TARGEL ( Tarımsal Yayını Geliştirme Projesi ) 1 Ocak 2007 de, adından da anlaşılacağı üzere ziraat ve hayvancılıkla uğraşan çiftçilerin eğitimi amacıyla hazırlanmış bir projedir. Avrupa Birliği uygulamalarından esinlenerek hazırlanan ve başlangıçta Tarım Danışmanlığı olarak ifade edilen bu projenin en önemli niteliği Veteriner Hekimi, Ziraat Mühendisi gibi teknik personelin İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerinin yönetimi altında belde, mahalle ve köylerde çiftçi ile içiçe hizmet veriyor olmasıdır. Son verilere göre bu projede 6129’u Ziraat Mühendisi, 3872’si de Veteriner Hekimi olmak üzere toplam 10.001 personel görev yapmaktadır. Başlangıçta sözleşmeli olarak istihdam edilen bu elemanlar günümüzde 4-A Daimi Köy Kadrosunda çalışmakta ve emeklilik, disiplin gibi özlük işleri norm kadrolu elemanlarda olduğu gibi yürütülmektedir. Targel bünyesinde çalışan personelin görev ve sorumluluklarını içeren belge yeni oluşan koşullar da göz önüne alınarak yeniden düzenlenmiş ve Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 17. 05. 2013 tarihli Genelgesi ile İl Müdürlüklerine bildirilmiştir. Bu Genelgede Targel bünyesinde çalışan Veteriner Hekimlerinin görev ve yetkileri şöyle sıralanmıştır. Öncelikli olarak Veteriner Hekimleri hayvancılıkla uğraşan yetiştiricileri yeni gelişen teknolojilerle ilgili olarak eğitmekle görevlendirilmişlerdir. Ayrıca, Veteriner Hekimleri bölgede anket, gözlem ve veri toplama işlerini de yapacaklardır. Targel Veteriner Hekimlerinin diğer bir görevi de Bakanlığın hayvancılığa verdiği destekler konusunda yetiştiriciyi aydınlatmak ve bu konu ile ilgili tüm bürokratik işlemleri yapmaktır. Öte yandan, Targel bünyesinde görev yapan Veteriner Hekimleri hayvanlara küpe takmak, onları Çiftçi Kayıt Sistemine (ÇKS) kaydetmek ve bu durumdan yetiştircileri haberdar etmekle de görevlendirilmişlerdir. Targel Veteriner Hekimleri bölgelerinde her hangi bir salgın hastalık çıkması halinde durumu İl ya da İlçe Tarım müdürlüklerine bildirmek, karantina önlemlerine yardımcı olmak ve alınacak her türlü kararı uygulamakla da yükümlüdürler. Ayrıca, İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerinin talimatları ile mallein, tüberkülin gibi biyolojik maddeleri uygulamak, hayati tehlike bulunması halinda hayvanlara ilk müdehaleyi yapmak, Serbest Veteriner Hekiminin bulunmadığı çalışma bölgelerinde koruyucu aşılama ve sun’i tohumlama gibi teknikleri uygulamak da Targel Veteriner Hekimlerinin görev ve yetkileri arasında sayılmaktadır. Targel Veteriner Hekimleri, İlçe Müdürlüğünde Veteriner Hekimi bulunmaması ve İlçe Müdürünün de uygun görmesi koşuluyla Veteriner Hekimi bulunan en yakın İlçe Müdürlüğüne canlı hayvan ve hayvansal ürünlerin sevkini sağlamak, çalışma bölgelerine Veteriner Raporu ile gelen hayvanların kayıtlarını yapmak ve pasaportlarını düzenlemekle de görevlendirilmişlerdir. 4-A köy kadrolu Targel Veteriner Hekimleri, İlçe Müdürlüğünde görevli Veteriner Hekimi bulunmaması halinde, Çalışma Bölgesi içerisinde ve çalışma saatleri dahilinde, resmi görevlerini de aksatmamak koşuluyla mezbaha ve et parçalama tesislerinde görev yapabilirler. Ayrıca Targel Veteriner Hekimleri, Çalışma Bölgelerindeki kurban kesim yerlerinde kesilecek hayvanların
kesim öncesi ve kesim sonrası muayenelerinin yapılması, kesilen hayvanların kayıt sisteminden düşülmesi, hayvan satışı yapılan pazar ve panayırların denetimi ve satışa sunulan hayvanların sağlık kontrollerinin yapılması gibi işlerle de görevlendirilmişlerdir. Targel Veteriner Hekimleri, tarım sigortası uygulamalarının tanıtımını yapmak, bu konuda yetiştiricileri yönlendirmek ve İlçe Tarım Müdürlüklerince yapılan hasar tesbit çalışmalarına katkıda bulunmakla da yükümlüdürler. Ayrıca, Çalışma Bölgelerindeki tüm gıda ve yem işleme, pazarlama, depolama tesislerini bürokratik işlemler konusunda bilgilendirmek de Targel Veteriner Hekimlerinin görevleri arasındadır. Son olarak da Targel Veteriner Hekimlerine Çalışma Bölgelerindeki kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve özel sektör ile işbirliği halinde proje ve Ar-Ge çalışmaları yapma görevi de verilmiştir. Öte yandan Targel Veteriner Hekimleri, mesleki ve etik kurallara uymayı kabul eder, kazanç getiren başka bir iş yapamaz ve Çalışma Bölgesi içerisinde yapmış olduğu görevlerle ilgili olarak İlçe Tarım Müdürlükleri tarafından istenilen her türlü bilgi ve formları zamanında vermeyi tahahhüt eder.
Bu görev tanımları hiç kuşkusuz olanı değil de olması gerekeni ifade etmektedir. Şimdi de bir grup Milletvekilinin Targel uygulamaları ile ilgili olarak verdiği soru önergelerine Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından verilen yanıtlara bakalım. Milletvekilleri Bakanlığa projenin verimlilik durumu, personelin görev tanımı ve özlük hakları, fiziki çalışma koşullarının yeterliliği, siyasi yönlendirmeler konusunda sorular sormuşlardır. Bakanlık bu sorulara Aralık 2013 ayında fiziki çalışma koşullarının İl ve İlçe Müdürlükleri bütçesinden karşılandığı, teknik personelin bilirkişi olarak görevlendirilebileceği, disiplin işlerini 657 sayılı “ Devlet Memurları Kanunu” hükümlerine göre yürütüldüğü, personel tayinlerinin de Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tayin Yönetmeliği esaslarına göre yapıldığı ve Targel kadrolarından merkez kadrolara hiçbir teknik personelin nakledilmediği şeklinde yanıtlar vermiştir.
Buraya kadar, Bakanlığın genelgelerle ve sorulara verdiği yanıtlarla belirlediği Targel Veteriner Hekimlerinin görev ve yetkilerini ortaya koymaya çalıştım. Aklı başında hiç bir insan on bin Veteriner Hekimi ve Ziraat Mühendisinin istihdam edildiği, ekmek yediği bir projeyi topyekün reddedip kaldırılsın diyemez. Benim amacım da Targel’in yapısını ve işleyişini çeşitli kesimlerin görüşleri doğrultusunda irdeleyip eksikliklerini ortaya koymak ve daha verimli çalışmasına yönelik önerilerimi sıralamaktır. Yoksa, Targel’in kaldırılması ve çalışanlarının işsiz kalması gibi bir düşünce içinde olmam asla mümkün değildir.
Şimdi bir de, Targel’de çalışan Veteriner Hekimlerinden aldığım duyumlar ve internette yer alan çalışanlarının yorum ve eleştirilerinden yola çıkarak Targel’in iç yüzünü ortaya koymaya çalışacağım. Bu bağlamda çok önemsediğim bir durumu ilk olarak ele almak istiyorum. Bakanlığın bildirimlerinde ve çalışanların imzaladıkları sözleşmede önemle vurgulanan köyde görev yapma kuralı ne yazık ki uygulanmamaktadır. Targel çalışanlarının
büyük çoğunluğu, yaklaşık %85 i İl ve İlçe Tarım Müdürlüklerinde çalışmakta, sadece görev çıktığında ya da müfettiş geldiğinde köye gitmektedirler. Bu durum hiç kuşkusuz projenin başarılı olamamasındaki en büyük etkendir. Pekiyi, merkezde kalanlar ne yapmaktadırlar? Her şeyden önce Müdürlüklerde ikinci hatta üçüncü sınıf nsan muamelesi görmektedirler. Yani norm kadroda bulunan Veteriner Hekimler hatta Teknikerler Targel çalışanlarını emirlerinde zannedip her türlü işi onlara gördürmekte ama işi kendileri yapmış gibi imza atmaktadırlar. Son zamanlarda Targel Veteriner Hekimleri imza yetkisine sahip olmuşlardır ama bu yetki merkezde ve köyde bir işe yaramamaktadır. Ayrıca Merkezde çalışan Targel Veteriner Hekimlerine evrak, müracaat ve danışma memurluğu, ÇKS ve TURK-VET kayıtlarını tutma, hayvancılık desteklerini hesaplama gibi meslekle hiç bir ilgisi olmayan işler yaptırılmaktadır. Hasbelkader köylere giden Targel Veteriner Hekimleri projenin asıl amacı olan yetiştirici eğitimini ne yazık ki yapamamaktadırlar. Çünkü kendileri de hiçbir mesleki eğitimden geçmemektedir. Köy kahvesinde beş on yetiştirici ile yapılan sohbet eğitim diye gösterilip sayıları abartılarak Bakanlığa çok etkin eğitim yaptırılıyormuş gibi bildirilmektedir. Köylerdeki Targel Veteriner Hekimlerinin ofisleri, alet ve malzemeleri ve de en önemlisi de yetkileri olmadığı için meslekle ilgili en ufak bir iş bile yapmamaktadırlar. Köy kahvesinde boş boş oturup mesaiyi tamamlamakta ve akşam olunca kendi olanakları ile evlerine dönmektedirler. Hatta köylerdeki masrafların bile Targel çalışanlarına yüklendiği konusunda söylentiler vardır. Gerek merkezde gerek köylerde bulunan Targel Veteriner Hekimlerine İlçe Müdürünün talimatı ile kelebek türlerinin tayini, parsel büyüklüklerinin tespiti, kivi budaması ve son Edincik olayında olduğu gibi tavukların çuvallara doldurulup canlı canlı gömülmesi türünden meslekle hiç ilgisi olmayan işler yaptırılmaktadır.
Targel çalışanlarının o arada Veteriner Hekimlerin diğer önemli bir sorunu da görevde yükselme yapamamalarıdır. Yani her hangi bir Targel çalışanı ne kadar da çalışırsa çalışsın Müdür olamayacaktır. Ayrıca tayinlerde de norm kadrolulara uygulanan hükümler uygulanmamaktadır. Ancak köyde boş bir kadro varsa atanabilmaktadirler. İl ve İlçe Müdürlüklerinin toplamında yirmi bin norm kadro açığı olmasına rağmen Targel çalışanları açık kadrolara atanamamaktadır. Targel çalışanları bu durumdan ve köylerdeki fiziki çalışma koşullarının yetersizliğinden yakındıkları zaman da hemen bu koşulları baştan biliyordunuz, sözleşmeye de bilerek imza attınız, şimdi niye itiraz ediyorsunuz diye tepkilerle karşılaşmaktadırlar. Zaten fazla da itiraz edememekte, hemen haklarında soruşturma açılmaktadır. Bu durumlar Targel çalışanlarını mutsuzluğu sürüklemekte, dolayısıyla iş verimlerini azaltmaktadır. Bu yüzden de proje, üzerinden sekiz yıl gibi küçümsenmeyecek bir süre geçmiş olmasına rağmen ne yazık ki başarıya ulaşamamıştır. Böyle giderse ulaşması da mümkün görünmemektedir. O nedenle bu projenin mutlaka ıslah edilerek çalışanlarını mutlu ve umutlu, çiftçileri de azami yararı sağlayacakları bir konuma getirilmesi şarttır.
Targel sorununun çözümünde asıl aktif olması gereken kuruluş Türk Veteriner Hekimleri Birliğidir. Çünkü, Targel’de Veteriner Hekimleri aşağılanmakta ve kendilerine meslekle hiç ilgisi olmayan işler Devlet gücü yani zorla yaptırılmaktadır. Bu durum meslek etiği açısından son derece uygunsuzdur. Son güne kadar Türk Veteriner Hekimleri Birliği bu konuda en ufak bir çaba göstermemiştir. Sadece geçenlerde Trabzon’da yapılan Veteriner
Rekimleri Odaları Toplantısı sonuç bildirgesinde Konsey Targel’deki çarpıklığa atıfta bulunmuş ancak nedendir bilinmez.öneriler bölümünde hiçbir çözüme yer vermemiştir. Yoksa Konsey Bakanlık ile ters düşmek istememekte midir? Asıl işlevi meslek ve meslektaş haklarını savunmak olan Konsey bu duruma mutlaka bir açıklık getirmeli, Bakanlık nezdinde gerekli girişimlerde bulunarak Targel konusunun ısahına ve Türk çiftçisine daha yararlı hale getirilmesine, en önemlisi de meslektaşların haklarının ve haysiyetinin korunmasına destek olmalıdır. Ben haddim olmayarak Targel konusundaki çözüm önerilerimi belki de Konseyin bu çabalarına bir parça destek olur diye ifade etmek istiyorum.
Her köyde bir Targel çalışanı Veteriner Hekimi bulundurmak yerine, eski Köy Grup Teknisyenliği modelinde olduğu gibi örneğin beş köyün merkezinde bir çalışma ofisi kurularak ve bu ofis her türlü teçhizatla donatılarak görev tanımındaki hizmetler daha rasyonel ve organize bir biçimde yaptırılabilir. Bu hizmetler arasında yetiştirici eğitimi, ÇKS ve TÜRK-VET uygulamaları, acil müdahaleler, koruyucu aşılamalar, hastalık ihbarı ve salgınlara karşı karantina önlemlerini almak gibi işler sayılabilir. Böylece Targel personeli Veteriner Hekimi sayısı beşte bir oranında azaltılmış olur. Bu suretle tasarruf edilecek personelin bir bölümü yirmi bin açığı bulunan Merkez kadrolarına aktarılabilir.
Açığa çıkacak Targel Veteriner Hekimlerinden bir bölümü Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde hazırlanacak Sun’i Tohumlama Projelerinde görevlendirilebilir. Türkiye’de Sığır Sun’i Tohumlaması sadece Serbest Veteriner Hekimleri tarafından uygulandığı ve anılan bölgelerde de yeterli sayıda Serbest Veteriner Hekimi bulunmadığı için tohumlanan inek ve düve sayıları son derece azdır. Bu durum anılan bölgelerde bulunan sığırların ıslahını, dolayısıyla halkın gelirlerinin artmasını engellemektedir. Veteriner Fakültelerinin de desteği ile hazırlanacak olan orta ve uzun vadeli Sığır Sun’i Tohumlaması Projelerinde etkin kurslardan geçirilmiş Targel Veteriner Hekimleri görevlendirilebilir. Bu sayede Serbest Veteriner Hekimlerinin bulunmadığı ya da az bulunduğu bölgelerde hayvanların ıslahı ve verimlerinin artırılması sağlanmış olur. Aynı çalışma salgın ve paraziter hastalıkların yoğun olarak görüldüğü bölgelerde koruyucu aşılama projeleri bağlamında da gerçekleştirilebilir.
Türkiye’deki kaba yem açığı son yıllarda çok büyük boyutlara ulaşmıştır. Aynı şekilde, damızlık inek ve düve ihtiyacı da önemli ölçüde artmıştır. Bu ihtiyaç ne yazık ki yerli kaynaklardan sağlanamamaktadır. Bu yüzden de sık aralarla Yurt dışından damızlık düve ve inek ithal edilmektedir. Kaba yemin azlığı özellikle sığırlarda verim düşüklüğüne neden olmaktadır. Yeterli arazisi bulunmayan işletme sahipleri kaba yemi dışarıdan çok pahalıya temin etmekte, bu da işletmenin karlığını azaltmaktadır. Bu durum karşısında Devletin kaba yem ve damızlık sığır üretip halka ucuz ve uzun dönemli kredilerle satması gerekir. Bu üretim Devletin elinde bulunan Tarım İşletmelerinde kolaylıkla yapılabilir. Çünkü, tüm satış ve kiralama işlemlerine karşın hala Devletin elinde milyonlarca dönüm araziye sahip olan ve sadece monokültürel tarım yapılan işletmeler mevcuttur. Örneğin bunlardan bir tanesi olan Ceylanpınar Tarım İşletmesinin 1.250.000 dönüm arazisi bulunmaktadır. Bu Tarım İşletmelerinde hazırlanacak kaba yem ve damızlık sığır üretim projelerinde Targel’den nakil Veteriner Hekimi ve Ziraat Mühendisleri görev yapabilir. Bu suretle bir yandan anılan meslek mensupları asli görevlerini yapabilecekleri gibi diğer yandan da yetiştiriciler ucuza kaba yem ve kaliteli damızlık temin etmiş olacaklardır.
Geçmişte Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından çok sayıda proje uygulamaya konulmuş, bunlardan bir bölümü başarılı olurken bir bölümü de çeşitli nedenlerden dolayı hedefine ulaşamamıştır. Asıl önemlisi hazırlanacak projelerin hedef kitlenin beklentilerine uygun biçimde sürdürülebilir olması ve arada bir ortaya çıkacak aksaklıkların akılcı yöntemlerle giderilmesidir. Targel’de de projeyi toptan yargılamak yerine ilgili meslek örgütlerinin de desteği ile aksaklıkların giderilmesi yönünde çaba göstermek daha doğru olur. Benim buradaki tek amacım ille de doğrudur iddiası taşımayan çözüm önerilerimle bu çabalara küçük de olsa bir katkıda bulunmaktır.
Değerli Hocam,
Çok yerinde tespitler. Targel personelininde büyük çoğunluğunun bu durumdan hoşnut olduğunu düşünüyorum (salla başı al maaşı). Üzüldüğüm nokta tüm bu tespitlerin doğruluğuna karşın hiç bir şey yapılamıyor olması. TVHB, Bakanlık ve odalar gerçekci değiller. Bir şeyler yapmak isteyenlerde engelleniyor, bu ülkemizin her kesiminde böyle ne yazık ki.
Üretmenin suç olduğu bir ülkede yaşıyoruz. Umutlu ve hep iyimser olan ben dahi umudumu yitirmek üzereyim.
Saygılarımla…
Kim demiş memnunuz diye…. Tarım bakanlığının teşkilatlarında o kadar personel eksiği var ki, bu eksiği; Targel Personelini kendi yapmaları gereken işlerde çalıştırarak kapatmaya çalışıyorlar. İl ve İlçelerde işler yürütülüyorsa bu Targel Personelinin özverili çalışması nedeniyledir. Kaldı ki hangi devride yaşıyoruz. Köydeki en gariban çobanda internet bağlantılı telefon var. İstediği bilgiye kolayca ulaşabiliyor. Bundan 60 yıl öncesinde ne bir vasıta ne bir haberleşme aracı vardı. İşte bu dönemde Targel Projelerine ihtiyaç vardı. Veteriner ve Ziraat Mühendisini Targel Personeli olarak çalıştırarak; görevde yükselmelerine engel olmak ( Müd. filan olamazlar) , Tayin konusunda çakılı kalmasını sağlamak, İl ve İlçe Müdürlüğünde norm kadrolara yaptıramadıkları işleri yaptırmak, ”Biz onları sokaktan topladık” diyerek aşağılamak,
Çiftçiye ” Biz ayağınıza kadar eleman gönderdik, Eti sizin Kemiği bizim diyerek” OY toplamak vs.. için Targeli devam ettiriyorlar.
Yapmış olduğunuz tespitlerde bir çok doğrulup payı var ama M.Orhan ÖZBABA arkadaşın dediği salla başı al maaşı olayıda ne oluyor.ben targelli bir veterinerim ve yıl boyu göreve çıkmadığımız ve ya hayvan sağlığı ile ilgili yapmadığımız işlem kalmamış ve öz verili bir şekilde de yapmaktayız.Bazı illerde targel personeli ve merkez personelleri çok fazladır iş azdır dediğiniz olabilir ancak: genelleme yapmanız beni rencide etti….
Emin olunuzki targel veteriner çalışan köy yada beldelerdeki çiftçilerimiz çok memnunlar. hatta ziraat mühendisi görevli olan köy çiftçileri keşke bizdede veteriner olsa idi diyorlar.
hem Orhan arkadaşın dediği ‘salla başı al maaşı,’olayı tamamen insanın kendi fıtratı ve yapısıyla ilgilidir. Bir insan ekmeğini helal yolla kazanmak için elinden geleni yapmalıdır ve inanıyorum ki bir çok arkadaşımız da aynı çaba ve gayret içindedirler.saygılar.
Hocam sorunları dillendirmişsiniz sağolun ama eksiklikler ve bilgi yanlışlıkları var. Sadece birini örnek vereyim köyde çalışma ve kalma konusunda. 657 açıktır memur mesai saati içinde görev yerinde bulunduktan sonra istediği yerde kalabilir. Mesai saatinde orada olmadığı konusunda ise eğer kadro oradır diyor ise bakanlık oraya teşkilat kurmak zorundadır. Binası bütçesi aracı olmak zorundadır ki bunu bakanlıkta biliyor 639 KHK son teşkilat ilçedir. Bakan dahil hiçbiri de yeni bir teşkilat birimi kurmaz. Proje ölmüştür. Bu bir gerçektir hocam sizde dahil bu proje hala sürdürülebileceğini iddaa etmektesiniz. Bu proje bu hal ile devam ettirilemez.
Bende katılıyorum elbette eğitim yayım yapılacak ama bıu şekilde olmaz. Yüzyıla uygun bir proje gerçekleştirilmelidir. Ki ben Antalya da yapılan toplantıda ifade ettim. Bana 3 ay süre verin size çağın en güzel eğitim projesini hazırlayayım. Bizde yaparız dediler ama üzerinden 6 ay geçti.
Yani durumu çok iyi kullanıyorlar. Hocam sizide eksik bilgilendirmişler sözleşme olayı bitmiştir. Senin kadro verip 4a saydığın personel normdaki personelin ile aynıdır. Yani bu iş böyleydi kabul etmeseydiniz ve proje biterse işsiz kalırsınız safsatası yalandır. Ben şuan 657 tabi kadrolu mühendisim. Hiçbir yetkili kanun beni işten atamaz. 657 işten atılma eylemlerinden birini gerçekleştirmediğim sürece. Ama bizim arkadaşlar haklarını bilmiyor ve korku ile her işi yapıyorlar.
Ben kısa bir özet geçtim hocam. Mail görüşüp ayrıntılı projeyi konuşabiliriz. Projede size anlatılanların dışına hukuka uygun olmayan birçok uygulama var. Yinede ilginize teşekkürler.
http://www.tarimpusulasi.com/yazarlar/doc-dr-ali-vaiz-garipoglu/targel-personelinin-sorunlari/20/
Hocam çabalarınız ve yerinde tespitleriniz için bir meslektaşınız olarak gönülden teşekkür ederim.Hiçbir alt yapısı hazırlanmadan uygulamaya konulan bu proje tamamen siyasidir, amaç üreticiden oy almaktır.
Saygılar ,İyi çalışmalar.
vijdanlı ve düşünen hiç bir insanın sessiz kalabileceği bir sorun değil Targel meselesi. Yine de maalessef çok az kişinin ilgisini çekiyor. Bu bakımdan bir Targelli olarak ilginize teşekkür ederim. deneyimlerime dayanarak çok özet biçimde şunları söyleyebilirim: Eğer müdürlerin ihtiyacı varsa, genelge menelge dinlemeden her iş sana yaptırılmaya çalışılır. itiraz edecek olsan kaşlar ćatılır, abartısız mobinge tabi tutulursun. Yoksa bir ihtiyaç ve erkekseniz, kahveci için daimi bir müşterisiniz. Yani bir yanda her türlü işin yaptırılmaya çalışıldığı, sürekli baskı altında tutulan bir nesne, diğer yanda tam bir ‘değersizleştirme’ durumu. Ve hiç şüpesiz ki, her defasında Targellilerin yüzüne vurulan ‘işsiz kaldığı günlerin ürbertici soğukluğu’…
TARGEL PROJESİNDE SU ÜRÜNLERİ MÜHENDİSLERİN SORUNLARI NE OLACAK BEKLİYORUZ 639 KHK KADRO VERİLDİ EE SORUN BASİT KADRO VERDİN SONRA SINIRLARINI ÇİDİN SENİN GÖREV YETKİLERİN ŞUNLAR TMM PEKİ SU ÜRÜNLERİ MÜHENDSİ NE YAPSIN ARKADAŞ…