Veteriner Hekimleri Odalarının ve Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin Olağan Genel Kurulları yaklaşıyor. Eylül ayında Oda Yöneticileri, Kasım ayında da Konsey Yöneticileri seçilecek. Şimdiden tüm seçimlerin mesleğimiz adına birlik ve beraberlik içerisinde geçmesini dilerim.
Son yıllarda Türk Veteriner Hekimliğinin ve Ülke Hayvancılığının sorunları bir hayli ağırlaştı. Arka arkaya patlak veren çiğ süt ve kırmızı et sorunları ve bu sorunların yol açtığı dişi damızlık, besi danası ve şimdilerde dondurulmuş et ithalatı hayvancılıkta büyük bir krize yol açtı.. Hayvancılıktaki bu sorunlar ister istemez mesleğimizi de olumsuz yönde etkiledi ve özellikle büyükbaş hayvan klinisyeni meslektaşlarımızı sıkıntıya soktu. Öte yandan fakülte sayısının çokluğu, fakültelerdeki öğretim olanaklarının ve öğrenci kalitesinin düşüklüğü, mezun veteriner hekimlerin mesleki yetersizliği, kamu kesimindeki meslektaşlarımızın işlevsizleştirilmesi, ücretlerinin azlığı, başta yıpranma payı olmak üzere özlük haklarının ellerinden alınması, Bakanlığın merkez, il ve ilçe yönetimlerinden dışlanmaları, Targel ve Yetkilendirilmiş Veteriner Hekimi aymazlığı, uzmanlık haklarının tanınmaması , emekli Veteriner Hekimlerinin diğer sağlık çalışanlarına bakınca maaşlarının düşük olması ve bunlara bağlı olarak salgın hayvan hastalıklarının önlenemez yükselişi sorunlarımızın sadece bir kaçını oluşturmaktadır. Bu arada mesleğimize yasalarla tanınmış kimi hak ve yükümlülükler de başka meslekler tarafından haksız bir şekilde gasp edilmektedir. Serbest çalışan meslektaşlarımızın durumları da kamu kesimindekilerden farklı değildir. Özellikle sun’i tohumlama ve ilaç satışı konularındaki haksız rekabet ve Odaların bunları çözmede yetersiz kalışı, Üretici Birliklerinin haksız uygulamaları gibi hususlar serbest veteriner hekimlerin temel sorunları arasındadır. Tüm bu sorunlar arasında sıkışıp kalan Türk Veteriner Hekimliği şanlı tarihinin hiçbir döneminde görülmedik biçimde bir gelecek sorunu ile karşı karşıya bulunmaktadır.
Türk Veteriner Hekimliğinin ve Ülke Hayvancılığının içinde bulunduğu bu kötü durumda özel yasa ile kurulmuş kamu kurumu niteliğindeki bir sivil meslek örgütü olan Türk Veteriner Hekimleri Birliği’ne büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin bugüne kadar mesleğimizin kökleşmiş sorunlarını çözme konusunda yönetimlerindeki kişilerin tüm iyi niyetlerine rağmen başarılı bir çalışma yürüttüğü ne yazık ki söylenemez. Geçmişten günümüze bu konu irdelendiğinde siyasi ve ideolojik ayrımcılığın, 6343 Sayılı yasanın günümüz koşullarına uymayışının, memur zihniyetinden profesyonel bir yönetim anlayışına geçilemeyişinin etkili olduğu düşünülebilir..
Bu görüşlerim ışığında Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nin nasıl bir çalışma yürütmesi gerektiği konusundaki düşüncelerimi açıklamak istiyorum. Her şeyden önce TVHB’nin yönetimindeki kişilerin hangi siyasi görüşte olurlarsa olsunlar bunu mesleki çalışmalara yansıtmamaları gerekir. Yani TVHB kurum olarak siyasi ve ideolojik bakımdan tarafsız olmalı, hükumetlere ve siyasal partilere karşı eşit mesafede bulunmalıdır. TVHB yukarıda sayılan Türk Veteriner Hekimliğinin ve Ülke Hayvancılığının sorunlarına karşı duyarlı olmalı ve bu sorunların çözümü konusunda kararlı bir tutum izlemelidir. Bunu yaparken gerektiğinde Bakanlığın ve Hükumetin görüşlerine ya da uygulamalarına karşı dik durabilmelidir. Bunun için de Merkez Konseyi Üyelerinin yarıdan fazlasının serbest çalışan Veteriner Hekimlerden oluşması şarttır. TVHB mesleki çalışmalarında amatörlükten sıyrılıp profesyonelce davranmalı ve bu bağlamda Medya Danışmanlığı, Hukuk Danışmanlığı, Halkla İlişkiler Danışmanlığı, Meclis ve Siyasi Partilerle İlişkiler Danışmanlığı gibi kurumlar oluşturmalıdır. Bu sayede mesleğimizin tanıtımı ve mesleki sorunlarımızın kamuoyuna, hükumete, siyasal partilere aktarımı daha etkin ve kolay olacaktır. Ayrıca, TVHB her görüşten ve her mesleki kesimden kişilerin oluşturduğu bir Ortak Akıl Mekanizması oluşturmalı ve tüm sorunların çözümü bu Ortak Akıl Mekanizması çerçevesinde olmalıdır. TVHB Türk Veteriner Hekimliği ve Ülke Hayvancılığı konularında Kongreler, Sempozyumlar, Çalıştaylar düzenlemeli ve bu ortamlarda alınan kararları medya aracılığı ile kamu oyu ile paylaşmalıdır.
Belki de Kasım’da yapılacak Büyük Kongre için yazdığım bu yazı tarih olarak biraz erken bulunabilir ama hayati sorunlar arasında sıkışıp kalmış olan kutsal mesleğimizin geleceği açısından gruplarımızda sorunların tartışılması için de makul bir sürenin mevcut olması gerekir. Özellikle Oda seçimlerinde oy kullanacak meslektaşlarımızın ve Konsey seçimlerinde oy kullanacak olan delegelerin bu tartışmaların ışığında Türk Veteriner Hekimleri Birliğini değerlendirmeleri doğru olur. Saygılarımla,