Veteriner Hekim Google Gruba gönderdiğim 25 Mayıs 2009 tarihli ” Kamu
Veteriner Hekimliği’nin Yeniden Yapılandırılması Zorunluluğu ” ve 27
Mayıs 2009 tarihli ” Türk Veteriner Hekimliği’nin Vizyon Sorunu “
başlıklı yazılarımda çeşitli mesleki sorunlara değinmiş , o arada da
her iki yazımın çözümler bölümünde  Cenevre Sözleşmesinin ve  AB
müktesebatının kurulmasını öngördüğü daha doğrusu emrettiği bağımsız
veteriner otoritesinin   idari yönden Sağlık Bakanlığı’na bağlanmasını
önermiştim. İlk yazımdan on bir gün sonra dün yani 6 Haziran 2009 da
grubumuzda yer alan habervet sitesinin anketinde meslektaşlarımızın %
89 gibi büyük bir ekseriyetle kamu veteriner örgütünün Sağlık
Bakanlığı’na bağlanması yönünde görüş bildirmesi beni son derece mutlu
etti. Mesleğimizde bir ilk olan  bu önerimi  sunarken çıkış noktam
ister kamuda ister serbest  çalışsın bir veteriner hekimin Dünya’nın
her yerinde üretimden ziyade insan sağlığı ve gıda güvenliği ile çok
yakından ilgili olması anlayışıdır. Bir yandan biz bir veteriner
hekimiz yani hayvan doktoruyuz diyeceğiz ve sahada mesleğimizi bizzat
bu yönde icra edeceğiz ama bir yandan da kamuda bir mühendisin idari
ve teknik vesayeti altında çalışacağız. Bu vesayetin dolaylı olarak
serbest veteriner hekimler için de geçerli olduğunu unutmayalım.
Böylesi bir durumun Dünya’nın en geri ülkelerinde bile var olduğu
kanısında değilim.
Yukarıda başlıklarını verdiğim yazılara bugüne kadar bir lehte bir de
aleyhte yanıt geldi, tam bu maili yazarken de AB-Veteriner Hekim
Platformu’nun kamu örgütlenmesi ile ilgili doyurucu açıklamasını
okudum. Arkadaşlar, lütfen mesleğimizin geleceği için son derece
önemli olan bu konuda görüş bildirerek meslek örgütlerini
yönlendirelim. Eğer elimize geçmiş olan  fırsatı bu sefer de
değerlendiremez, geçmişte çoğu kez yaptığımız gibi ıskalarsak bizden
sonra gelecek kuşaklara söyleyecek sözümüz olmaz. Öneri sunarken
gerçekçi mi değil mi diye de fazla düşünmeyelim. Geçmişteki bir
yazımda da belirttiğim gibi ,25 yıl önce ” sığır suni tohumlaması
serbest veteriner hekimler tarafından yapılsın”, 10 yıl önce “ulusal
süt komitesi kurulsun” ve “organize hayvancılık bölgeleri kurulsun”
gibi önerilerimin bugün gerçekleşmiş olması bana  övünç duygusundan
ziyade emek ürünü olan her fikrin uygun şartlar oluştuğu zaman bir
şekilde hayata geçebileceği gerçeğini anımsatıyor. Saygılarımla, 07/06/2009



Prof. Dr. Hazım GÖKÇEN