GAP VE BÖLGE HAYVANCILIÐI
(Milliyet Gazetesi)

Türkiye’nin mevcut hayvancılık potansiyeli iyi değerlendirildiğinde gıda üretimi giderek azalan dünyada değil kendi kendini yakın bir gelecekte öteki ülkeleri bile besleyebilecek genişlikte büyük olanaklara sahip olduğu görülecektir.Bu potansiyelin değerlendirilmesi açısından ülkemizinGüney Doğu Anadolu Bölgesinin apayrı bir yeri ve önemi vardır.
Güneydoğu Anadolu Bölgesine bu özelliği kazandıran faktörlerin başlıcalarını şöyle sıralayabiliriz.Yöre halkı geleneksel olarak hayvancılığa yatkın insanlardan oluşmaktadır.Tarıma elverişli arazilerin azlığı nedeniylebölge halkı yüz yıllardır geçimini hayvancılıktan sağlamaktadır.Türkiye’nin yerli kültür ırkları olarak tanımlayabileceğimiz sütçü Güney Doğu Anadolu sığır ırkı ile sütçü İvesi koyun ırkı bu bölgede yüz yıllardır yoğun biçimde yetiştirilmektedir.Nitekim,geçmişte kurak ve verimsiz araziye uym sağlamış bu ırkları onarıcı ırk olarak ülkesine götüren İsrail,dünyanın en üstün verimli İsrail Holştayını sığır ırkını ve Awassi koyun ırkını elde edebilmiştir.Güney Doğu Anadolu Bölgesi hayvan ve hayvansal ürünlerin en çok ihraç edildiği Orta Doğu Ülkelerine yakınlığı nedeniyle de ayrı ve öncelikli bir yer tutmaktadır.
Bu denli önemli bir potansiyeli bulunmasına karşın Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki hayvancılığın geliştirilmesine yönelik çaba ve girişimler bugüne değin maalesef çok çeşitli nedenlerden dolayı istenilen düzeye bir türlü erişememiştir.Ancak,son yıllarda gerçekleşme aşamasına gelmiş bulunan GAP bu bölgede hayvancılığın geliştirilebileceği umudunu bize vermektedir.
GAP hem elektrik enerjisi,hem de sulama alanında Türkiye’nin gerçekleştireceği Cumhuriyet tarihinin en büyük projesi sayılmaktadır.Bu proje uygulanmaya başlandığında bölgedeki 6 ilde toplam 1.8 milyon hektar arazi sulanabilecektir.
Güney Doğu Anadolu Bölgesindeki hayvancılığın Gap içerisinde geliştirilebilmesi için neler yapılabileceği konusundaki önerileri de şöyle sıralayabiliriz.Her şeyden önce hayvancılık işletmelerinin önemli bir girdisini oluşturan yem bitkileri üretimine büyük bir öncelik verilmelidir.Bölgede sadece hayvncılıkla uğraşan süt sığırcılığına 10-20,besi sığırcılığında 50-100,koyunculukta 50-100,tavukçulukta da 5-10 bin başlık aile işletmeleri kurulmalıdır.İleride bu işletmeler Avrupa’nın kimi hayvancılığı gelişmiş ülkelerinde olduğu gibi yetiştirici birlikleri şeklinde örgütlenebilir ve ister tek başına isterse özel ve resmi kuruluşlar la hatta yabancı yatırımcılarla müştereken entegre tesisler kurabilirçBu sistem içerisinde yem fabrikaları,mezbahalar,süt fabrikaları,suni tohumlama laboratuvarı ve hayvan sağlığı teşkilatı sayılabilir.Böylece yörede kurulacak hayvancılığı dayalı sanayi tesisleri bölgenin işsizlik sorununa da bir ölçüde çözüm getirebilir.
Bölgenin özelliklerine göre hazırlanacak bir suni tohumlama projesi ile hayvancılık işletmelerindeki yerli sığır ve koyunların bir bölümü israil örneğinde olduğu gibi kültür ırkına dönüştürülebileceği gibi,bir bölümü de seleksiyon ile geliştirilerek yerli gen kaynağı olarak korunup muhafaza edilebilir
Bölgedeki yetiştirme ve hayvan sağlığı hizmetlerini yürütecek kamu veteriner teşkilatı,etkin,yaygın ve sürekli hizmeti halka daha hızlı götürebilecek şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Devlet ya banka kaynaklarından ya da yeni oluşturulacak fonlardan hayvancılık işletmelerini özellikle girdi temini ve sabit yatırım giderlerini karşılama bakımından düşük faizli kredilerle destekleyip özendirebilir.