Veteriner Hekimleri Odalarımız siyasilerin sık kullandığı deyim ile “seçim sathı mailine” yani seçim ortamına girdiler bile. Bunun ilk belirtisi de kimi Odalarımızın yönetimine talip olan meslektaşlarımızın internet gruplarında listelerini açıklamaları oldu. Ancak değerli meslektaşım Dr.Talip Ünsaldı’nın da çok haklı olarak belirttiği gibi listelere ekli olması gereken Seçim Bildirgeleri eksik kalmış.Yani yönetime aday olan gruplar mevcut yönetimden farklı olarak neler yapacaklarını, gittikçe ağırlaşan hatta içinden çıkılmaz bir durum alan mesleki sorunlarımızı ne tür önlemlerle çözeceklerini açıklamalılar ki üyeler de ona göre tercihlerini yapabilsinler.
Kırk yılı aşan mesleki yaşamımda Türkiye’de Veteriner Hekimliğinin bu kadar kötü duruma düştüğü bir dönemi hatırlamıyorum. Kökü insanlık tarihi kadar eski, geçmişi şan ve şereflerle dolu kutsal mesleğimiz daha dün biri birinden türeyen köksüz mesleklerin deyim yerindeyse oyuncağı ve şamar oğlanı haline geldi. Mesleğimizin şanlı geçmişini yaşayan bizlerin bu duruma üzülmemesi mümkün değil. Türkiye’de Veteriner Hekimliği ulusal şairimiz ve meslektaşımız M.Akif Ersoy’un “ Ölürsem Görmeden Mesleğimdeki Ümit Ettiğim Feyzi / Yazılsın Seng- i Kabrime (mezar taşıma) Mesleğim Mahzun Ben Mahzun” dizelerini hepimize söyletecek kadar kötü bir duruma geldi. Şu anda ileriye dönük umutlarımızı yeşertecek bir beklenti de ne yazık ki ufukta görünmüyor.
Gittikçe ağırlaşan mesleki sorunlarımızın çözümünde örgütlerimizin rolü asla inkar edilemez. Ne yazık ki, örgütlerimizden özellikle de yasa ile kurulmuş ve icra yetkisi olan Türk Veteriner Hekimleri Birliği’nden bu role uygun düşecek bir davranış göremiyoruz. Çoğunu öğrenciliklerinden beri yakından tanıdığım örgütlerde görevli meslektaşlarımızın iyi niyetinden ve meslek severliğinden en ufak bir kuşkum olamaz. Ancak mesleki örgütler hepimizin de çok iyi bildiği gibi dışa dönük ve sosyal içerikli çalışmayı, sorunların üzerine inatla gitmeyi, medyatik olmayı, benzeri meslek ve üretici örgütleriyle dayanışmayı, özellikle genç kuşakların meslek bilincini ve heyecanını artırmaya dönük çabalar göstermeyi , meslektaşlar arasında sıkı işbirliği sağlayıcı faaliyetlerde bulunmayı gerektirir. Deneyimlerimiz bu olguları içselleştirmiş meslektaşların oluşturduğu örgütlerin daha başarılı olduklarını bize gösteriyor. Ancak çoğu kez mesleki bilgi ve deneyimi çok yüksek ama olması gereken özellikleri taşımayan meslektaşlarımız da örgütlerde görev aldığını görüyoruz.. O nedenle oda yönetimlerini seçerken olaya siyasal görüş ya da dost ahbap ilişkisi düzleminden değil de bu özellikler çerçevesinden bakmamız gerekir. Aksi halde iyilerin oluşturduğu kötü örgüt yönetimlerinden kurtulamayız.
Bu vesileyle tüm Veteriner Hekimleri Odaları seçimlerinde aday olacak meslektaşlarıma üstün başarılar diler, seçilecek meslektaşlarımızın her şeyimizi borçlu olduğumuz ve ekmeğini yediğimiz mesleğimizin yüce çıkarları dışında bir anlayış içerisinde olmayacaklarını ümit ederim.