Buzağıların, bir süt sığırcılığı işletmesinin
geleceği olduğunu ve kırmızı et üretiminde önemli bir kaynak teşkil
ettiğini artık hepimiz iyi biliyoruz. Nitekim, hükumet bunu farketti
ve 2018 yılını “ Buzağılar Ölmesin” sloganı ile Buzağı Yılı olarak
ilan etti. Bu konuda ne kadar başarılı olunur şimdiden bilinmez ama
rakamlara tam güvenilmese de %15 civarında olduğu söylenen buzağı ölüm
oranlarını en azından %5 e indirmek adına çaba göstermenin de bırakın
önemli sorunlara çare olmayı en azından küçük aile işletmelerinin
karlılığı açısından gerekli olduğu apaçık ortadadır. Belki de, böylece
yaşama şansı bulacak olan buzağılar Ülkemizin süt ve et üretiminde
önemli bir potansiyel oluşturacaktır. Bu bağlamda buzağıların bakım ve
beslenmesi Sürü Yönetiminin de önemli bir parçası olarak kabul
edilmektedir.
Bir buzağının yaşam süreci doğumla başlar. Buzağıyı
yaşatmanın ilk yolu ineğin doğumuna gereksiz yere müdehale etmemektir.
Bir gebe ineğin rahim suları aktıktan sonra doğumunu yapması için en
az bir saate ihtiyacı vardır. İlk doğumunu yapacak düvelerde bu süre
iki saate kadar uzar. O nedenle, bu sürelerden önce doğuma yapılacak
müdehale ileride onarılması güç sorunlar doğurur, hatta buzağının anne
karnında ölmesine bile yol açar. Ancak bu sürelerden sonra hayvan
kendi başına doğum yapamazsa bir veteriner hekimine müracaat
edilmelidir. İkinci yapılacak iş buzağının kuru ve temiz bir ortama
doğmasının sağlanmasıdır. Bunun için de diğer hayvanlardan uzakta
oluşturalacak doğum bölmesinin tabanına kuru ve temiz bir altlık
serilmesi gerekir. Yeni doğan buzağının burnundaki sıvılar rahat hava
almasını sağlamak amacıyla süratle uzaklaştırılmalı ve buzağı temiz
bir havlu ile iyice kurulanmalıdır. Aslında en doğru ve doğal olanı
buzağıyı annesinin yanından bir saat süreyle ayırmamak ve annesi
tarafından yalanarak kurutulmasına izin vermektir. Bu suretle anne
dilinin sağladığı masaj etkisi ile buzağının derisi altındaki yağlar
erir ve henüz gıda almadığı için enerjisi olmayan buzağıya özellikle
ayağa kalkması için gerekli olan enerji sağlanmış olur. Daha sonra
buzağının mikrop girişine açık olan göbek kordonu antiseptik sıvılarla
dezenfekte edilmelidir. Herkesin iyi bildiği gibi kolostrum yani ağız
sütü içinde taşıdığı mikrop öldürücü maddeler ile 15. güne kadar kendi
vücut bağışıklığı oluşmayan buzağıyı öldürücü ishal hastalığından
korumak için inek tarafından üretilen çok önemli bir gıda maddesidir.
Buzağıya verilecek kolostrumun miktarı konusunda çeşitli rakamlar
olmakla birlikte en iyisi ilk on iki saat içinde en az 4 litre yüksek
kaliteli kolostrum emzirmek ya da biberonla içirmek suretiyle
vermektir. Daha sonraki iki günde ise buzağılara canlı ağırlıklarının
%10 u oranında ağız sütü içirilmelidir. Burada kolostrumun soğuk
olmamasına, emecekse ineğin memelerinin, dışarıdan verilecekse
biberonun emzik kısmının temiz olmasına ve biberonun 40 derecelik bir
açı ile tutulmasına özen gösterilmelidir. Buzağı ilk iki üç saat
annesi ile beraber kaldıktan sonra ayrılmalı ve bireysel kulübelere
konulmalıdır. Bu kulübelerin tabanına kuru ve temiz altlık
serilmelidir. Kulübeler, buzağıların biribiri ile temas etmeyeceği
uzaklıkta olmalı ve buzağılar hava cereyanına maruz kalmayacak biçimde
konumlandırılmalıdır. Çevre ısısı 10 santigrad derecenin altına
düştüğünde buzağılar battaniye örtmek suretiyle korunmalıdır. Ayrıca
çevreden bulaşabilecek mikroplara karşı biyogüvenlik önlemleri
alınmalıdır. Buzağılara doğdukları ilk gün septiserum, Vit E ve
selenyum iğneleri yapılmalıdır.
Buzağıların beslenmesi, onların gelişimi ve ilerleyen
yaşlardaki süt, et ve döl verimleri için büyük bir önem taşır.
Buzağılık dönemi doğumdan 6. aya kadar olan dönemdir. Bu dönem
beslenme açısından 0-2 ay ve 2-6 ay olmak üzere iki bölüme
ayrılabilir. İlk iki aylık dönem buzağının hayata tutunabilmesi,
büyümesi, gelişmesi ve rumen oluşumunun tamamlanması için gerekli olan
süresidir. Bu dönemde üç günlük ağız sütünden sonra buzağılara her gün
ağırlıklarının %10 u kadar tam yağlı anne sütü temiz ve mikropsuz
biberon ya da emzikli kova vasıtasıyla verilmelidir. Bu arada
içirilecek sütün annenin vücut ısısında olmasına özen gösterilmelidir.
Ayrıca 0-2 aylık buzağılara üç günlükten itibaren buzağı başlangıç
yemi ile kaliteli kaba yem karma olarak yedirilebilir. Buradaki oran %
90 buzağı büyütme yemi, %10 kaliteli kaba yem şeklinde olmalıdır.
Ayrıca yeşil yemler taze olarak değil de güneşte soldurulduktan sonra
yedirilmelidir. Çünkü taze yeşil yemler buzağıda ishale neden olur. Bu
dönemde buzağılara temiz ve bol su içirilmelidir. Buzağılar iki aylık
olunca sütten kesilebilir. Ancak bunu yaparken sütün içirilmesi birden
bırakılmamalı, buzağı başlangıç yemi ile kademeli olarak azaltılıp
öyle kesilmelidir. 2-6 aylık dönemde rumen gelişimi tamamlandığı için
sütten kesilmiş buzağılara yiyebilecekleri kadar buzağı büyütme yemi
ile kaliteli kuru ot ve mısır silajı verilebilir.