Latincesi “ Medicina Hominem Curat, Veterinaria Humanitatem “ olan bu söz milattan önce söylenmiştir. Bu sözü değişik sosyal çevrelerde dile getirdiğim zaman kimileri çok iddialı bulup gülüp geçti, kimileri de bana ayıp olmasın diye inanır gibi göründü. Dünyadaki mevcut paradigmaları altüst eden son corona salgını bu sözün ne kadar doğru olduğunu tartışmasız bir biçimde ortaya koymuştur. Yazımın başında sizlere bu sözün doğruluğunu kanıtlayan birkaç veri sunmak istiyorum. Salgının ilk başladığı ülke Çin’de Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi Müdürü olan ve Çin’deki Covid-19 salgınını başarıyla koordine edip kısa sürede sönmesini sağlayan kişi Veteriner Hekim George Gao adlı bir bilim adamıdır. Almanya’da Covid-19 salgınını koordine eden ve her sözü kanun niteliğinde olan Robert Koch Enstitüsü Başkanı Berlin Veteriner Fakültesi Profesörlerinden Lathor Wieler adlı bir veteriner hekimdir. Amerika Birleşik Devletlerinde Covid-19 salgınını önleme ve aşı üretimi projesinin başındaki kişi ise veteriner hekim Gary Whittaker’dir. Aynı şekilde Belçika’daki salgını önleme komitesinin başında Prof.Dr.Stevan Van Guckt adlı bir veteriner hekim görev yapmaktadır. Bu saydığım kuruluşlarda çalışan teknik elemanların büyük bir bölümü de veteriner hekimdir. Şimdi de sizlere birkaç istatistiksel veri sunmak istiyorum. Dünyada insanlarda görülen enfeksiyonların %61 i hayvansal kökenli, yani hayvanlardan insanlara bulaşan zoonotik hastalıklardır. Son otuz yıl içinde insanlarda sıkça görülen Sars, Mers, Kuş Gribi, Domuz Gribi, Ebola, Deli Dana, Batı Nil Virusu, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gibi hastalıkların ise %75 i hayvanlardan insanlara bulaşmaktadır. Sağlık Bakanlığının ihbarı mecburi saydığı yani görüldüğü zaman ilgili kurumlara bildirilmesini zorunlu kıldığı 50 hastalıktan 26 sı yani yaklaşık %50 si hayvanlardan insanlara geçmektedir. Dünyada başta şarbon olmak üzere biyolojik savaş ajanı olarak kullanılan mikropların %80 i hayvansal kökenlidir. Bu bölümde son olarak bir konuya daha değinmek istiyorum. İnsanlarda görülen brucellozis (Malta humması), tuberculozis (verem), kist hidatik gibi hastalıkların etkenleri hayvansal gıdalarla insanlara bulaşmaktadır. Şu anda Avrupa’nın en saygın kuruluşlarının başında gelen EFSA ( Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi )’nin yani Avrupa’daki gıdaların insan sağlığına olan etkilerini denetleyen kurumun yönetim kurulu başkanı Jaana Husu-Kallio ve direktörü Dr.Bernhard Uhl da veteriner hekimdir. Görüldüğü üzere veteriner hekimliği mesleğinin koruyucu hekimlik yani hastalıkların insanlarda görülmeden hayvanlarda önlenmesi bağlamındaki işlevi tartışmasız bir biçimde ortaya çıkmış bulunmaktadır.
Ülkemize döndüğümüzde, corona salgını veteriner hekimliği mesleğinin insan sağlığındaki önemini ve yazının başlığındaki sözün doğruluğunu somut bir biçimde ortaya koymuştur. Başlangıçta televizyonlara virolog olmayan tıp profesörleri, hatta konu ile hiç ilgisi bulunmayan medya şarlatanları çıkmış ve insanları gereksiz yere infiale ve kaygıya sürükleyen açıklamalar yapmışlardır. Covid-19 olarak adlandırılan hastalığın etkeni bir virüstür. Virusların diğer mikroplar içerisinde ayrıcalıklı bir yeri vardır. Yani corona konusunda sadece viroloji (virüs bilimi) uzmanlığı olan kişilerin konuşması gerekir. Tıp fakültelerinde baştan beri viroloji anabilim dalları yoktur ve viroloji dersi okutulmamaktadır. Oysa veteriner fakültelerinde yaklaşık altmış yıldır viroloji anabilim dalları vardır ve viroloji dersleri hem de geniş biçimde okutulmaktadır. Ben 52 yıl önce Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesinde en değerli hocalardan viroloji dersi almış olan bir kişiyim. Bu derste virusların yapısını, özelliklerini, bulaşma biçimlerini, teşhislerini ve koruyucu aşılamalarını öğrenmiştik. Hayvanlarda sıklıkla salgınlara neden olan şap, sığır vebası, at vebası gibi hastalıkların etkeni de bir virustur. Veteriner hekimler bu salgınlarla mücadele konusunda çok büyük bir deneyime sahiptirler. Ben ilk memuriyetimi yaptığım Sivas’ta dört ay boyunca sığır vebası mücadelesinde görev yapmıştım. Nitekim Cumhurbaşkanlığı Baş Danışmanı, Sağlık ve Gıda Komitesi üyesi Prof.Dr. İbrahim Saraçoğlu yaptığı televizyon konuşmalarında veteriner hekimlerin virusların yol açtığı salgınların önlenmesi ve aşı üretimi konusunda çok deneyimli olduklarını ve onlardan corona salgınında yararlanılması gerektiğini çok net bir biçimde vurgulamıştır. Gerçekten de neredeyse yüz yıldır veteriner hekimler gerek kamu gerekse özel sektöre ait laboratuvarlarda bakteriyel ve viral hayvan hastalıklarına karşı çok çeşitli aşılar üretmektedirler. Hatta Dünyada ilk defa sığır vebası virusunun izolasyonunu yapan, filtrelerden geçtiğini ispatlayan, aynı zamanda da aşısını üreten veteriner hekim bilim insanları Ord.Prof.Dr. Süreyya Tahsin Aygün ve Dr. Adil Mustafa Şehzadebaşı’dır. Dünya’da insanlardaki verem hastalığına karşı üretilen ve bir asırdır insanları koruyan BCG aşısını ilk kez üreten Göring adında bir veteriner hekimdir. Adını aşının son harfine vermiştir. Nitekim ulusal kurtuluş savaşında sığır vebasına yakalanan öküzler nedeniyle ordunun hareket ve lojistik gücü zayıfladığında Türk veteriner hekimleri hazırladıkları aşı ve serumları uygulayarak öküzleri iyileştirmişler ve savaşın seyrini değiştirmişlerdir. Bunun üzerine Mareşal Fevzi Çakmak, “ Türk veteriner hekimleri olmasaydı bağımsızlığımızı kazanamayacaktık.” özlü sözünü söylemiştir. Günümüzde corona virüsü kedilerde, köpeklerde, sığırlarda ve tavuklarda hastalık yapmaktadır. Hayvanlardaki corona hastalığına karşı veteriner hekimler ithal aşıları başarıyla kullanmaktadırlar. Hatta, tavuklarda corona virusunun neden olduğu enfeksiyöz bronchitis hastalığına karşı yıllar önce Manisa Tavukçuluk Araştırma Enstitüsünde Türk veteriner hekimleri tarafından aşı üretilmiş ve başarı ile uygulanmıştır. Ankara’daki Hıfzısıhha Enstitüsü yıllarca insanlarda görülen hastalıklara karşı aşılar üretmiştir. Bu enstitünün başkanlığını uzun yıllar Necmettin Alkış adında bir veteriner hekim yürütmüş ve enstitüde çok sayıda veteriner hekim görev yapmıştır. Ne yazık ki her iki enstitü de 2001 ve 2003 yıllarında kapatılmıştır.
Özetle, corona salgını veteriner hekimliğin hayvanlardan insanlara geçen zoonotik hastalıkların önlenmesi ve toplum sağlığının korunması konusundaki rolünü ve önemini yadsınamaz bir biçimde ortaya koymuştur. Nitekim son bir hafta içerisinde viroloji konusunda uzman veteriner hekim profesörler hemen her gün televizyonlara çıkmakta ve corona konusundaki tüm gerçekleri halkımıza anlatmaktadırlar. Covit-19 hastalığına karşı aşı üretmek amacıyla TÜBİTAK tarafından desteklenen projede üç adet virolog veteriner hekim profesör yer almaktadır. Bu arada Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi öğretim üyesi Prof.Dr. Aykut Özkul ve ekibi Biyoteknoloji Enstitüsünde covid-19’a karşı ilaç üretmek üzere çalışmalarına devam etmektedirler. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı, veteriner hekimlerin yönetiminde geçmişte hayvan hastalıklarına karşı çok çeşitli aşılar üreten enstitüler göreve başındadır. Bu salgın Türk veteriner hekimliği için bir dönüm noktası olmuştur. Artık, tıp doktorlarının Dünya’da yoğunlukla uygulanan Tek Tıp-Tek Sağlık konusunda Türkiye’de de veteriner hekimlerle işbirliği yapmalarının zamanı gelmiştir. Bu salgın pandemik olarak seyreden salgınların önlenmesinde tek bir meslek grubunun başarılı olamayacağı gerçeğini somut biçimde ortaya koymuştur. Multidisipliner çalışmaların önemi bu salgın ile bir kez daha anlaşılmıştır. Türk veteriner hekimleri, “ Sağlıklı Çevre, Sağlıklı Hayvan, Sağlıklı Gıda, Sağlıklı İnsan, Sağlıklı Toplum “ zincirinin her halkasında üstlenmiş oldukları kutsal görevlerini geçmişte olduğu gibi bugün de şanlı tarihlerinden aldıkları güçle sürdürmeye devam edeceklerdir.
Alan senin alanın.Ben bilgilendiğimi ve bu makale için takdir ve teşekkürümü bildireceğim
Merhaba Hazım Bey kardeşim.Değerli bilgileriniz için çok teşekkür ederim. Gerçekten ne kadar güzel ve kutsal bir mesleğin sahiplerisiniz Hem de bu mesleği en güzel, en doğru ve en özverili bir şekilde yaptınız.İyi ki varsınız. Selamlar.
Saygıdeğer Prof.Dr.Hazım Gökçen hocam; makalede dile getirdiğiniz tesbitlerinize aynen katılıyorum; ancak 1985 yılına kadar…!!! 1985 yılından itibaren Veteriner Hekimliği mesleğinin tüm kaleleri yıkılmış, tüm kazanımları (serbest Veteriner Hekimlik uğruna) feda edilmiştir. Maalesef ki şu anda aşı üretebilecek yetkinlikte ne bir laboratuvarımız, ne de yeterli sayıda yetkin uzmanımız olduğu söylenemez… teslimiyet, suskunluk ve iktisat ideolojisi esaretliği bu mesleği sürekli güçsüzleştirmiştir… bu tespitlerimi üzülerek aktarmak zorunda hissetiğimi bildiririm… Bu tespitlerimin yanlış olduğunu düşünen uzman/yetkin kişilerimiz kaldıysa (un var, su var, şeker var) ne bekliyorlar? Hemen bu illete karşı bir aşı geliştirip ülkemizin ve dünyanın kahramanı olsunlar ki Meslek eski ve hakettiği saygınlığı yeniden kazansın… HAYDİN ÜLKEMİZİN TÜM VİROLOĞ VETERİNER HEKİMLERİ GÖREVE…Dostlukla…
Bu güne kadar, insanlığı tehdit eden tüm hastalıkların tanı ve tedavi yollarının sadece medikal tıp öğrenimli bilim adamları tarafından bulunmuş olduğu yanılgısına düşmüşüm meğer.Pandemiye dönüşen ve özellikle viral kökenli salgınların önlenmesinde veteriner hekimlerin ne kadar önemli görevleri ve buluşları (aşı serum gibi) olduğunu Veteriner Hekim Prof. Dr. Hazım GÖKÇEN’in yukarıdaki makalesinden açıkça anlaşılıyor.
Ve ayrıca; başlarında uzman veteriner hekim bulunan, kadrolarında çok sayıda veteriner çalışanı olan, hayvan varlığımız ve insan sağlığımız için, sağlıklı yaşam için mutlak gerekli olan aşıları ülkemizde üreten iki çok önemli ve değerli enstitümüzün nedense kapatıldığını öğreniyoruz.
COVIT-19 salgını nedeniyle yazdığı yazısıyla, veteriner hekimliğin ülkemiz için ne derece önemli olduğunu ortaya koyan sayın Prof. Dr. Hazım GÖKÇEN’e bu değerli bilgileri paylaştığı için teşekkür ederim.