De

AB-Veteriner Hekim Grubunda dile getirdiğin değerlendirmelerine aynen
katılıyorum. Sorunlarımızın kamu oyu ve yasa koyucularla
paylaşılmasının birinci yolu medyayı doğru kullanmaktan geçer. Bu
bağlamda Ege TV de yayınlanan programın mesleğimiz açısından son
derece yararlı olduğunu düşünüyorum.Bazen medya size gelmiyorsa siz
medyaya gideceksiniz. Bu hususu gruplarda dile getirme niyetinde
değildim ama sizin yazınız üzerine açıklamak zorunluluğunu hissettim.
Geçtiğimiz Cuma günü bir ziyaret için Ankara’da bulunmamdan
yararlanarak sabah 8.30 da TV 8 de Erkan Tan’ın sunuculuğunu yaptığı
ve her kesimden yurttaşın ilgi ile canlı izlediği Başkent Gündemi adlı
programın Halkın Kürsüsü Bölümüne katıldım ve aşağıdaki metindeki
hususları dile getirdim. Her gün kimsenin konuşmadığı halkın
kürsüsünde o gün şansızlık eseri başka bir grup da olduğu için kısa
geçen konuşma sonrası Erkan Tan’dan yakın zamanda daha uzun konuşmak
üzere davet aldım. Sanıyorum  verdiğim bu örnek bile medyayı istersek
kullanabileceğimizi gösteriyor. Saygılarımla,

              TARIM VE GIDA BAKANLIĞI YASA TASLAĞI

      Hükümet tarafından geçtiğimiz günlerde meclise sunulan Tarım ve
Gıda Bakanlığı Yasa Taslağında mevcut Tarım ve Köy İşleri
Bakanlığı’nın merkez ve taşra örgütünde önemli değişiklikler
öngörülmektedir. Bu bağlamda, Cumhuriyetimizin kuruluşundan beri düşük
verimli yerli ırk hayvanlarımızın ıslahı ve verimlerinin artırılması,
hayvanlarda görülen salgın ve bulaşıcı hastalıkların önlenmesi,
hayvansal kökenli gıdaların ahırdan sofraya kadar kontrolü konularında
inanılmaz büyük başarılara ve özverili çabalara imza atmış, hatta bu
uğurda şehitler bile vermiş olan Kamu Veteriner Örgütü Gıda ve Kontrol
adlı bir Genel Müdürlüğün bünyesine hapsedilip çalışma alanları
daraltılmaya, yetkileri kısıtlanmaya , deyim yerindeyse ortadan
kaldırılmaya çalışılmaktadır. Oysa, 1937 yılında Büyük Atatürk’ün de
imzası ile kabul edilen Uluslar Arası Cenevre Sözleşmesi ve
yürürlükteki AB müktesebatı bağımsız bir veteriner otoritesinin
kurulmasını emretmektedir. Çünkü, Dünya Sağlık Örgütü (WHO) eskiden
beri insanlarda görülen enfeksiyonların ( örneğin kuduz, antrax,
tüberküloz, bruselloz ) %60 ının, son zamanlarda görülenlerin ise (
örneğin deli dana, kuş gribi, kırım-kongo kanamalı ateşi, domuz gribi)
 %75 inin hayvanlardan geçtiğini yani zoonoz olduğunu bildirmektedir.
Hatta bu nedenle Dünyada (Veteriner Halk Sağlığı) diye bir kavram
gelişmiş, insan ve hayvan hekimliğinin birlikteliğini simgeleyen (Tek
Dünya – Tek Sağlık -Tek Tıp) konsepti ortaya çıkmıştır. Ayrıca,
Türkiye’nin tüm AB müktesebatının %23 ü veterinerlik ile ilgili
konulardan oluşmaktadır. Öte yandan  veteriner örgütünün , açılımı (
Sağlıklı Çevre – Sağlıklı Hayvan – Sağlıklı Gıda – Sağlıklı İnsan –
Sağlıklı Toplum ) olan Dünya idealinin her diliminde vazgeçilmez
işlevleri bulunmaktadır.Yine, hayvan sağlığı ve refahı, gıda ve çevre
güvenliği, hayvan hakları ve veteriner halk sağlığı gibi çağdaş
olgular da kamu veteriner örgütünün çalışma alanı içerisindedir. Tüm
bu nedenlerden dolayı Tarım ve Gıda Bakanlığı Yasa Taslağında
değişiklik yapılarak merkezde AB müktesebatına uygun ve yukarıda
sayılan olguları içselleştirmiş bağımsız bir veteriner otoritesinin
kurulmasında büyük zorunluluk vardır. 17/04/2010

–Prof.Dr.Hazım Gökçen