Hayvansal üretim insanların beslenmesini ve sağlığını çok yakından ilgilendirdiği için Devletler tarafından her zaman desteklenmiştir. Amerika Birleşik Devletlerinde ve Avrupa Birliği Ülkelerinde hayvancılık yıllardan beri önemli ölçüde desteklenmektedir. Bu sayede yabancı üreticiler ürünlerini daha ucuza mal etmekte ve Dünya hayvansal ürün piyasasında rekabet güçlerini kullanarak daha fazla satış yapmaktadırlar. Anılan Ülkelerde canlı hayvan ve hayvansal ürün fiyatlarının görece ucuz olmasının nedeni de budur. Eğer hayvansal üretim desteklenmezse et, süt gibi hayati önem taşıyan ürünleri ya satın alamayan ya da pahalıya satın almak zorunda kalan insanlar yeterli ve dengeli olarak beslenemediklerinden hastalıklara daha kolaylıkla yakalanırlar. Türkiye’de hayvancılık özellikle Avrupa Birliği Uyum Süreci ile birlikte daha etkin olarak desteklenmeye başlamıştır. Hayvancılık destekleri baştan itibaren gerek miktar gerekse çeşit olarak bir çok değişikliğe uğramıştır. Bir dönem yeme, ilaca ve suni tohumlamaya fatura bazında destek verilmiş ancak kimi yetiştiriciler tarafından kötüye kullanılınca kaldırılmıştır. Daha sonra üretilen sütün litresi başına destek verilmiş, ancak bu yeterli olmayınca değişik alanlar destek kapsamına alınmıştır.
Türkiye’de hayvancılığın desteklenmesini gerektiren en önemli husus yem, ilaç, mazot gibi girdilerin fiyatlarının yüksek ; karkas et, çiğ süt gibi ürün fiyatlarının düşük olmasıdır. Özellikle kesif yemin bileşimine giren ham maddelerden bir bölümünün döviz karşılığında Yurt dışından ithal edilmesi girdi fiyatlarını yükseltmektedir. Buna karşın ambalajlı süt üreticilerinin baskısı ile çiğ süt fiyatları neredeyse bir buçuk yıldır hiç artmamıştır. Üreticiler sattıkları bir litre sütün parası ile ancak bir kilo yem alabilmektedirler. Oysa karlı bir yetiştiricilik yapılabilmesi için bu oranın bire bir buçuk olması gerekir. Kar edemeyen üreticiler sermayelerini artıramamakta, yeni yatırımlar yapamamakta ve piyasada serbestçe rekabet edememektedirler. O nedenle Türkiye’de hayvancılığın mutlaka Devlet tarafından etkin olarak desteklenmesi gerekir.
Günümüzde hayvancılık Devlet tarafından desteklenmektedir. Ancak, verilen destekler çeşit olarak fazla, miktar olarak azdır. Devlet bugün büyükbaş hayvancılık yapanlara anaç sığır desteği, buzağı desteği, suni tohumlamadan doğan buzağı desteği, etçi sığır desteği, koruyucu aşılama desteği, soy kütüğü desteği ve çiğ süt desteği adı altında çok sayıda destek vermektedir. Küçükbaş hayvancılık yapanlar için de anaç koyun ve elde ıslah destekleri söz konusudur. Bu destekleri vermek için Devlet yetiştiricilerin Birliklere ve Soy Kütüğüne kayıt olmaları koşulunu getirmekte, bu durum da Birliklerin ayakta durmasını sağlamaktadır. Ancak Devletin hayvancılığa vermiş olduğu bu destekler artan girdi fiyatları karşısında yetersiz kalmaktadır. Ayrıca Devlet, Güney Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP), Konya Ovası Projesi (KOP) , Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP) gibi projeler kapsamındaki teşviklerini de sürdürmektedir. Bir de, Avrupa Birliği kaynaklı IPARD adı altında verilen destekler vardır. Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumu’nun eşgüdümünde dağıtılan ve daha çok hibe olarak verilen bu desteklerle damızlık hayvan temini, hayvan barınakları, et ve süt işleme üniteleri, elektrik elde etmek amacıyla güneş panelleri ve daha birçok alanlarda yatırımlar yapılabilmektedir.
Bugün için süt sığırcılığının en önemli sorunu yemin pahalı, sütün ucuz olması, bu nedenle de kar edemeyen yetiştiricilerin sağmal ineklerini kestirmeleridir. Sağmal inekler kesilip sayıları azalınca doğacak erkek buzağı dolayısıyla besicilerin et üretiminde kullanacakları materyal sayısı da azalmakta, sonuçta artan et fiyatları kısır bir döngü içerisinde sağmal inek kesimini hızlandırmaktadır. Bu kısır döngünün ortadan kaldırılmasının tek yolu yetiştiricilerin süt üretiminden kar etmelerinin sağlanmasıdır. Bunun da yolu yem ve süt fiyatları arasındaki dengenin iyi kurulmasından geçer. Eğer çiğ süt üreticisi sattığı bir kilo yemin parası ile bir buçuk kilo kesif yem alabilirse ancak kar edebilir. Bugün çiğ sütün resmi kilo fiyatı 1.15 TL, kesif yemin ortalama kilo fiyatı da 100 kuruştur. Bu durumda bir buçuk kilo kesif yem 1.50 TL etmektedir ki bir kilo süt ile aradaki fark 35 kuruş olmaktadır. Diğer girdiler de dikkate alındığında Devlet çiğ süte litre başına en az 50 kuruş nakit destek vermelidir. Süt sığırcılığındaki karlılık et sığırcılığını da olumlu olarak etkileyecektir. Ancak besicilerin etçi sığır ırklarına yönelmesini sağlamak amacıyla ineklerini yabancı etçi ırk boğaların spermaları ile tohumlatanlara buzağı başına en az 250 TL nakit destek verilmelidir. Bu arada GAP, DAP, KOP, DOKAP teşvikleri ile IPARD hibe desteklerine de devam edilmelidir.