HAYVAN HAKLARI YASASI VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ

Ne kadar eğitimli olsak da yinede k&ızd&ık m&ı örneğin araba kullan&ırken hatal&ı sollama yapan kamyon şoförüne okkal&ı bir küfür savururuz. Küfürün hafifi ağ&ır&ı var ama genelde küfürlerde en s&ık kulland&ığ&ım&ız sözcük “hayvan”,”Hayvan herif”,”hayvanl&ık etme”,”hayvan m&ıs&ın be adam” ve daha nicelerini hayvanl&ı küfürler olarak sayabilirim. Bence küfürde hayvan sözcüğünü kullanmak hayvana yap&ılan hakaretlerin en hafifi. Dövmek,öldürmek,zehirlemek,kobay olarak kullanmak,aş&ır&ı yük yüklemek,dövüştürmek gibi eylemler hayvanlara yap&ılan eziyetlerin en ağ&ır olanlar&ı.

Birde benim en çok k&ızd&ığ&ım hatta kullananlar&ı nezaketsizce de olsa uyard&ığ&ım “ Afedersiniz hayvan” söylemi var. Kibarl&ığ&ın söz göstergesi olarak örneğin inek diyecekken “afedersiniz inek” diyenler ineğin sütünü içtiğini,etini yediğini,derisinden üretilen ayakkab&ıy&ı giydiğini ne çabuk unutuveriyorlar.

Acaba hayvanlar tüm bu söylemleri, uğrad&ıklar&ı insanl&ık d&ış&ı eylemleri hak ediyorlar m&ı?Tek kelime söylemek gerekirse HAYIR.Tam tersine hayvanlar,var oluşlar&ından beri insanl&ığa sağlad&ıklar&ı yararlar&ı dikkate al&ınd&ığ&ında horlanmalar&ı değil,baş tac&ı edilmeleri gereken varl&ıklar.

Bir kere bugün insanl&ığ&ın yar&ıya yak&ın&ı rahatça uygar&ım diyebiliyorsa bunu her şeyden önce hayvanlara borçludurlar. Gerçi kimi düşünürler uygarl&ığ&ın tekerleğin icad&ından sonra geldiğini ileri sürerlerse de,tekerleği çevrenin buharl&ı makinenin icad&ına kadar hayvan gücü olduğu da yads&ınamaz bir gerçektir.

Hayvanlar&ın çektiği tekerlekli arabalarla daha uzak yörelere yap&ılan seyahatler başta ticaret olmak üzere turizm ve kültürün gelişimini h&ızland&ırm&ışt&ır.Hele ürünlerin atlar&ın çektiği arabalarla ihtiyaç bölgelerine nakli sonucu daha da gelişen ticaret,sermaye birikimini doğurarak sanayinin gelişimine de katk&ıda bulunmuştur.

Öte yandan süvarilerini taş&ıyan atlarla top arabalar&ın&ı çeken öküzlerin savaş alan&ında sağlad&ığ&ı katk&ılar sadece tarihin değil fetihlerle dünya coğrafyas&ın&ın da değişmesine neden olmuştur.

Bence eti yenilebilen hayvanlar&ın insanl&ığa sağlad&ığ&ı en büyük yarar ürettikleri hayvansal proteinin entellektüel gücü geliştirmesi sonucu icatlar&ın ve keşiflerin yolunun aç&ılmas&ıd&ır.

Günümüzde hayvanlar&ı, işlevleri birbirinden farkl&ı üç grup alt&ında toplamak mümkündür;

· Üretken hayvanlar ya da çiftlik hayvanlar&ı

· Arkadaş hayvanlar ya da pet hayvanlar&ı

· Egzotik hayvanlar ya da vahşi hayvanlar

Üretken hayvanlar&ı,başta hiçbir amaçla kullan&ılmayan yemi ya da çay&ır otunu hammadde olarak bünyelerinde değerlendirip sonuçta dünyan&ın en değerli g&ıda maddelerini üreten bacas&ız,dumans&ız,at&ık maddesi bulunmayan dolay&ıs&ıyla da çevre dostu canl&ı fabrikalar olarak niteleyebiliriz.Tek at&ık maddesi olan pisliği ziraat de gübre,köylünün sobas&ında tezek,biogaz üretiminde hammadde,tavuk beslemede yem olarak kullan&ıl&ır.

Arkadaş hayvanlara gelince, insanlara sağlad&ığ&ı yararlar saymakla bitmez.Her şeyden önce arkadaş hayvanlar,insanlar için söylenen “Dostlar&ım ah dostlar&ım,ben hep dostlar&ımdan korkar&ım” söyleminin aksine korkulacak değil tam tersine güvenilecek dostlard&ır.Kediler,köpekler insanlar karş&ıl&ıks&ız,ç&ıkara dayanmayan sevgi sunarlar.bir arkadaş&ım “Köpeğimi çocuklar&ımdan daha çok seviyorum” dediğinde baştan yad&ırgam&ışt&ım.Sonra nedenini sorduğumda “Akşam eve yorgun arg&ın geldiğimde ayak sesimden zil çal&ış&ımdan beni tan&ıyan köpeğim kap&ı aç&ıl&ır aç&ılmaz üzerime atlay&ıp yüzümü yalamaya başlarken salonda kanepeye uzan&ıp TV seyreden çocuklar&ım ise uzaktan kuru bir hoş geldin derler” yan&ıt&ı arkadaş&ım&ın söyleminde ne kadar hakl&ı olduğunu bana gösterdi.

Arkadaş hayvanlar insanlara sadece sevgi değil en çok gereksindikleri sağl&ık da sunarlar. Akşam stresle dolu olarak işinden evine gelen bir insan,kedisini ya da köpeğini kucağ&ına al&ıp tüylerine dokunduğunda taş&ıd&ığ&ı tüm negatif elektriği onlara aktar&ır ve rahatlar.Bu nedenle,son y&ıllarda bir bölümünün sonucu medyaya da yans&ıyan bilimsel insanlar&ın beslemeyenlere nazaran kalp-damar hastal&ıklar&ına,kansere ve çağ&ın hastal&ığ&ı depresyon olmak üzere psikolojik bozukluklara görece daha az yakaland&ıklar&ın&ı somut biçimde ortaya koymuştur.

Dünyada ve Türkiye’de yeni yeni gelişen evlerde egzotik hayvan besleme olgusu ise bir nevi insanlar&ın vahşi doğaya duyduğu özlem olarak da nitelendirilebilir.

Hayvan Haklar&ı Yasa taslağ&ın&ın cumhurbaşkan&ı seçimlerinden ya da sözde önemli kimi yasa tasar&ılar&ından f&ırsat bulursa Meclis Gene Kurulu’na inmesini beklediğim şu günlerde baştan beri özetle de olsa önemini ve yararlar&ın&ı s&ıralamaya çal&ışt&ığ&ım hayvanlar&ın refah&ı (animal welfare) ve haklar&ı (animal rights) konusundaki düşüncelerimi k&ısa da olsa ve yaşanm&ış kimi olaylarla da bezeyerek aç&ıklamak istiyorum.

Hayvanlar konusunda en duyarl&ı uluslar&ın baş&ında Osmanl&ılar döneminde hatta çok daha önceki dönemlerde Türklerin geldiği kuşku götürmez bir gerçektir.Bunu sadece biz söylemiyoruz, yabanc&ı gezginlerin seyahat an&ılar&ın&ı derleyen İsmail Danişment’in yaz&ılar&ından da apaç&ık anl&ıyoruz.Ergenekon’dan ç&ık&ışlar&ın&ı bir kurdun sağlad&ığ&ına inanan Türkler hayvana verdikleri as&ıl önemi örgütlü bir devlet düzenine kavuştuklar&ı Osmanl&ı döneminde göstermişlerdir.Osmanl&ılar kurduklar&ı cami vak&ıflar&ın&ın vakfiyelerinde kedilerin hatta murdar sayd&ıklar&ı için evlerine sokmad&ıklar&ı baş&ıboş köpeklerin beslenmelerinin sağlanmas&ı için paralar bile ay&ırm&ışlard&ır.Beyaz&ıt Camisindeki güvercinler için Osmanl&ı döneminde vak&ıf kurulduğuna dair belgeler arşivlerde yer almaktad&ır.

Dünya’da hayvanlarla ilgili en olumlu say&ılabilecek girişim 11 Ekim 1978’de Paris Unesco Evi’nde 14 maddelik Hayvan Haklar&ı Beyannamesi’nin imzalanmas&ıd&ır. Gerçi bu tarihten önce de hayvan haklar&ı özellikle bat&ıl&ı ülkelerin hukuklar&ında ya da idari sistemlerinde özenle korunmaktayd&ı. Bunun somut örneğini 1974 y&ıl&ında bulunduğum Almanya’n&ın Münih kentinin Freising adl&ı banliyösünde yaşam&ışt&ım. Freising içinden çok say&ıda derenin geçtiği tarihi,şirin bir kenttir. İlkbahar da arkalar&ında yeni dünyaya gelmiş yavrular&ıyla derelerde gezinen binlerce ördek, insanlara doyumsuz zevkler yaşat&ır. Bir gün çöpçüler evlerden birinin çöp kutusunda ördek telekleri bulurlar ve hemen polise haber verirler.Polis yapt&ığ&ı araşt&ırma sonucunda çöpün bir Türk işçisine ait olduğunu saptar,işçi bulur,ördeği kesip yediğini itiraf eder ve derhal s&ın&ır d&ış&ı edilir.

Yine bu bağlamda ünlü yazar&ım&ız Server Tanilli’ye atfen Stockholm’de geçmiş olan bir olay anlat&ıl&ır.Bir gün bir Türk,evinin bahçesinde kocaman bir y&ılan görüp korkarak hemen taşla baş&ın&ı ezer.Sonra y&ılan&ın komşusu taraf&ından evde beslendiği anlaş&ıl&ır ve Türk mahkemeye verilip cezaya çarpt&ır&ıl&ır.

Türkiye’de hayvan refah&ı konusunda yürütülen projelerin en önemlisi Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi’nde 1992 y&ıl&ında Liberty Ay&ılara özgürlük slogan&ı ile başlat&ılm&ışt&ı.

Merkezi İngiltere’de bulunan Dünya Hayvanlar&ı Koruma Cemiyeti’nin de katk&ılar&ıyla gerçekleştirilen bu projede İstanbul’da gösteri amaçl&ı oynat&ılan ve Kumkap&ı-Yenikap&ı sahil şeridindeki kayalar aras&ında çok olumsuz şartlarda aç-susuz bar&ınd&ır&ılan ay&ılar bşr gece operasyonu ile sahiplerinden al&ın&ıp U.Ü. Veteriner Fakütesi Deneme ve Uygulama Çiftliğinde haz&ırlanan Vahşi Yaşam Merkezine konmuşlard&ır.Bu merkezde yerli ve yabanc&ı uzmanlar&ın denetiminde bedensel ve ruhsal sağl&ıklar&ı rehabilite edilen ay&ılar,önce çiftlikte haz&ırlanan doğal koşullara,daha sonrada Karacabey Boğaz&ı’ndaki kal&ıc&ı doğal yaşam alan&ına sal&ınm&ışlard&ır.

Son y&ıllarda özellikle İstanbul’da kimi belediyelerin sokak köpeklerine karş&ı göstermiş olduklar&ı insanl&ık d&ış&ı davran&ışlar gerekçe ne olursa olsun hakl&ı görülemez.Bu konuya medyada ve mesleki dergilerde çokça tart&ış&ıld&ığ&ı için burada değinmeyeceğim.

Türkiye’de hayvan haklar&ı konusunda duyarl&ı bir kamuoyunun oluşmaya başlad&ığ&ı sevinçle görülmektedir. Sivil toplum örgütlerinin önderliğinde sürdürülen çabalar&ın dağ&ın&ıkl&ıktan kurtar&ılarak oluşturacak bir üst örgüt çat&ıs&ı alt&ında toplanmas&ı en az&ından eşgüdüm sağlanmas&ı aç&ıs&ından gerekli hatta zorunludur.

Böylesi geniş kat&ıl&ıml&ı bir üst örgütlenme sadece toplumda zaten var olan hayvan haklar&ı bilincini geliştirmekle kalmayacak,ayn&ı zamanda Türkiye büyük Millet Meclisi üzerinde bask&ı oluşturarak bu konuda yegane çözüm olan Hayvan Haklar&ı Yasas&ın&ın ç&ıkmas&ı da kolaylaşt&ır&ılacakt&ır.