Kars Türkiye’nin kuzey doğusunda yer alan 1768 rakımlı bir serhat şehridir. Karsın 2019 yılı nüfusu 285.410 dur. Nüfusun %77 si tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadır. Kars daha çok dağlık ve bozkır bir araziye sahiptir. Kars’ın tabiat zenginlikleri arasında Allah-u Ekber Dağları, Kars Çayı, Aras Nehri ve Çıldır Gölü sayılabilir.
Kars’ın MÖ: 5000-4000 yıllarında Huri’ler tarafından kurulduğu rivayet edilmektedir. Daha sonraları Urartulular (MÖ: 9YY), İskitler (MÖ: 663), Partlar-Karsaklı Beyliği (MÖ:45), Sasaniler 430), Selçuklular (1064), Gürcüler (1200), Moğollar (1239), Karakoyunlular (1406), Akkoyunlular (1467) Kars’a hakim olmuşlardır. Osmanlılar 1535 yılında Kars’ı fethetmiştir. Kars 1877-1918 yıllarında Rusların egemenliği altında kalmıştır. Milli mücadele yıllarında Kars’ta Cenub-i Garb-i Kafkas adında bir hükumet kurulmuştur. 30 Ekim 1920 de Kazım Karabekir Paşa Kars’ı Rusların elinden almıştır.
Kars’ta görülecek çok sayıda eser vardır.
- KARS KALESİ: MÖ: 8. Yüzyılda Urartulular tarafından yapıldığı rivayet edilmektedir. Sultan 3.Murat döneminde Lala Mustafa Paşa tarafından büyük ölçüde restore edilmiştir. Halen kalenin iç duvarları ayaktadır. Kalede 220 burç ve kule, 2000 mazgal mevcuttur.
- EBUL HASAN HARAKANİ TÜRBESİ: Anadolu’nun aydınlanmasında büyük hizmetleri dokunan Alperenlerin en önemli temsilcilerinden biridir. Kendinden sonra gelen Mevlana, Ahmet Yesevi ve Yunus Emre’ye ilham kaynağı olmuştur. Harakani, 1033 yılında Selçuklular ile Bizanslılar arasında yaşanan savaşta şehit olmuş ve adıyla anılan türbeye gömülmüştür. Adı Kars Hava Alanına verilmiştir.
- TAŞ KÖPRÜ: 1573 yılında Lala Mustafa Paşa tarafından yaptırılmıştır.
- HAVARİLER MEDRESESİ (KÜMBET CAMİİ): 10.Yüzyılda bir Ermeni-Gürcü krallığı olan Bargatlılar tarafından İsa’nın 12 havarisi adına yaptırılmıştır. Doğunun Ayasofyası olarak adlandırılır. Kalenin eteklerinde yer alır.
- FETHİYE CAMİİ: Kilise 19.Yüzyılda Rus İşgali sırasında Baltık mimarisi tarzında yapılmıştır. Kars’ın Rus işgalinden kurtarılmasından sonra bir süre spor salonu olarak kullanılmış, 1985 yılında camiye dönüştürülmüştür. Bu sırada kilisenin tavanında bulunan iki adet çan kulesi yıkılarak yerine minare yapılmıştır. İçerisinde takta oymalar ve çini işleri görülmeye değerdir.
- KANLI TABYA ( HARP TARİHİ MÜZESİ ): 1803’te Padişah III. Selim Döneminde “Yeni Tabya” ismiyle inşa edilmiştir. 1828 yılında, Rus saldırısında saldırılarda, bir gece baskını sırasında tabyadaki askerlerin tamamı şehit edildiği için Kanlı Tabya adı verilmiştir.
- ANİ HARABELERİ: Kars’ın 42 km güney doğusunda yer alan harabeler Ani Harabeleri Türkiye Ermenistan sınırını oluşturan Arpaçay nehri boyunca uzanır. Ani şehrinin tarihi Bronz ve Demir çağlarına kadar uzanır. O çağlarda yaşayan insanların barındıkları mağaralar halen durmaktadır. Şehir Urartu’lular tarafından kurulmuş olup bir çok uygarlığa ev sahipliği yaptıktan sonra Bagrat’lılar zamanında en parlak devrini yaşamıştır. Şehirde o dönemde 40 kilise, şapel, anıt mezar vardı. Şehir 1071 de Selçukluların, 1330 da Karakoyunluların, 1579 da ise Osmanlıların eline geçmiştir.
-Büyük Ani Katedrali (Fethiye Cami): Tarihçilere göre kilisenin temelleri Bagratlı Kralı II. Sembat tarafından M.S. 990 yılında atılmış ancak Kral Sembat öldükten sonra 1001 yılında eşi kraliçe Katranide tarafından bitirilmiştir. Kilisenin mimarı aynı yüzyılda İstanbul Ayasofya Kilisesinin tamiratını yapan Tiridat ustadır. Katedral 1064 yılında Sultan Alparslan’ın Ani’yi fethinden sonra camiye çevrilmiş ve ilk fetih namazı burada kılınmıştır. Bu sebeple büyük katedrale Fethiye Cami denilmektedir. Caminin bir duvarında Allah lafzı yer almaktadır.
-Tigran Honents Kilisesi (Resimli Kilise): Anı Ören Yerinin kuzey doğusundaki Mığmığ Deresinin Arpaçay Nehrine karıştığı yer üzerinde 1215 yılında Ani’li bir tüccar olan Tigran Honents tarafından inşa ettirilmiştir. Bu kilise özellikle iç mekanındaki fresklerle dikkat çekicidir. Kilisenin iç cephe duvarları ile kubbe kısmında Hz. İsa’nın doğumundan ölümüne kadar geçen olayları sembolize eden freskler mevcuttur.
-Abukhamrets Kilisesi (Polatoğlu Kilisesi): Ören yerinin kuzeybatısında Bostanlar deresinin üzerindeki surlara yakın plato üzerinde kurulan kilise M.S. 980 yılında Prens Pahlavuni tarafından yaptırılmıştır
-Aziz Prikicht Kilisesi: Anı ören yerinin güney doğusunda yer alan kilise 1036 yılında Kral III. Sembat tarafından yaptırılmış, 1291 ve 1342 yıllarında Atabekler tarafından restore ettirilmiştir. 1930’lu yıllarda ise bir yıldırım düşmesi sonucu kilisenin yarısı yıkılmıştır.
– Ebul Menucehr Cami: İç kaleye çıkan yolun güneyinde bulunan plato üzerine inşa edilen Ebul Menucehr Camii planı bilinen ve günümüze kadar sağlam bir şekilde ulaşan en eski Selçuklu eseridir. Ani şehrinin Selçuklular tarafından fethedilmesinden sonra 1072 yılında Ebul Menucehr Bey tarafından yaptırılan cami Anadolu’daki ilk Türk cami olma özelliğini de taşımaktadır.
-Kral Gacik Kilisesi: Ani’nin güney batısında Bostanlar deresine inen yol üzerinde dairesel planlı olarak yapılan kilisenin cephe duvarları ve kubbesi tamamen çökmüştür. Kilisenin sadece temel duvarları ve iç mekanda üç sütun ayakta kalabilmiştir. Kiliseyi, 990 ile 1020 yılları arasında hüküm süren Gagik’in, Ani Katredrali’ni tasarlayan mimar Tirdat’a yaptırdığı sanılmaktadır.
-Selçuklu Kervansarayı: Ani’nin kuzeybatı istikametinde sarp bir kayalık üzerine kurulan bu muhteşem saray muhtemelen 1064 yılında Selçukluların Ani’yi fethinden sonra Ebul Menuçehr Bey tarafından kentte başlatılan imar çalışmaları kapsamında inşa ettirilmiştir. Orijinalı iki katlı olan binanın birinci katı ahşap olduğundan yıkılmış, günümüze kadar zemin katla bodrum kat ulaşmıştır.