Süt ineklerinin en önemli verimi süt değil sağlıklı bir dişi buzağıdır. Çünkü herkes bilir ki doğurmayan inek süt de vermez. Dişi buzağı aynı zamanda bir işletmenin geleceğinin teminatıdır. İleride düve haline gelip işletmenin damızlık materyalini oluşturacak olanlar dişi buzağılardır. Onun için bir inekten azami sayıda buzağı almak önemlidir. Bu bağlamda ineğin yaşama süresinden çok fertil yani buzağı verebileceği yaşama süresi daha önemlidir. Hele yüksek verimli ineklerden daha çok buzağı almak arzu edilen bir durumdur. Bir ineğin değeri yaşamı boyunca doğurduğu buzağı sayısına göre ölçülür. Türkiye’de inek başına doğan ortalama buzağı sayısı iki ile üç arasındadır. Bu, dünya ortalamasına göre çok düşük bir rakamdır. Esasında bu sayının beşten aşağı olmaması arzu edilir. Bir inekten yaşama süresi boyunca daha fazla sayıda buzağı almanın en önemli yolu buzağılama aralıklarını kısaltmaktır. Buzağı aralığı bir ineğin iki doğumu arasındaki geçen süredir. Bu süre teorik olarak bir yıl kabul edilse de 400 güne kadar çıkması da normaldir. Aslında en ideali inekten her yıl bir buzağı almaktır. Ancak bu çoğu kez mümkün değildir. On iki ayın dokuz ayı gebelikle geçer. Geriye, ineğin yeni bir buzağıya gebe kalması için üç ay kalır. Bu üç ayın doğumdan sonraki iki ayı lohusalıkla dönemidir. Bu süre içersinde inek kızgınlık göstermez, gösterse de tam belli olmaz, tam belli olsa da doğum sırasında genişleyen üreme organı eski haline gelmediği için inek tohumlanmaz. Geriye bir ay kalır. İneklerden yılda bir yavru almak için bu bir ay içerisinde ineği tohumlayıp gebe bırakmak gerekir. Bu da çoğu kez mümkün olmaz. Bu işin fizyolojik yani doğal olan yanı budur. Bir de işin fizyolojik olmayan yani patalojik yanı vardır. Şimdi de kısaca o konuya değinmek istiyorum.
İneklerde buzağı verimini düşüren nedenlerin başında kızgınlığın tespit edilememesi yani kaçırılması gelir. Kızgınlığı bir kez kaçırmak demek olası gebeliğin ve süt üretiminin 21 gün ötelenmesi demektir. Onun için yetiştirici ya da bakıcının inekleri iyi gözlemleyip kızgınlığı kaçırmaması şarttır. İkinci önemli neden tohumlamacı hatalarıdır. Oransal olarak az olmakla birlikte zamanında ve teknik olarak doğru tohumlanmayan ineklerden buzağı almak mümkün değildir. Yetiştirici ya da bakıcı üzerine başka bir inek atladığında kaçmayıp atlamasına izin veren ineği hemen kızgın olarak tespit etmeli ve en kısa zamanda bir Veteriner Hekimine haber vermelidir. Tohumlamayı yapacak olan Veteriner Hekimi de hiç vakit kaybetmeden ineği iyi muhafaza edilmiş ve usulüne uygun olarak çözülmüş donmuş sperma ile tohumlamalıdır. Bunların yanında bir de ineğe bağlı nedenler vardır. İneğe bağlı nedenlerin başında enerji eksikliği gelir. İnek yeterince beslenmez ve aldığından fazla enerji sarf ederse enerji eksikliği ortaya çıkar. Enerji eksikliği en başta hormonal sistemi olumsuz olarak etkiler. Hormonal sistemin etkilenmesi sonucu buzağının oluşmasını sağlayacak üreme hormonlarında hiç salgılanmama ya da yetersiz salgılanma gibi durumlar ortaya çıkar. Üreme hormonlarının hiç salgılanmaması yada az salgılanmasından en başta yumurtanın oluşumu etkilenir. Bazen yumurta oluşur ama içinde bulunduğu kese yine hormon yetersizliğinden dolayı patlamadığı için rahim ile yumurtalık arasındaki döllenmenin olacağı kanala atılamaz. Bunun sonucu yumurtalık kistleri oluşur. Bazen yumurta oluşur, kese patlar, yumurta döllenme kanalına atılır ama bu sefer de bu kanal herhangi bir nedenle kapalı olursa sperm ile karşılaşamaz ve döllenme oluşmaz. Kimi zaman döllenme kanalı da açıktır, yumurta döllenme kanalında yol alır ama bu sefer de spermlerin çeşitli nedenlerle ölmesi sonucu karşılaşma olmaz ve yine döllenme söz konusu değildir. Bazen spermler yumurtayı döller, emriyo oluşur ama rahimdeki bir hastalık ya da hormon yetersizliği yüzünden embriyo rahime tutunamaz ve gebelik oluşmaz. Diyelim ki emriyo rahime tutundu, gebelik oluştu ama inekteki bir enfeksiyonun sonucu erkenden ölebilir. Örneğin ölmedi büyümeye devam etti, fötüs haline geldi bu sefer de brusella gibi bir hastalık yüzünden inek üç dört aylık buzağıyı atabilir. Atamadığı durumlarda buzağı rahim içinde mumyalaşır. Farz edelim ki buzağı dokuz ayını doldurdu ama bu sefer de bir güç doğum olayı sonucu kaybedilebilir.
Görüleceği üzere bir buzağının dünyaya gelmesi hiç te kolay bir olay değildir. Biz hep doğduktan sonra oluşan buzağı kayıplarından söz ederiz. Oysa doğmadan önce kaybettiğimiz buzağı sayısı hiç de azımsanmayacak bir düzeydedir. Doğmadan önceki buzağı kayıplarını önlemenin başlıca üç yolu vardır. İneği iyi beslemek, koruyucu aşılamalarını yaptırmak, kızgınlığını doğru tespit edip zamanında tohumlatmak.