GÜNEY DOÐU ANADOLU BÖLGESİ HAYVANCILIÐININ SORUNLARI
VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

(Performans Dergisi,Sayı:30)

Türkiye’de son 10-15 yıla kadar hayvancılık dendi mi akla hemen Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgeleri gelirdi.Geniş meraları,verimli otlakları,diz boyu otla kaplı bu bölgeler sürü bazında sığırcılığın ve koyunculuğun yapıldığı deyim yerindeyse hayvan ambarlarıydı.Batıdaki besiciler döküm mevsimi yani Eylül-Ekim aylarında Kars’a,Erzurum’a ,Van’a hayvan almaya gelirler,yöre üreticilerine büyük miktarda para bırakırlardı.Bu bölgelerdeki mandıralarda üretilen kaşarlar,otlu peynirler,tereyağlar batıdaki marketlerin vitrinlerini süsler,halkın sofralarından eksik olmazdı.Bir yandan da komşu ülkelere kaçak yoldan yüz binlerce sığır,koyun gider,böylece Türkiye’ye küçümsenmeyecek miktarda döviz gelirdi.Bölgedeki et kombinaları hayvanlarını kesmek için üreticilere aylar öncesinden gün verirler,hayvan pazarları,borsalar alınıp satılacak hayvanlarla dolup taşardı.
Ne yazık ki,özellikle 1985 yılından sonra uygulanan yanlış ekonomik kararlar ve hayvancılık politikaları tüm Türkiye’de olduğundan daha da fazla Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerini etkiledi.Bir de üstüne üstlük bölgede yıllarca hüküm süren ayrılıkçı terör de bu işin tuzu biberi oldu,fakirlik arttı,göç hızlandı.Şimdilerde özellikle büyük şehirlerimizde sorun olan göçün bence en önemli nedeni Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerindeki hayvancılığın gerilemiş olmasıdır.
Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki hayvancılığın ne denli gerilediğini Ekim ayında bölgeye yapmış olduğum gezide somut biçimde gözlemledim.Siirt,Batman ve Şırnak’ta ineklerin şehir içindeki çöp bidonlarında ve park çimlerinde beslenmeye çalıştığını hayretle gördüm.Köylerde halkın dağlardan kestikleri meşe ağaçlarının gövdeleri ile ısındıklarını,yaprakları ile de koyunlarını beslediklerini izledim.Bölgeden aldığımız
rakamlardan son 10 yılda koyun ve kıl keçisi sayısının %33,tiftik keçisi sayısının %17,sığır sayısının da %30 oranında azaldığını saptadım.1980 li yıllarda DPT teşviki ve Ziraat Bankası kredilenmesi ile yapılan yüzlerce hayvancılık tesisinin harabe haline geldiğini içim sızlayarak izledim.
Çözüm önerileri olarak GAP bölgesinde kaba yem üretiminin geliştirilmesi,hayvan hastalıkları ile mücadelenin etkin hale getirilmesi,kültür ırkı koyun ve sığır ırklarının geliştirilmesi,yerli kültür ırklarından Kilis Sığırı ve İvesi Koyununun yaygınlaştırılması,kaçakçılığın önlenmesini sayabiliriz.