TANIM: En yalın biçimiyle suni tohumlama, erkek hayvandan
hijyenik koşullarda alınan spermanın sulandırıldıktan ve
dondurulduktan sonra kızgın dişinin üreme kanalına verilmesi olarak
tanımlanabilir.Diğer bir anlatımla suni tohumlama , varoluştan beri
hayvanlar arasında doğal olarak süregelmekte olan çiftleşme olayına
bir insan ve bir teknik yardımıyla müdahaleden ibarettir.Sıkça dile
getirildiğinin aksine suni tohumlama,sadece spermanın dişi üreme
kanalına verilmesi ile sınırlı basit bir işlem olmayıp üreme
fizyolojisi ile ilgili hemen tüm konuları içeren bütünsel ve çok yönlü
bir tekniktir.
TARİHÇE: Osmanlılar döneminde hayvancılıkta suni
tohumlamanın kullanıldığına dair her hangi bir bilgi bulunmamaktadır.
Cumhuriyetin kuruluşundan hemen sonra Rusya’ya resmi bir ziyaret yapan
dönemin Tarım Bakanı bir devlet çiftliğinde kendisine tanıtılan suni
tohumlama ile yakından ilgilenmiş ve bu tekniğin en kısa sürede
Türkiye’de de uygulanabilmesi için gerekli girişimlerde bulunmuştur.Bu
çabalar sonucunda 1926 yılında bir Rus veteriner hekimi Türkiye’ye
gelerek Karacabey Harası’nda Türk veteriner hekimlerine suni tohumlama
ve döl verimi düşüklüğü konularında kurslar düzenlemiştir.Böylece suni
tohumlama tekniğini Dünya’da Rusya’dan sonra kullanan ikinci ülke
Türkiye olmuştur.
Daha sonraları, yerli koyun ve sığır ırklarımızın
çeşitli ülkelerden ithal edilen üstün kalıtsal yapılı boğa ve koçlarla
ıslahı faaliyetlerinde suni tohumlamadan çok geniş ölçüde
yararlanılmıştır.Yıllarca başarılı bir biçimde sürdürülen bu
faaliyetlere, İkinci Dünya Savaşı süresince suni tohumlama
teknisyenlerinin askere alınması ve ödenek yetersizliği gibi kimi
nedenlerle bir süre ara verilmiş,halk hayvanlarının ıslahında suni
tohumlamanın kullanılmasına savaşın bitimini izleyen yıllarda yeniden
başlanmıştır.
Her iki türde de yıllar itibariyle göreceli bir
gelişme gösteren suni tohumlamanın geçmişindeki en önemli aşamalardan
birisi de 1973 yılında Türkiye’de ilk kez donmuş boğa sperması
üretiminin başlamasıdır.
. Suni tohumlama alanında devrim sayılabilecek asıl önemli
gelişme 1985 yılında özel ve tüzel kişilerin sığır suni tohumlaması
yapabilmelerine olanak sağlayan yönetmeliğin yayınlanmasıdır.Bu
yönetmelik sayesinde o güne değin sadece kamuda çalışan teknisyenlerce
yürütülen sığır suni tohumlaması çalışmaları Türkiye’de ilk kez
serbest veteriner hekimlere de açılmıştır.
ANLAM VE ÖNEM: Suni Tohumlamanın insan,hayvan,teknik ve
organizasyon olmak üzere birbirine asla üstünlük taşımaması gereken
dört önemli boyutu vardır.Sorunlar ve çözüm önerileri de daima bu
boyutlar dikkate alınarak ortaya konulmalıdır.
Suni tohumlamanın insan boyutunu veteriner hekim ,
hayvan sahibi ve çoban oluşturur. İneklerde başarılı bir gebelik elde
etmenin ön koşulu olan kızgınlığın ve en uygun tohumlama zamanının
saptanması konusunda bu üç unsura da büyük görev ve sorumluluklar
düşmektedir.
Suni tohumlamanın hayvan boyutunu dişi ve erkek
kalıtsal yapısı oluşturur.Dişi kalıtsal yapısı yetiştiricinin elinde
bulunan inek yada düve,erkek kalıtsal yapısı ise tohumlamada
kullanılan donmuş spermadır. Tohumlamadan sonra oluşacak yavrunun
kalıtsal yapısının yarısı inekten yarısı da boğadan köken alır.İneğin
kalıtsal yapısı sabit olduğunda boğanın yani donmuş spermanın kalitesi
ne kadar üstünse oluşan yavrunun kalıtsal yapısı da o kadar üstün
olacak demektir.Bu yüzden sığır suni tohumlamasında kaliteli sperma
kullanımına özel bir önem ve öncelik vermek gerekir.
Suni tohumlamanın diğer bir boyutu da uygulanan
tekniktir.Dünyanın hemen her ülkesinde sığır suni tohumlamasında
rektum-vajina tekniği uygulanmaktadır.Bu tekniğin en büyük avantajı
ineğin gebe olup olmadığını yada üreme kanalında gebeliği önleyecek
her hangi bir bozukluğun bulunup bulunmadığını veteriner hekime
göstermesidir.Görmeden uygulanan bu tekniğin deneyimsiz kişilerce
uygulanması durumunda spermanın yanlış yere verilmesi ve gebe
ineklerin tohumlanması gibi sakıncaları da vardır.
Organizasyon suni tohumlamanın diğer üç boyutunu da
çevreleyen bir özelliğe sahiptir.Bilgili bir yetiştirici,deneyimli bir
tohumlamacı,kaliteli ve sağlıklı bir inek,üstün kalıtsal yapılı bir
sperma,uygun bir teknik bulunsa bile iyi bir organizasyon kurulamadığı
sürece suni tohumlamanın kitlesel başarısından söz edilemez.Bir kaç
yıl önce Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerinin kimi illerinde hiçbir
fizibilite ve proje çalışması yapılmadan uygulanan yerel
organizasyonların başarısızlığı bu konuda en seçkin bir örnektir.

SIĞIR SUNİ TOHUMLAMASI

MEVCUT DURUM: Geçmişte sadece kamu kesimince uygulanan
sığır suni tohumlaması günümüzde serbest veteriner
klinikleri,yetiştirici birlikleri ve özel şirketler tarafından
yapılmakta,devletçe denetlenmektedir.Elde güvenilir istatistik veriler
bulunmamakla birlikte Türkiye’de yılda 2.5 milyon adet sığır suni
tohumlaması yapıldığı bildirilmektedir.Ancak bu rakamın tohumlanan
inek ve düve sayısı mı,yoksa uygulanan tohumlama sayısı mı oluğu
konusunda ciddi kuşkular vardır.Son yıllarda devletçe tohumlama başına
ödenen desteğin bu sayıyı abartılı bir biçimde artırdığı da ileri
sürülmektedir.En iyimser tahminle ulaşılan 2.5 milyon rakamı
tohumlanan inek ve düve sayısı bile olsa yine de ülkemizdeki toplam
boğa altı inek ve düve sayısının yarısı kadar dahi değildir.Oysa
hayvancılığı gelişmiş AB ülkelerinde bu oran %90’ın üstündedir.
Türkiye’de uygulanmakta olan sığır suni
tohumlamasında sadece tohumlanan inek ve düve sayıları değil, elde
edilen döl verimi de AB ölçütlerine göre son derece
düşüktür.Ülkemizdeki genel sığır varlığı dikkate alındığında suni
olarak tohumlanan inek ve düvelerden elde edilen döl verimi oranı
%50’nin çok altındadır .
SORUNLAR VE ÇÖZÜMLER: Türkiye’de halen uygulanmakta olan
sığır suni tohumlamasını gerek tohumlanan inek ve düve sayıları
gerekse elde edilen döl verimi oranları bakımından başarılı saymak
mümkün değildir.Bu başarısızlığa yol açan etmenler ve sorunun çözümüne
ilişkin öneriler şöylece sıralanabilir.
1. İşletme Yapısının Geriliği: Türkiye geneline
bakıldığında, AB ülkelerinin tam tersine olarak süt sığırcılığının
sadece %3.6 sının bağımsız işletmelerde, geri kalanının ise
bitkisel üretim ağırlıklı karma işletmelerde
yapıldığı görülür.Böylesi karma bir yapıda hayvancılığa gereken önem
verilmemekte;suni tohumlama,koruyucu aşılama,hijyen,enerjili yemlerle
besleme gibi olgulara yeterli özen gösterilmemekte,bu nedenlerle
ortaya çıkan döl verimi düşüklüğü sorunundan ise en başta suni
tohumlama olumsuz yönde etkilenmektedir.
Süt sığırı yetiştiriciliğindeki bu ilkel yapıyı kısa
sürede değiştirmek mümkün değildir.Ne var ki,öncelikle gerice
yörelerden başlamak üzere; sadece süt sığırcılığı ile uğraşan ,kaba
yemini kendi üretebilen,kar-zarar hesabı yapan ,devletin teşviki ve
kredi desteği ile kurulacak Küçük-Orta Ölçekli Aile Hayvancılık
İşletmeleri’nin yaygınlaşması uzun dönemde suni tohumlamanın
gelişimine önemli katkılar sağlayabilir.
2. Döl Verimi Düşüklüğü: İneklerde döl verimi
düşüklüğüne neden olarak suni tohumlamanın başarısını olumsuz yönde
etkileyen etmenler şöylece sıralanabilir.
a) Barınak : Türkiye’deki inek ve düvelerin
büyük bir çoğunluğu geleneksel olarak dar,havasız,ışıksız,ilkel
barınaklarda bağlamalı sistemle yetiştirilmektedir.Yeterli ışık ve
oksijen alamayan inek ve düveler bağışıklık sistemlerinin zayıflaması
nedeniyle her türlü hastalığa,o arada da üreme organ hastalıklarına
daha kolaylıkla yakalanırlar.Öte yandan,yeterli ışık alamayan inek ve
düvelerde hormon dengesi bozulmaktadır.Ayrıca,inekler ve düveler
ahırda sürekli olarak bağlı tutuldukları için gaitaları üzerinde
yatmak zorunda kalmakta,üreme organları enfeksiyonlara daha açık hale
gelmektedir.Tüm bu olumsuz koşullar inek ve düvelerde kızgınlık
döngüsü düzensizliklerine neden olarak suni tohumlamanın başarısını
olumsuz yönde etkilemektedir.
Bu önemli sorun,Türkiye’de giderek sayıları
artan açık,yarı açık ve serbest dolaşım sistemli barınakların
yaygınlaştırılması suretiyle çözümlenebilir.
b) Beslenme: Türkiye’de tohumlanan inek ve
düvelerin önemli bir bölümü enerji açlığı sorunu ile karşı
karşıyadır.Özellikle enerjili yemlerden yoksun meralardan beslenen
inek ve düvelerde Negatif Enerji Balansı da denilen bu sorun daha da
büyük boyutlardadır.Negatif Enerji Balansı hormon dengesini bozarak
kızgınlık döngüsü düzensizliklerine neden olmakta,bu da suni
tohumlamanın başarısını olumsuz yönde etkilemektedir.
Bu sorun ahırda,özellikle de merada beslenen
inek ve düvelere olanakların elverdiği ölçüde kaliteli kaba yem
verilerek ve mineral-vitamin-iz element takviyesi yapılarak
çözülebilir.
c) Üreme Organı Hastalıkları: Türkiye’de
tohumlanan inek ve düvelerin neredeyse yarıya yakını çeşitli üreme
organı hastalıklarına yakalanmış durumdadır.Bu hastalıklar inek ve
düvelerin üreme organlarında yangısal değişiklikler oluşturmak
suretiyle döllenmeyi,dolayısıyla da gebeliği önleyerek suni
tohumlamanın başarısını engellemektedirler. Üreme organı
hastalıkları suni tohumlama uygulanmayan sürülerde çiftleşme yoluyla
boğadan ineğe bulaşabilmektedir.
Bu sorun, inek ve düvelerin üreme organı
hastalıklarına karşı koruyucu olarak aşılanmaları ve tabii
tohumlamanın tümüyle terk edilerek suni tohumlamanın
yaygınlaştırılması suretiyle çözülebilir.
3. Tohumlama Hataları: Tohumlama hataları suni
tohumlamanın başarısını etkileyen en önemli faktörlerden biridir.Öteki
tüm koşullar yerinde olsa bile tohumlama esnasında yapılacak en ufak
bir hata gebeliğin oluşmasını engeller.Sırf ucuz olsun diye dölleme
gücü düşük sperma kullanmak;zamanında takviye yapılmadığı için
tanktaki azot düzeyinin payetlerin altına düşmesi ;payetlerin dış
ortamda soğuğa ve güneş ışığına uzun süre maruz kalması;öngörülmüş
çözme ısısı ve süresine uymamak;hijyenik çalışmamak;kızgın olmayan,
gebe veya üreme sağlığı bozuk inekleri tohumlamak, spermayı yanlış
yere vermek ,gereksiz hormon uygulamak gibi hususlar tohumlama
hatalarının başlıcalarını teşkil eder.Çoğu basitmiş gibi görünen bu
hataların teki bile suni tohumlamayı başarısız kılmaya yeter.
Tohumlama hatalarını önlemenin tek yolu etkin
bir veteriner hekim eğitiminden geçer.Benim de çok kez eğitici olarak
içinde bulunduğum,sırf sertifika vermek adına orada burada düzenlenen
göstermelik kurslar yerine;bakanlığın ,odaların ve fakültelerin ortak
girişimiyle Türkiye’nin bana göre beş ayrı bölgesinde oluşturulacak ve
başta yeterli sayıda uygulama ineği ve ekipmanı olmak üzere tüm
koşulları sağlanmış yatılı merkezlerde periyodik suni tohumlama
kursları düzenlenmelidir.
4. Yetiştirici Hataları: Suni Tohumlamanın başarısında
yetiştirici hatalarının rolü büyüktür.Kırsal kesimde yer alan küçük
ölçekli aile işletmelerinde hayvanlara erkeklerden çok kadınlar
bakar.Kadınlar sabah hayvanın yemini ve suyunu vermek üzere ahıra
girdiklerinde yapacakları ilk iş ineklerinin kızgın olup olmadığını
anlamaktır.Meraya dayalı sürü hayvancılığında kızgın ineklerin tespiti
görevi ise çobanlara düşer .Kadınlar ve çobanlar kızgınlık tespitinde
hata yapar yada kızgın ineği zamanında veteriner hekime
bildirmezlerse gebelik şansı büyük ölçüde azalır.
Yetiştirici hatalarının önlenmesi hayvanlara
bakan kadınların ve çobanların eğitimi ile mümkündür.Son yıllarda etki
alanları iyice genişleyen yetiştirici birlikleri ,veteriner hekimlerin
de desteğini alarak düzenleyecekleri uygulamalı kurslarda
yetiştiricileri; ahır hijyeni, kızgınlık tespiti,hayvan besleme,doğuma
yardım,hayvan hastalıkları gibi konularda eğitmelidirler.
5. Organizasyon Hataları: Türkiye’de sığır suni
tohumlaması serbest veteriner klinikleri,yetiştirici birlikleri ve
bakanlıktan izinli şirketler tarafından uygulanmaktadır.Yıllardır
savunulduğu gibi kamu kesiminin bu alanı terk ederek denetleme
görevini üstlenmesi yerinde olmuştur.Ne var ki, sahadaki karmaşık
durum halen devam etmektedir.Özellikle son birkaç yıldır devletçe
tohumlama başına verilen maddi destek haksız rekabeti ve kimi kural
dışı uygulamaları ne yazık ki artırmıştır.Serbest veteriner klinikleri
arasındaki rekabet kalitesiz sperma kullanımına ve ücret
adaletsizliğine yol açmakta,yetiştirici birliklerinin kendi üyelerine
maaşlı elemanları vasıtasıyla sundukları tohumlama hizmeti veteriner
kliniklerinin tepkisini çekmektedir.Özellikle Doğu ve Güney Doğu
Anadolu Bölgeleri’nde, bakanlık izinli özel şirketler suni tohumlamayı
sadece devlet desteğinden yararlanmayı amaçlayan ticari bir faaliyet
olarak görmekte ve bu nedenle de deneyimsiz veteriner hekim
çalıştırmayı yeğlemektedirler.Bu arada kamu kesimi de denetleme ve eş
güdüm gibi temel işlevlerini teknik eleman sıkıntısı yüzünden
gereğince yerine getirememektedir.Tüm bu karmaşık yapı hiç kuşkusuz en
başta suni tohumlamayı olumsuz olarak etkilemekte ,çağdaş ve AB
ölçütlerine uygun bir organizasyonun yaşama geçirilmesini
geciktirmektedir.
AB’nin hayvancılığı gelişmiş ülkelerinde sığır suni
tohumlaması genelde yetiştirici birliklerinin oluşturduğu
organizasyonlar tarafından yürütülmektedir.Bu organizasyonlarda
birliğin kendi veteriner hekimleri ve sözleşmeli serbest veteriner
klinikleri görev yapmaktadır.AB ülkelerindeki veteriner klinikleri
çokluk ev hayvanları,domuz,sığır ve at hastalıkları konusunda
çalışmaktadırlar.Biz de ise, büyük şehirler dışındaki veteriner
kliniklerinin faaliyet alanlarının büyükçe bir bölümünü sığırlarda
ilaç satımı, koruyucu aşılama ve suni tohumlama faaliyetleri
oluşturmaktadır.
Çözüm olarak son zamanlarda etki alanları hızla
genişleyen yetiştirici birliklerinin oluşturacakları sığır suni
tohumlaması organizasyonlarında sözleşmeli olarak bölgedeki veteriner
kliniklerinin görevlendirilmesi,yetiştirici birliklerinin etki alanı
dışındaki bölgelerde ise veteriner kliniklerinin tohumlamayı odaların
koyacağı kurallar çerçevesinde yürütmesi önerilebilir.Ayrıca gerek
veteriner klinikleri arasında, gerekse veteriner klinikleri ile
yetiştirici birlikleri ve özel şirketler arasında yaşanan ve haksız
rekabete yol açan sorunların çözümünde veteriner hekim odalarının daha
etkin rol alması gerekir.
6. Devlet Desteği: Son yıllarda suni tohumlama
başına veteriner hekimlere ve şirketlere ödenen devlet desteğinin kimi
sorunlara yol açtığı bilinmektedir.Bu sorunlar hem anılan kesimlerden
hem de devletten kaynaklanmış olabilir.Böylesi bir desteğin
kaybedilmesi yerine daha etkin denetlenmesi ve ödemelerin zamanında
yapılması büyük önem taşır.Bu bağlamda veteriner hekim odalarına ve
devletin ilgili kurumlarına büyük görevler düşmektedir.Öte yandan,
etkin denetim yapması gereken veteriner hekim odalarının sınırlı olan
yetkilerinin artırılması konusundaki girişimlere de tez elden
başlanmalıdır.