Çiftlik hayvanlarının en önemli verimi döl verimidir. Et, süt gibi öteki tüm verimler ancak döl verimi yeterli olduğu taktirde süreklilik kazanabilir. Örneğin yavru doğurmayan bir ineğin süt vermesi de söz konusu olamaz. O nedenle infertilite yani döl tutmama sorunu bir süt sığırcılığı işletmesinin karlılığını daha doğrusu verimlerin süregenliğini etkileyen çok önemli bir olgudur.
İnek ve düvelerde döl tutma olgusu çok değişik faktörlerin bir araya gelmesi ile oluşan kompleks bir olaydır. Bu faktörler arasında genetiği, hormonları, hastalıkları, beslenmeyi, genital sağlığı ve stresi sayabiliriz.
Döl tutma olayının üç önemli boyutu vardır. Bunları hayvan, insan ve teknik olarak sınıflandırabiliriz. Döl tutmanın hayvan boyutu çok önemlidir. Çünkü döllenme ve yavru gelişimi hayvan vücudu içerisinde cereyan eder. Hayvan vücudunda döl tutma açısından önemli organlar beyin, yumurtalıklar ve rahimdir. Beyinin teşviki ile salgılanan cinsel hormonlar yumurtalıklarda yumurtanın gelişmesini, olgunlaşmasını ve döllenme kanalına atılmasını sağlar. Ayrıca döllenme sonucunda oluşan dölüt yada embriyonun rahime tutunması da yine hormonlar tarafından yönlendirilir. Hormon salgılanmasındaki en önemli faktör beslenmedir. Dengesiz beslenme sonucu ineklerde enerji eksikliği sorunu ortaya çıkar. Hayvanın yemlerle aldığından daha fazla enerji harcaması olarak tatanımlanan bu olgu sonucunda hormon dengesi de bozulur ve ineklerde yumurtanın oluşumunda, gelişiminde ve döllenme kanalına atılmasında aksaklıklar ortaya çıkar. Ayrıca hormon salgılanmasındaki aksaklıklar sonucu yumurtalık ve sarı cisim kistleri meydana gelir. Sonuçta ya yumurta oluşmaz ya da yumurta oluşsa bile döllenme kanalına atılamaz ve böylece ineklerde döl tutmama sorunu ortaya çıkar. Bazan da, yumurta oluşur, döllenme kanalına atılır, döllenir, dölüt yada embriyo meydana gelir ancak meydana gelen dölüt rahime tutunamaz ve dolayısıyla yavru gelişemez. Bunun nedeni de özellikle doğumdan sonra sıklıkla ortaya çıkan rahim iltihaplanmalarıdır. Onun için, inekleri enerji içeriği yüksek kaba ve kesif yemlerle iyi beslemek ve normal yada müdehaleli doğum sırasında hijyene çok dikkat etmek gerekir.
Döl tutmama olayının ikinci boyutu insandır. İnsan denince yetiştirici ya da bakıcı ve tohumlamayı yapan kişi akla gelir. Yetiştirici ya da bakıcının en önemli görevi inekleri iyi gözlemleyip ve kayıtlarını düzenli tutup kızgınlıklarını belirlemek ve süratle bir Veteriner Hekimine haber vermektir. Tohumlamayı yapacak olan Veteriner Hekimine düşen görev ise en uygun tohumlama zamanını tespit etmek ve ineği tekniğine uygun olarak tohumlamaktır. İneklerde en uygun tohumlama zamanı başka inekler üzerine atladığında kaçmadığı andır. Bu anı yakalayan Veteriner Hekimi hiç vakit kaybetmeden ineği tohumlamalıdır. Kızgınlık doğru tespit edilemez ve tohumlama zamanında, usulüne uygun olarak yapılmazsa döl tutmama sorunu ortaya çıkar. Bu nedenle yetiştirici ya da bakıcı ve Veteriner Hekimine önemli görevler düşmektedir.
Döl tutmamada üçüncü boyut ise tekniktir. İneklerin tohumlanmasında rekto-vaginal adı verilen bir teknik kullanılmaktadır. Bu teknikle donmuş boğa sperması rahim içine verilmektedir. Bu tekniği kullanarak tohumlama yapan Veteriner Hekiminin deneyimli olması ve hijyenik koşullara çok dikkat etmesi gerekir. Eğer Veteriner Hekimi tohumlamayı uygun zamanda ve tekniğine göre yapmazsa diğer tüm koşullar yerinde olsa bile döllenme dolayısıyla gebelik oluşmaz. Ayrıca uygulamada, kızgınlığın tespiti konusunda adımların sayılması ve boyama gibi teknikler kullanılmaktadır.Yumurtanın gelişmesi ve döllenme kanalına atılması konusunda ise bazı hormonlardan yararlanılmaktadır.
Süt sığırcılığında verimlilik açısından son derece önemli olan döl tutmama sorununun çözümü yukarıda sayılan üç boyutun üzerinde hassasiyetle durulmasına bağlıdır.