Her iki meslektaşımızın ölümümü yeni öğrendim. Rahmetli Seher bizden bir sınıf önce idi. Hanımefendi kişiliği ile kendisini tanır ve severdik. Ali Uğurtekin ağabeyimin ise ben de önemli bir yeri var. Mezun olup 1970 yılında Sivas’a Merkez Veteriner Hekimi olarak atandığımda Ali Ağabey Veteriner Müdür Muavini idi. Müdürümüz ise rahmetli Mustafa Kır idi. Daha sonra arkadaşım rahmetli Prof.Dr.Aşkın Berker’in tayini Bursa’ya çıktı. Dördümüz de 1.90 metrenin üzeri boydaydık. O zaman toplumda uzun boylu insan sayısı azdı. Dördümüz Sivas’ta Çarşıya çıktığımızda herkes Harlem Basketbol Takımı gelmiş gibi hayretle bize bakardı.
Sivas’ta daha çok Ali Ağabey ile birlikte çalışır, aşıya ve diğer uygulamalara giderdik. Bir keresinde sabah erkenden malzemeleri hazırlayıp köye aşıya gittik. Fakat köyde malzemeleri açınca aşıyı getirmediğimizi fark ettik. O zamanki iletişim imkanı ile Müdürlüğe ulaşıp aşıyı getirttik ama o zamana kadar köylü dayanamamış koyunları meraya sürmüştü bile. Biz de kahvede bir çay içip geri döndük. Bir defasında da birlikte Ulaş Devlet Üretme Çiftliğine tavuklara Pullorum Testi yapmaya gittik. Bir akşam Ali Ağabey toplanın ördek avına gidiyoruz dedi. Bizi Ulaş Gölü civarına bir yere götürdü. Orada fazla yüksek olmayan bir tepecik vardı. Şimdi bunun içerisine gireceğiz dedi. Ben hayatımda ilk defa böyle bir şey görüyordum. Dar bir ağızdan tepeciğin içerisine girdiğimizde küçük bir odayı andırıyordu ve içinde bir mangal yanıyordu. Ayrıca göle bakan kısmında mazgal delikleri vardı. Bize, ” Bu tepeye Kömü denir” dedi. Hem içeride oturuyor, hem de mazgal’dan çıkardığımız tüfeklerle ay ışığında göldeki maket ördeğe gelen canlı ördekleri avlıyorduk. Yaşamımda unutamayacağım bir anıdır bu.
Rahmetli Ali Ağabey tam bir Osmanlı Beyefendisi idi. Ankara’da Dernek Lokalinde hizmetlileri çağırırken ellerini üç kez birbirine vururdu. Söğütte doğduğu için kökleri Osmanlı’ya dayanıyordu. Çok kibar bir insandı. Sevmeyeni olduğunu zannetmiyorum. Çünkü kimseye kötü söz söylemez, kimsenin kalbini kırmazdı. Kendini eşine ve çocuklarına adamıştı. Dernekte çok güzel günlerimiz geçti.Yaşamının son döneminin üzüntü ile geçtiğini duyuyor, ben de çok üzülüyordum.
Her iki meslektaşımıza da Allah’tan rahmet, sevenlerine ve meslek camiamıza baş sağlığı dilerim.