İneklerde infertilite olgularının yeterince anlaşılması ve tohumlama hatalarının en aza indirilmesi üreme organlarının konumunun ve işlevlerinin iyi bilinmesine bağlıdır.

Erkek ve dişi üreme organları embrio yaşamının erken evresinde müller kanalından oluşurlar. Cinsel ayrışma embrio yaşamının 40. gününden sonra ortaya çıkar. Müller kanalının alt kesiminden infundibulum, orta kesiminden ampulla ve isthmus, üst kesiminden de uterus ve vagina oluşur.

Vulva dışındaki üreme organlarının tümü abdomen ve pelvis boşluklarında, rektumun hemen altında yer almışlardır. Uterus, oviduct’lar ve ovarium’lar inekte bir ligamentle pelvis tavanına asılıdırlar. Bu yerleşim düzeni anılan üreme organlarının pelvis boşluğunda serbestçe hareket etmelerini ve rektal yolla muayenelerini kolaylaştırır.

İnekte üreme organları sadece gametleri ve hormonları üretmekle kalmaz, aynı zamanda döllenme, gebelik, doğum gibi temel fizyolojik işlevleri de yerine getirirler.

Üreme organlarını anatomik olarak, biri gametlerin ve hormonların oluştuğu ovarium’lar; diğeri de döllenme, gebelik ve doğumun şekillendiği kanal sistemi olmak üzere iki bölümde inceleyebiliriz.

Ovarium’lar

Ovarium’un hem endokrin (hormon salınımı) , hem de ekzokrin (ovum salınımı) işlevi vardır. Ovarium’un salgıladığı hormonlar ineğin tüm üreme yaşamını düzenler ve yönetirler. Östrogen ve testesteron Graff follikülü’nün iç yüzünü astarlayan granulosa ve teka interna hücreleri, progesteron ise olgun corpus luteum’un lutein hücreleri tarafından salgılanır. Ovarium’lar, ineğin abdomen boşluğunun tavanına ligamentum suspansorium ovari ile asılı olarak dururlar. Bu organlar, cornu uteri’lerin cranial uçlarına yakın ve hayvanın ırkı, cüssesi , doğurup doğurmadığına göre ya cavum pelvis’in ön kısmında yada os pubis’in hemen ön alt kısmında sağlı sollu çift olarak bulunan temel üreme organlarıdır. İnekte ovarium’lar küçük, oval biçimde ve serttir. Boyutları ineğin yaşına ve kızgınlık siklusu’nun evrelerine göre değişmek üzere 3-5 cm uzunluğunda, 2-3 cm genişliğinde ve 1-2 cm kalınlığındadır.

Ovarium’lar histolojik olarak corteks (dış bölge) ve medulla (iç bölge) olmak üzere iki kesimden oluşurlar. Corteks’in en dışında ovarium’ları çevreleyen germinativ epitelium katı bulunur. Tek sıra epitel hücrelerinden oluşan bu katın altında ovarium’ların büyük bir bölümünü kaplayan tunica albuginea yer almaktadır. Tunica albuginea’da ilkel yumurta hücreleri oogonium’lar, çeşitli gelişme evrelerindeki follikül’ler, aktif yada gerileyen corpus luteum’lar bulunur. Follikül gelişimi ergenlik ile başlar ve ineğin cinsel yaşamı boyunca devam eder. Gelişen follikül’ler son aşamada Graff follikül’ü adını alır ve ovarium’un yüzeyinde rektal muayene ile palpe edilebilir. Graff follikülü’nün cidarı dışta teka interna ve teka externa içte ise granulosa hücrelerinin oluşturduğu bir tabaka ile çevrilidir. Ovum’un etrafını da saran ve corona radiata adını alan bu granulosa hücre katı follikül boşluğuna doğru bir yarım ada şeklinde uzanır ki buna cumulus ooforicus adı verilir. Follikül gelişimi Graff follikülü içerisindeki ovum’un etrafındaki granulosa hücre katı ve follikül sıvısı ile birlikte ovum’dan atılması yani ovulasyon ile sona erer. Ovulasyondan sonra corpus luteum gelişir ve 10-12 gün sonra en büyük hacme ulaşır. Gebelik oluşmazsa corpus luteum luteolize olur ve 3-4 gün içerisinde yeniden ovulasyon oluşur. Uterusta bir embrio’nun bulunması corpus luteum periodicum’un corpus luteum graviditatis’e dönüşmesine neden olur.

Şekil: Ovaryumun iç görünüşü,foll. ve C.luteum

Ovarium’lar suni tohumlama uygulaması açısından son derece önemlidir. Tohumlamadan önce ineğin kızgın olup olmadığı rektal palpasyonda ovarium üzerinde olgun, fluktuan, patlamaya hazır Graff follikülü’nün varlığı ile saptanır. Ayrıca ovarium’daki Graff follikülü’nden salgılanan östrogen kızgınlığı, corpus luteum’dan salgılanan progesteron ise gebeliğin devamını sağlar.

Kanal Sistemi

Kanal sistemi, oviduct’lar, uterus ve vagina’dan oluşur. Uterus ise cornu uteri, corpus uteri ve cerviks uteri olmak üzere üç bölümden meydana gelir. Kanal sistemi vulva ile dışa açılır.

Oviduct’lar: Oviduct döllenmenin meydana geldiği yer olması nedeniyle suni tohumlamada büyük önem taşır. Ayrıca, oviduct’ta oluşan her hangi bir tıkanıklık ovum’un döllenme bölgesine inmesini ve zigotun cornu uteri’ye geçmesini engelleyerek döl verimi düşüklüğüne neden olur. Öte yandan oviduct , zigotun cornu uteri’ye yapışmadan önceki üç gününü geçirdiği yer olması nedeniyle de suni tohumlama ve döl verimi açısından önem taşır. Ayrıca, tohumlamadan sonra uterus-oviduct bağlantısından oviduct’a geçen spermatozoon’lar döllenmeden önceki kapasitasyon sürecinin önemli bir bölümünü burada tamamlarlar.

Sağlı sollu çift olan oviduct’lar inekte 20-30 cm uzunluğunda, 0.5-0.6 cm çapında yılan gibi kıvrımlı bir kanal olup ligamentum latum uteri’nin bir devamı olan mezosalpinks içinde uzanırlar ve cornu uteri’ye açılırlar. Oviduct başlıca üç bölümden oluşur. Bu bölümler ovarium’dan cornu uteri’ye doğru sırasıyla; ovulasyon sonrası ovum’u oviduct’a alan, erektil özelliğe sahip huni biçimindeki fimbria ovarica’nın da yer aldığı infundibulum ; kısa ve geniş ampulla; ince ve uzun isthmus olmak üzere dizilirler. Döllenme oviduct’un ampulla ve isthmus kesimlerinin birleştiği ara bölgede oluşmaktadır.

Oviduct mukozası ciliumlu epitel hücreleri yanında salgı yapan ciliumsuz epitel hücrelerini de içerir. Ayrıca oviduct’ta sirküler ve longitudinal olarak uzanan kaslar da bulunur. Oviduct hem ovum’u yukarıdan aşağıya, hem de spematozoon’u aşağıdan yukarıya taşıyan kendine özgü bir iletim sistemine sahiptir. Bu iletimi oviduct, düz kaslarının yaptıkları farklı yönlerdeki kontraksiyon ve cilium’larının değişik yönlerdeki hareketleri ile sağlar. Oviduct kontraksiyonları uterus’tan bağımsız olarak oluşur. Saçak biçimindeki fimbria, ovumu ovarium’dan alarak infundibulum’a iletir. Ovum, infundibulum’daki cilium’ların ve düz kasların aşağı yönlü hareketi, follikül sıvısının akıntısı ile ampulla’ya gelir ve ampulla-istmus bağlantı yerinde spermatozoon tarafından döllenir. Oluşan zigot gelişiminin ilk üç gününü isthmus’ta geçirir ve daha sonra uterus-oviduct bağlantısından corpus uteri’ye geçer.

Oviduct’ta oluşan salgı döllenme, hücre çoğalması ve spermatozoon kapasitasyonu için elverişli bir ortam oluşturur ve östrogen-progesteron hormonları tarafından yönetilir. Progesteron’un egemen olduğu metöstrus ve diöstrus evrelerinde salgı az olmasına karşın, östrogen’in egemen olduğu diöstrus ve östrus evrelerinde salgı miktarı artmaktadır.

Uterus: Uterus ; spermatozoon’ların taşındığı ve kapasitasyona uğradığı, embrio’nun yuvalandığı, fötus’un plasenta yoluyla beslenip geliştiği , siklik corpus luteum’u eritip kızgınlığın oluşmasını sağlayan prostaglandin hormonunun salgılandığı, kısaca gebelik sürecinin yer aldığı bir organ olması nedeniyle suni tohumlama ve infertilite açısından önemlidir. Ayrıca uterus doğum sırasında buzağının dışarı atılmasına da yardımcı olur.

Uterus; cornu uteri, corpus uteri ve cerviks uteri olmak üzere üç bölümden oluşur. Uterus inekte pelvis boşluğunda yer alır ve ligamentum latum uteri ile her iki yandan pelvis tavanına asılıdır. Cornular 35-40 cm uzunluğundadır ve caudo- cranial, dorso -ventral bir bükülme gösterir. Tüm kanallı organlar gibi uterus da müköz bir membrana sahiptir. En üstte mukoza, onun altında damardan zengin endometrium, onun altında da kas tabakası yani myometrium yer alır. Döllenmeden sonra embrio yuvalanması ve plasenta oluşumu cornu uteri’de yer alır. Corpus uteri , cerviks uteri ile cornu uteri’ler arasında yer alır ve 2-3 cm uzunluğundadır. Cerviks uteri ineğin yaşına, ırkına ve cüssesine göre değişmek üzere 10-13 cm uzunluğunda, 2.5-5 cm çapındadır.

Vagina ile uterus boşluklarını ayıran cerviks uteri tohumlamada spermanın verildiği yer olması bakımından büyük önem taşır. Cerviks uteri genital kanalın öteki kesimlerinden farklı olarak kalın duvarlı ve genellikle mukozası kıvrımlar gösteren bir organdır ve bu nedenle de tohumlama sırasında kateterin geçmesini zorlaştırır. Fizyolojik fonksiyonları gereği kızgınlıkta açılıp gebelikte kapanan cerviks uteri palpasyonda kalın cidarlı oluşu ile vagina ve uterustan ayrılır. Cerviks’in vaginaya açılan deliğine orificium uteri externa, uterusa açılan deliğine de orificium uteri interna adı verilir. Orificium uteri externa’nın etrafındaki dokular kalınlaşmıştır ve bu yapı portio vaginalis cervicis olarak tanımlanır. Cerviks’te bez bulunmaz ancak müköz salgı yapan epitel hücreleri mevcuttur. Cerviks’in caudo-cranial olarak gittikçe daralan dört kompartmanı bulunmaktadır.

Suni tohumlama esnasında sperma en cranialdeki dördüncü kompartmana verilir. Cerviks’in ön kısmı tohumlama sırasında sperma deposu işlevi görür. Cerviks spermanın yaşaması ve kapasitasyonu için uygun bir ortam oluşturur. Ayrıca taşınma sırasında ölen spermatozon’ların mezarlığı olarak ta tanımlanabilir. Halk arasında çara adı da verilen ve kızgınlığın tespitinde önemli bir belirti olan cervikal mucus cerviks’teki goblet hücreleri terafından salgılanır ve cerviks’ten geçişleri sırasında akıntının tersi yönde hareket eden spermatozoon’ları taşıyıcı ve koruyucu görevi bulunur. Normalde koyu kıvamlı olan ve mikroskop altında dallı budaklı bir görünüm sergileyen vaginal mucus kızgınlık sırasında incelir ve pişmemiş yumurta akı kıvamında berrak bir yapıya dönüşerek vulva’dan iplik tarzında aşağı doğru sarkar. Cervikal mucus kızgınlık sırasında bakterilerin ve yabancı maddelerin uterus’a girmesini engellediği gibi, kızgınlık dışında ve gebelikte katılaşarak bir tıpa halini alır ve orificium uteri externa’yı kapatarak yavruyu dış etkilerden korur. Bazı deneyimsiz veteriner hekimler tohumlama sırasında yanlışlıkla bu tıpayı parçalamak suretiyle gebe ineğe yavru attırırlar.

Vagina: Cerviks’ten vulva’ya kadar uzanan 20 cm uzunluğunda kaslı ve boru biçiminde bir organdır. Vagina; tabii çiftleşmede spermanın depolanmasında ve doğumda yavrunun dışarı çıkarılmasında görev alır. Sidik kesesinin dışa açıldığı delik olan orificium urethra externa ile vulva arasındaki bölüm vestibulum vagina olarak adlandırılır. Vestibulum vagina üreme kanalının üriner sistemle ortak bir bölümüdür. Orificium urethra externa’nın çevresinde diverticulum suburethrale adlı bir kör kese bulunur ki deneyimsiz veteriner hekimler tohumlama sırasında kateteri yanlışlıkla buraya sevk edebilirler . Vagina’nın en önemli işlevi bakteri bulaşmasına karşı ilk koruma hattı oluşturmasıdır. Vagina epiteliumu’ndan salgılanan sıvılar cerviks sıvıları ile birlikte bakterilerin gelişmesini önler. Fakat bu koruma ahır hijyeninin yetersizliği ve suni tohumlama malzemelerinin dezenfeksiyonuna uyulmaması durumunda sağlanamaz ve infertilite ortaya çıkar. Bazı yaşlı ineklerde idrarın vagina’ya akması enfeksiyonlara neden olabilir. Vagina’da bez bulunmadığı için sıvı cranialdeki silindirik epitel hücreleri tarafından salgılanır. Vagina mukozası inekte hafif kıvrımlıdır.

Vulva: Genital kanalın dışa açılan ağzıdır. İçten dışa doğru vestibulum, klitoris ve labium vulvae’lardan oluşur. Bazı yetiştiriciler ve ampirikler ineğin klitorisinin kesilmesinin döl verimini artıracağını ileri sürerlerse de bu tümüyle yanlıştır. Ancak tohumlamadan sonra klitorise masaj yapılması tavsiye edilir. Vulva kızgınlık sırasında östrojen hormonuna duyarlı hale gelir ve kan akımının artması sonucu vulvada ödem ve hiperemi oluşur, bundan da ineğin kızgın olup olmadığı anlaşılır.