Yaşadığımız çağa verilen isimlerden birisi de informatik yani bilgi çağıdır. Özellikle bilgisayar teknolojilerinin ve internetin ortaya çıkması bilgiye erişimde devrim yaratmıştır. Günümüzde bir tıklama ile dünyanın her tarafındaki bilgiye hem yazılı hem de görsel olarak kolaylıkla ulaşılmaktadır. Ancak, bu gelişme bilgi kirliliği olgusunu da beraberinde getirmiştir. Bilgili olsun ya da olmasın her aklına gelen her konuda yazmakta, görüş bildirebilmektedir. Okuyucu da bu bilgiyi araştırıp sorgulamadan kullanmakta, sonuçta istenmeyen olaylarla karşılaşılabilmektedir.

Medya denildiği zaman çerçevesi çok geniş bir alan akla gelmelidir. Gazeteler, dergiler, TV kanalları, internet siteleri ve daha birçok erişim noktaları medya kapsamı içerisine girmektedir. Ancak günümüzde önceliği sosyal medya almıştır. Google’a sorulan her soru ya da aranan her bilgi kısa sürede en ayrıntılı biçimde karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenle tematik gazeteler ve dergiler ikinci plana atılmıştır. TV kanalları ise rating uğruna diziler, eğlence ve yarışma programları ve filmler dışında eğitici hiçbir yayın yapmamaktadır.

Hayvan yetiştiricilerinin eğitimi çok uzun yıllar boyu ihmal edilmiştir. 1980 öncesi dönemde endüstriyel hayvancılık gelişmediği, büyük çoğunlukla üç beş baştan oluşan aile hayvancılığı yaygın olduğu için yetiştirici eğitimine gereken önem verilmemiştir. 1980 sonrası Tarım Bakanlığında oluşturulan yeni idari yapılanma kapsamında İl Tarım Müdürlükleri bünyesinde Çiftçi Eğitim Şube Müdürlükleri kurulmuştur. Ancak bu örgütlenme modeli memuriyet ve mesai mantığı anlayışı sonucu başarılı olamamıştır. Çiftçileri eğitmek amacıyla köylere giden teknik elemanlar gündüz insanlar tarlada ya da ahırda olduğu için ya kimseyi bulamamışlar, ya da kahvedeki birkaç kişi ile sohbet edip mesai bitmeden geri dönmek durumunda kalmışlardır.

İnternetin yaygınlaşması ve tematik TV kanallarının açılması yetiştirici eğitimi alanında çok önemli bir gelişmedir. Gündüz tarlasında ahırında çalışan yetiştiriciler akşam evlerinde ya internete girerek ya da tematik TV kanallarındaki programları ve gün içindeki tekrarlarını izleyerek hayvancılığın her alanında teorik ve pratik bilgiler edinebilmektedirler. Hatta sürüsünü güden bir çoban cep telefonundan daha önce hazırlanmış videoları ve tematik kanallardaki tekrar edilen programları rahatlıkla izleyebilmektedir. Öte yandan sosyal medya araçları vasıtasıyla yetiştiriciler kendi aralarında bilgi alışverişince bulunabildikleri gibi teknik elemanlarla yazışıp onların tavsiyelerini de alabilmektedirler.

Hayvancılıkta her geçen gün yeni gelişmeler olmaktadır. Günümüzde endüstriyel üretim yapan orta ve büyük ölçekli hayvancılık işletmeleri bilgi işlem ve robotik uygulamalar kullanmaktadırlar. Hayvanlara ait her türlü kayıtlar bilgisayar ortamında tutulabildiği gibi sürü yönetim programları ile işletmedeki her türlü faaliyet yönlendirilebilmektedir. Ayrıca, sağım, yem hazırlama ve dağıtma, buzağı besleme gibi işler artık robotlarla yapılmaktadır. Öte yandan günümüzde artan üretim maliyetleri karşısında verimlilik ve koruyucu hekimlik ön plana çıkmıştır. Buzağı ölümleri, kısırlık, topallık ve meme iltihabı gibi hastalıklar ineklerde verim düşüklüğüne neden olarak karlılığı azaltmaktadır. Saydığımız bu konularda yetiştiricilerin çok iyi eğitilmeleri gerekir. O nedenle günümüzde yetiştirici eğitimi daha büyük bir önem kazanmıştır.

Hayvancılığı gelişmiş ülkeler yetiştirici eğitimine çok büyük önem vermektedir. Anılan ülkelerde kooperatifçilik geliştiği için yetiştirici eğitimi bu kurumlar aracılığı ile yapılmaktadır. Kooperatifler periyodik dergi, bülten, seminer ve fuar gibi araçlarla yetiştiricileri eğitmektedirler. Hatta belli bir eğitimden geçen yetiştiriciler kendi başlarına sığır ve domuz suni tohumlaması yapabilmektedirler. Biz de mevcut kooperatifler ve birlikler ne yazık ki bu en önemli görevlerini yerine getirmemektedirler.

Ülkemizde hayvancılık fuarlarının yetiştirici eğitimindeki önemi her geçen gün artmaktadır. Her yıl Türkiye’nin çeşitli illerinde açılan fuarlar hayvancılıktaki yeni teknolojileri yetiştiricilere aktarmaktadırlar. Kooperatifler ve birlikler özellikle ulaşım olanağı sağlayarak yetiştiricileri fuarlara yönlendirmektedirler. Bu arada serbest veteriner hekimlerin yetiştirici eğitimi konusundaki işlevlerini de yabana atmamak gerekir. Veteriner hekimler hasta tedavisine gittiklerinde ya da köy kahvesinde yetiştiricileri hayvancılık ve hastalıklar konusunda bilgilendirmektedirler. Ancak bunu daha etkin biçimde yapmaları gerekir. İşleri bittikten sonra yetiştiricileri eğitmek ya da sorularına cevap vermek, gördükleri aksaklıklar konusunda onları uyarmak için zaman ayırmalıdırlar.

Sonuç olarak, tematik TV kanallarının ve internetteki hayvancılık konusundaki videoların yetiştirici eğitimi konusunda çok büyük yararları vardır. Kirlilik olsa da internette dolaşan bilgilerin yetiştiricilere yararlı olduğu da inkar edilemez bir gerçektir. Gelecekte özellikle kooperatif ve birlik gibi sivil örgütlerin yetiştirici eğitimi konusunda büyük işler yapmaları gerekecektir.