Türkiye, dört iklimin aynı anda yaşandığı ve çeşitli coğrafi yapıların bir arada bulunduğu Dünyanın nadir ülkelerinden biridir. Eko sistemin bu denli zenginliği Türkiye’de çok farklı bitki ve hayvan türlerinin oluşmasını sağlamıştır. Endemik bitkiler ve hayvanlar Anadolu coğrafyasında bin yıllardır bulundukları çevreye tam adapte olarak varlıklarını sürdürmektedirler. Küçükbaş hayvanlardan koyun ve keçiler de ilk defa Anadolu’da evcilleştirilmişlerdir. Bu türlere bağlı çok sayıda ırk ise tüm Anadolu’da kimisi yaygın kimisi de mikro klimalarla sınırlı olarak yaşamaktadır. Yerli ırklar adını da verdiğimiz bu ırklar yüzyıllar boyunca Türk insanının ihtiyaçlarını karşılamak konusunda önemli katkılarda bulunmuşlar, fakat ne yazıktır ki yeterli ilgiyi görmediklerinden hem verimlerinde hem de sayılarında yıllar içerisinde gerilemeler yaşanmıştır. Hatta bazı ırklar günümüzde ortadan kalkma tehlikesi ile karşı karşıya bulunmaktadır. Son yıllarda gerek bu yok olmaya yüz tutmuş ırkların korunması gerekse mevcut ırkların sayılarının ve verimlerinin artırılması amacıyla Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Halk Elinde Islah adıyla büyük bir proje uygulanmaya başlamıştır. Bu projeden bahsetmeden önce Türkiye’deki yerli koyun ve keçi ırkları hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum.

Türkiye’de en yaygın olarak bulunan yerli koyun ırkı Akkaraman ve Morkaramandır. Her iki ırk da yağlı kuyruklu olup daha çok Orta ve Doğu Anadolu Bölgelerinde yetiştirilmektedir. Akkaraman ırkının Sivas’ın Kangal ilçesi civarında yetişen Kangal Koyunu adlı bir alt varyetesi de bulunmaktadır. Türkiye’nin en yaygın yetiştirilen sütçü koyun ırkı İvesi’dir. Genellikle Güney Doğu Anadolu Bölgesinde yetişen bu ırkı kendi ülkelerine götüren İsrail’liler genetik çalışmalar sonucu Awassi adlı Dünyanın en önemli sütçü koyun ırklarından birini meydana getirmişlerdir. İnce kuyruklu koyunlarımızdan Kıvırcık daha çok Marmara ve Trakya Bölgelerimizde yetiştirilir. Et kalitesi yüksek olan bu ırk Cumhuriyetin ilk yıllarında Alman Merinosları ile melezlenerek Karacabey Merinosu adı verilen bir melez ırk elde edilmiştir. Ayrıca özellikle İç Anadolu Bölgesinde yine melezleme sonucu elde edilen Anadolu Merinosu ırkı bulunmaktadır. Ramlıç koyunu da yine Fransız Rambouillet ırkının Dağlıç ırkı ile melezlenmesinden
oluşan ve İç ve İç Batı Anadolu Bölgesinde yaşayan bir ırktır. Bunların dışında Karadeniz Bölgesinde Karayaka, İzmir civarında Sakız, Artvin’de Hemşin, Afyon’da Pırlak, Aydın’da Karya ve Isparta’da Pırıt ırkları bulunmaktadır. Yerli keçi ırkları arasında ise Türkiye’nin hemen her yöresinde yetişen Kıl Keçisi ve Ankara merkez olmak üzere İç Anadolu’da yetişen Tiftik ya da Ankara Keçisini sayabiliriz.

Yukarıda sayılan ve Türkiye koyun varlığının hemen tamamını oluşturan yerli ırkların sayıca ve verimce geliştirilmesi ve yok olmakta olan ırkların korunması amacıyla Halk Elinde Islah Projesi uygulandığını söylemiştim. Bu projeleri Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına bağlı Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü Tarım İl Müdürlükleri ile eşgüdüm halinde yönetmektedir. Bu projenin amacı, koyun ve keçilerin et, süt, yapağı, tiftik, kıl ve döl verimlerini yükseltmek maksadıyla damızlıkçı işletmeler kurmak, bu yolla koyunculukta nitelikli damızlık ihtiyacını karşılamak, yetiştiricilere hayvan ıslahını öğretmek olarak tanımlanabilir. Her projenin bir lideri bulunmakta ve projede Veteriner Hekimi, Ziraat Mühendisi ve Tekniker gibi elemanlar çalışmaktadır. Projeye başvurular Bakanlık bünyesinde faaliyet gösteren Proje Yürütme Kurulu tarafından değerlendirilmekte ve uygun bulunanlar uygulamaya girmektedir. Projede. Elit Sürü, Ara Elit Sürü ve Taban Sürüsü olmak üzere üç ayrı sürü bileşimi bulunmaktadır. Elit sürüler kamuya ait çiftliklerde ve özel işletmelerde, Ara Elit Sürüler seçilmiş işletmelerde ve Taban Sürüleri ise küçük aile işletmelerinde yer almaktadır. Projeye dahil olan yetiştiriciler, doğan yavruları numaralamak ve kayıtlarını tutmak; tartım, kırkım, sağım, elde aşım gibi işleri yapmak; eğitim çalışmalarına katılmak; damızlık değiş tokuşu yapmak; doğan yavruları damızlık seçimi yapılıncaya kadar elde tutmak; ölen hayvanları veteriner raporu ve proje teknik elemanının tutanağı ile proje liderine bildirmek gibi yükümlülükleri vardır. Son olarak bu projeden elde edilen bazı sonuçları vermek istiyorum. Kuzuların sütten kesme ağırlığı proje sonunda, Anadolu Merinosu Koyununda 5.9 kilo, Pırlak Koyununda 8.1 kilo artmıştır. Süt verimi proje sonunda İvesi koyununda 40.3 kilo yükselmiştir.

Devlet Halk Elinde Islah Projesine dahil olan koyun ve keçilere ek destekler vermektedir. Küçükbaş hayvancılığının gelişmesi ve yerli ırkların korunması konusunda başarılı olan bu projenin
yaygınlaştırılması ve verilen desteğin artırılması Türkiye hayvancılığının gelişmesi ve köyden kente göçün önlenmesi açısından da büyük önem taşımaktadır.