Çiftlik Hayvanları Hekimliği Derneği’nin 16-17 Nisan tarihlerinde Marmaris’te düzenlemiş olduğu İkinci Koyun & Keçi Sağlığı ve Yönetimi Sempozyumu’na katıldım. Çok başarılı ve yararlı gecen bu sempozyumu düzenleyen derneğin başkanı Prof.Dr.Hasan Batmaz başta olmak üzere emeği geçen tüm yönetim kurulu üyelerine şükranlarımı sunarım. Bu sempozyumdan çıkardığım kimi sonuçları bilgilerinize sunmak isterim.
1. Bu sempozyum Ülkemizde ihtisas derneklerinin yararını bir kez daha ortaya koymuştur. Çünkü, Veteriner Hekimleri Derneğimizin her alanda bu tür toplantılar yapması maddeten mümkün değildir. O halde daha çok ihtisas dernekleri kurmalı ve onlar vasıtasıyla yılda bir kaç kez bu tür toplantılar düzenlemeliyiz.
2. Bu tür toplantılar mesleki eğitim açısından da çok önemlidir. Nitekim, Yurdumuzun dört bir yanından gelen iki yüze yakın meslektaşımız bu sempozyumdaki tüm oturumlara eksiksiz katılmışlar ve bildirileri ilgi ile izlemişlerdir. Şahsen ben hem eski bilgilerimi tazeledim hem de yeni şeyler öğrendim.
3. Ülkemizdeki koyun ve keçilerde salgın hastalıklar hala etkinliğini, yaygınlığını ve önemini sürdürmektedir. Son zamanlarda mavi dil hastalığı da bu salgın hastalıklar arasına girmiş bulunmaktadır. Bunun nedeni de biz veteriner hekimlerinin yetersizliği değil kamu hayvan sağlığı örgütlenmesinin çarpıklığıdır. Bunun için de bağımsız bir hayvan sağlığı örgütü mutlaka yeniden kurulmalı ve kamu veteriner hekimleri asıl işlevlerine yeniden kavuşturulmalıdır.
4. Sempozyumda en çok etkilendiğim konu koyun ve keçilerimizin %85’inin yoğun bir helmint enfestasyonu altında bulunmalarıdır. Bu durum Prof.Dr.Bayram Şenlik tarafından ” Bizler hayvanları beslemiyoruz, helmintleri besliyoruz ” söylemiyle ifade edilmiştir. Ayrıca, kimi antihelmentik ilaçlara karşı koyunlarda oluşan direnç de endişe vericidir.
5. Çoban hala koyunculukta hem olmazsa olmaz hem de büyük bir sorundur. Son günlerde çobana sürü yöneticisi denmesi uygun düşmemiştir.
6. Hormon kullanmadan da koyunlar çeşitli yöntemlerle sık kuzulatılabilir ve bir koyundan iki yılda üç yavru alınabilir.
7. Meraya bağımlı bir hayvancılık dalı olan koyunculuk meraların azalmasından, kalitelerinin bozulmasından ve özel kişilere kiralanmasından olumsuz yönde etkilenmektedir.
8. Koyun eti kokması, yağlı ve pahalı olması gibi olumsuz propagandalardan kurtarılmalı ve tüketimi özendirilmelidir.
9. Sayıca fazla olmasına karşın verimce düşük olan koyunlarımızın genetik yapısı mutlaka geliştirilmelidir.
10. Ultrasongrafi ve laparoskopi teknikleri de artık koyunlarımızın gebelik kontrollerinde ve donmuş sperma ile tohumlanmalarında sık başvurulan yöntemler arasına girmiştir.