da anlaşılacağı gibi Ankara (Tiftik) Keçisinin Anadolu’da ortaya çıktığı ve oradan çeşitli vasıtalarla tüm Dünya’ya yayıldığı bir gerçektir. Bugün Dünyanın çeşitli Ülkelerinde Tiftik Keçisi kültür ırkı bir hayvan türü olarak değerlendirilmekte, saf olarak yetiştirildiği gibi melezleme amacıyla da kullanılmaktadır.
Türkiye’de başlıca üç yerli keçi ırkının yetiştiriciliği yapılmaktadır. Bunlardan sayıca en fazla olanı Kıl Keçidir. Kıl Keçi yüzyıllardır Anadolu’da daha çok orman kenarlarındaki kırsal bölgelerde yetiştirilmektedir. Sayıca ikinci olarak Kilis (Şam) Keçisi gelmektedir. Bu keçi ırkı adından da anlaşılacağı üzere daha çok Güney Doğu Anadolu Bölgesinde gelişme alanı bulmuştur. Türkiye’de yetiştirilen üçüncü Keçi ırkı Tiftik (Ankara) Keçisidir. Tiftik Keçisinin gelişmesinde Ankara’da kurulan Tiftik Cemiyetinin önemi büyüktür. Bu cemiyetin Ankara Lalahan’da kurmuş olduğu Tiftik Keçisi Çiftliğinde keçiler saf olarak yetiştirilmiş ve Türkiye’nin ve Dünya’nın belli başlı bölgelerine buradan yayılmıştır. Tiftik yıllar boyu önemli bir giyim sanayi ham maddesi olarak kullanılmış, Tarım Bakanlığına bağlı bir kuruluş olan Yapağı ve Tiftik Genel Müdürlüğü Türkiye genelinde kurduğu teşkilatı ile alımlar yapmış ve almış olduğu tiftiği yerli giyim sanayine aktardığı gibi Dünya’ya da ihraç etmiştir. Türkiye’de sayıları az da olsa Saanen, Damascus gibi yabancı ırklar da bulunmaktadır. Bu ırklar saf olarak yetiştirildiği gibi yerli ırklarla melezleme çalışmalarında da kullanılmaktadır.
Türkiye’de Haziran 2016 verilerine göre 10.794.915 adet keçi mevcuttur. 2015 yılında Türkiye’de 1.999.000 adet keçi kesilmiş ve 33.990 ton et elde edilmiştir. Sağılan keçi sayısı 2015 yılında 4.578.494 ü bulmuş ve bu keçilerden 481.174 ton süt sağılmıştır. Rakamlardan da kolaylıkla anlaşılacağı üzere sayıca oldukça fazla olan yerli keçilerin ortalama et ve süt verimleri bir hayli düşüktür. Bunun da nedenini keçilerin büyük çoğunluğunun ıslah edilmemiş yerli ırklara mensup olmasına bağlamak gerekir.
Türkiye’de keçi yetiştiriciliğinin sorunlarının başında yayılma alanlarının kısıtlanması gelmektedir. Keçiler koyunlar gibi meradan da yararlanmakta, fakat onlardan farklı olarak ormanları da gıda kaynağı olarak kullanmaktadırlar. Ancak yıllardan beri ormanları tahrip ettikleri iddiası ile keçiler ormandan uzaklaştırılmaya çalışılmaktadır. Her ne kadar keçiler yeni filizleri ve ağaçların yapraklarını yemek suretiyle ormana zarar vermekte ise de, bu arada yetişmiş ağaçlar arasındaki otları da temizlemek suretiyle bir bakıma orman yangınlarının yayılmasını da önlemektedirler. Kaldı ki Türkiye’de yangınların ormanlara verdiği zarar yanında keçilerin yaptığı tahribat deyim yerindeyse devede kulak kabilinden sayılmaktadır. Bir yandan da Orman Bakanlığı, keçilerin otladığı bölgeleri yeni orman alanları açmak amacıyla tel örgülerle çevirmekte, yetiştiricilere de belli bir süre sonra keçilerinin bu orman alanlarında otlayacağı vaadini vermekte ancak ne yazık ki sözünü tutmamaktadır. Keçilerin orman vasfını yitirmiş alanlarda serbestçe ve ormanlarda ise kontrollü olarak otlamasına izin verilmelidir. Düşük verimli yerli keçi ırklarının ıslahı ve verimlerinin artırıması konusunda Koyun Keçi Birlikleri ve Bakanlık ortaklığında projeler hazırlanıp uygulamaya sokulmalıdır. Bu bağlamda Halk Elinde Islah Projesi önemli bir örnektir. Bu yolla elde edilecek damızlık tekeler vasıtasıyla geniş sürüler ıslah edilebilir. Keçilerin büyükbaş hayvanlar gibi devletin destekleme programlarından etkin biçimde yararlandırılması sağlanmalıdır. Özellikle tiftiğe verilen Devlet desteğinin artırılmasında yarar vardır. Son zamanda güncellik kazanan keçi sütü ve oğlak eti konularında halkın talebini artırmak adına Birlik ve Devlet destekli propaganda çalışmalarına hız verilmelidir. Saanen ve Damascus gibi kültür ırkı keçilerin entansif olarak yetiştirilmesinde Devlet, vereceği teşvik ve desteklerle ön ayak olması gerekir.