İşlenmiş süt tekellerinin güdümündeki Süt Konseyi 30 ay aradan sonra çiğ süt referans fiyatını 6 kuruş arttırarak 1.15 TL den 1.21 TL ye çıkardı. Deyim yerindeyse dağ fare doğurdu. Bu artış küçük üreticilere değil yüzlerce baş sağmal ineği olan mega işletmelere yaradı. Aslında küçük üretici çiğ sütünü hiç bir zaman referans fiyat olan 1.15 TL ye satamadı. Çünkü, çiğ süt fazlalığını ileri süren işlenmiş süt tekelleri Türkiye’nin hemen her yerinde özellikle örgütsüz üreticilerin sütlerini 1 TL nin altında aldılar. İşlenmiş süt tekelleri çiğ sütünü bu fiyata satmak istemeyen üreticileri de sütlerini almamakla tehdit ettiler. Örgütsüz olduğu İçin çaresiz kalan küçük üretici bu tehditlere boyun eğerek sütünü tekellerin istediği fiyata satmak zorunda kaldı. İşin kötüsü sütü üreticiden alırken bakteri sayısı, somatik hücre sayısı, yağ oranı , soğuk zincir falan derken fiyatı daha da aşağıya düşürdüler. Bu durum karşısında süt-yem paritesi iyice geriledi ve küçük yetiştirici sütten zarar etti. Bereket kırmızı et açığı nedeniyle özellikle erkek danalar para etti de üretici durumu başa baş getirebildi. İşlenmiş süt tekellerinin güdümündeki Süt Konseyi Mayıs 2016 da süt-yem paritesini 1.322 olarak ilan etti. Ancak burada bir göz boyama yapıp sütün fiyatını referans fiyat olan 1.15 TL, yemin fiyatını da KDV hariç peşin fiyat olan 87 kuruş olarak aldı. Tabii yemin vadeli fiyatı bu rakamın da üzerindedir. Bu durumda gerçek rakamlara göre parite 1.3 değil, sadece 1.0 dir. Yani küçük üretici bir kilo süt parası ile ancak bir kilo yem alabilmektedir. Oysa süt sığırcılığının karlı olabilmesi için üreticinin bir kilo süt satıp bir buçuk kilo yem alabilmesi şarttır. İşlenmiş süt tekellerinin güdümündeki Süt Konseyinin çiğ süt referans fiyatına yaptığı 6 kuruşluk zam da bu gerçeği değiştirmeyecektir. Çünkü göreceksiniz yakında yem fiyatları da aynı oranda artacaktır. Aynı olay hükumet yemdeki KDV oranını sıfırladığında da yaşanmadı mı ? KDV on puan indi ama yem fiyatlarında bir düşüş görülmediği gibi tam tersine artış görüldü.
Çiğ süt fiyatlarındaki 6 kuruş artışın küçük üreticilere değil yüzlerce baş sağmal ineği bulunan mega işletmelere yaradığını söylemiştim. Çünkü, mega işletmelerde bulunan yüzlerce yüksek verimli sağmal inekten her gün tonlarca çiğ süt üretilmektedir. Bilimsel verilere göre bir inekten elde edilen süt miktarı arttıkça birim maliyet düşer. Bunun anlamı yığınsal üretim yapan mega işletmeler çiğ sütü küçük üreticilere göre en az %20 daha ucuza mal etmektedirler. Ayrıca bu işletmeler, kendilerinin üretikleri kaba ve kesif yemi çok daha ucuza elde etmektedirler. Böylece yukarıda sözü edilen 1.3 lük süt- yem paritesini neredeyse 2.0 ye çıkarmaktadırlar. Bir de; faizsiz kredi, hibe, teşvik, destek, süt primi derken üretimlerini çok karlı hale getirmektedirler. Öte yandan, tam mekanizasyon uygulayan bu mega işletmeler işçilik ücretlerine de fazla para harcamamaktadırlar. Ayrıca çiğ sütlerini de referans fiyattan satmaktadırlar. Böyle olunca da 6 kuruşluk zam onlara yaramaktadır.
Şimdi bir de olaya işlenmiş süt tekellerinin cephesinden bakalım. Süt tekelleri bir litre çiğ sütü küçük üreticiden en iyimser rakamla 90-100 kuruşa almaktadırlar. Pekiyi, tüketiciye kaça satıyorlar acaba? En son market rakamlarına göre yedi işlenmiş süt tekelinin marketlerde cam şişelerde pazarladığı günlük pastörize sütün bir litresinin fiyatı 3.50TL ile 4.25 TL arasında değişmektedir. Bu durumda ortalama fiyat 3.9 TL civarındadır. Bu da demektir ki, işlenmiş süt tekelleri küçük üreticiden aldıkları bir litre sütü işleyip halka 4 katı fazla fiyatla yani %400 karla satmaktadırlar. Bakın şimdi çiğ sütün referans fiyatına 6 kuruş zam geldi diye işledikleri sütün fiyatını nasıl arttıracaklar.
Tüm bu açıklamalardan şu sonucu çıkarabiliriz. Eğer Türkiye’de, süt-yem paritesi yükseltilmez yani en azından bir kilo sütle bir buçuk kilo yem alabilecek bir düzeye gelinmez ve çiğ süt fiyatı ile işlenmiş süt fiyatı arasındaki %400 lük devasa fark kapatılmazsa süt sığırcılığının sorunlarına çözüm bulmak mümkün değildir.