Yazılarımda sık sık Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı bünyesinde Su Ürünleri Genel Müdürlüğü kurulduğu halde hayvan ve insan sağlığını doğrudan ilgilendiren bağımsız bir Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü’nün neden kurulmadığını sorguladığımı hatırlarsınız. Hayvancılık konusunda bir araştırma yaparken elime Türkiye İstatistik Kurumu’nun bazı hayvancılık ve su ürünleri verileri geçti. Bu verileri inceleyip yukarıdaki savımda haklı olup olmadığıma lütfen siz karar verin.
Türkiye’de, 2012 yılında denizlerde avlanan balık miktarı 396.322 ton, denizlerde yetiştirilen balık miktarı 212.410 ton, tatlı sularda yetiştirilen balık miktarı 36.120 ton. Türkiye’nin 2012 yılında ürettiği toplam balık miktarı 644.652 ton. Dünya’da 2012 yılında denizlerde üretilen balık miktarı 120.000.000 ton. Türkiye’de denizlerde üretilen balık miktarı ise görüldüğü gibi yaklaşık 400.000 ton. Bu durumda üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye’nin Dünya deniz balığı üretimindeki payı sadece % 0.3.
Şimdi de yine Tuik’in kimi hayvancılık verilerine bakalım.Türkiye’de 2012 yılında 13.914.912 si sığır, 27.425.233 ü koyun, 8.357.286 sı keçi olmak üzere toplam 49.697.431 adet büyük baş hayvan mevcut. Bu hayvanlardan 2012 yılında 17.401.262 ton süt ve 915.844 ton da kırmızı et üretilmiş.
Bu rakamlar incelendiğinde 2012 yılında Türkiye’deki balık üretiminin yine 2012 yılında Türkiye’deki süt ve kırmızı et üretimi yanında hem miktar hem de katma değer açısından kıyaslanmayacak derecede geri olduğu görülecektir. Benim iddiam Bakanlıkta Su Ürünleri Genel Müdürlüğü olmasın değil, bu kadar az üretimi olan bir sektöre Genel Müdürlük kurulduğu halde ondan kat kat üstün olan hayvancılık sektörüne sağlıkla ilgili bağımsız bir Genel Müdürlüğün neden çok görüldüğü. Şimdi bazı meslektaşlarımın “ işte Hayvancılık Genel Müdürlüğü var ya ” diye düşündüğünü seziyorum. İyi de, Türkiye’de mevcut yaklaşık 50 milyon büyük baş hayvanın sağlığı bozuk olursa acaba yılda yaklaşık 17.5 milyon ton süt ve 900 bin ton kırmızı et üretilebilir mi? Bakanlık teşkilatındaki bu çarpık yapılaşmaya rağmen bu üretim elde ediliyorsa, hayvan sağlığı hizmetlerinin entegre biçimde yürütüleceği bağımsız bir Genel Müdürlük kurulduğunda kim bilir üretim hangi boyutlara ulaşacaktır. O nedenle geleceği meçhul bir Avrupa Birliği hevesine kapılmadan Uluslararası Sözleşmelerin ve Türkiye’nin özgün koşullarının gereği olan, halkımızın tümünü ya üretici ya tüketici olarak ilgilendiren hayvansal üretimin artırılmasına, halk sağlığının korunmasına hizmet edecek bağımsız bir Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü’nün yine bağımsız taşra örgütü ile birlikte kurulması zorunludur.