Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre Dünya’da her dört insandan biri yüksek tansiyon hastasıdır. Türkiye’de yüksek tansiyonlu hasta sayısı %25 civarındadır. Yüksek tansiyon hastalığının görülme sıklığı kadınlarda %58.9, erkeklerde %41.1, gençlerde%11.8 dir. Yüksek Tansiyon oranı 55 yaş üstü insanlarda %50 olarak tespit edilmiştir. Sinsi bir hastalık olan yüksek tansiyon çoğu insanda gizli kalırken, on hastadan sadece yedisi tedavi edilebilmektedir. Yüksek tansiyon hastalığının tedavisi zor olup asıl olan nedenlerin ortadan kaldırılmasıdır.Ayrıca hastalığın tedavisinde kombine ilaç kullanımı ve ilacın sık sık değiştirilmesi gündeme gelebilir.
Vücuttaki damarlarda toplam 7 litre kan dolaşır. Bir pompa görevi yapan kalp kasılıp gevşemek suretiyle bu hacimdeki kanı damarlara sevkeder. İşte bu pompalama sırasında kanın atat damar duvarlarına yaptığı basınca tansiyon denir. Bu basıncın normal değerlerin üstüne çıkması durumuna da yüksek ya da hiper tansiyon adı verilir. Pratikte iki tür tansiyon ayırt edilir. Birincisi kalbin pompalaması sırasında kasılması (sistol) sonucu oluşan küçük ya da sistolik tansiyon, ikincisi de kalbin gevşemesi(diastol) yani boşalan kalp karıncığının akciğerlerden gelen temiz kan ile dolması sırasında oluşan kan basıncıdır ki bu da büyük ya da distolik tansiyondur.
Yüksek tansiyonun nedenleri primer(esenşiyel) ve sekunder olmak üzere ikiye ayrılır. Primer ya da esenşiyel tansiyonun nedenleri arasında endüstrileşme, aşırı tuz tüketimi,fast-food ağırlıklı beslenme, fiziksel aktivite yetersizliği, diabet hastalığı, böbrek yetmezliği, böbrek damarlarındaki bozukluklar, alınan bazı ilaçlar sayılabilir.
Sekunder yüksek tansiyonun nedenleri olarak da şişmanlık, yağ ve kolesterol ağırlıklı yani yüksek kalorili gıdalarla beslenme, sigara, tiroit hastalığı, beyintümörü, böbrek üstü bezlerinin hastalıkları, sık kullanılan ağrı kesiciler, doğum kontrol ilaçları sayılabilir.Yüksek tansiyonun önlenemez nedenleri arasında genetik, cinsiyet (erkeklerde daha fazla), yaş, adrenalin artışı (gerginlik ve stresle artan adrenalin damarları büzerek kan basıncını arttırır) sayılabilir . Kalpten atılan kanın hacmi artınca yani yüksek tansiyonda nabız hızlanır, damarlar hasar görür hatta yırtılır.
Yüksek tansiyonun en önemli nedeni aşırı sıvı ve tuz tüketimidir. Fazla tuz damarları sertleştirir.Vücuda aşırı miktarda tuz alındığında suyu tutar ve kanın hacmi artar. Kanın hacminin artması kalbin daha fazla kan pompalamasına ve atar damar endoteline olan kan basıncının artmasına neden olu .Bunun sonucunda ise endotelde hasarlar ve yırtılmalar meydana gelir. Böbrek yetmezliklerinde böbreğin vücuttaki suyu ve tuzu atamaması sonucu yüksek tansiyon meydana gelir. Böbrek-yüksek tansiyon ilişkisi yumurta-tavuk ilişkisine benzer.Yani böbrek yetmezliği sıvı ve tuz atımını engelleyerek yüksek tansiyona, yüksek tansiyonda böbrek damarlarını hasara uğratarak böbrek yetmezliğine ve süzme sorununa neden olur. Ayrıca damar cidarındaki elastik liflerin kasılmasına bağlı olarak da damar yatağında oluşan basınç yüksek tansiyona yol açar. Erişkin bir insanın günlük tuz ihtiyacı 5-6 gram yani bir çay kaşığını dolduracak kadardır. Ama ne yazık ki Türk insanı günde ortalama 18 gram tuz tüketmektedir. Tuz vücuda en çok yiyeceklerle alınır.Örneğin 100 gr ekmekte 1.7 gr, bir porsiyon dönerde 8 gr, bir dilim pizzada 5.5 gr, bir adet pirzolada 3.5 gr, sucuklu yumurtada 5.5 gr, kuru fasulyede 8.6 gr,ketçapta 8 gr tuz bulunur. Aşırı tuz bulunan yiyecekler arasında ev salçası, çekirdekler,turşu, ayak-paça çorbası, erişte sayılabilir.
Bir de düşük tansiyon vardır. Düşük tansiyon bir hastalık değildir. İshalle birlikte görülmesi sıvı kaybına işaret eder.Kansızlık, kalp kapakçığı hastalıkları, stres sonucu damar duvarlarındaki gelişmeler düşük tansiyona neden olur.

Normal ve Anormal Tansiyon Değerleri
Normalde bir erişkinde sistolik yani büyük tansiyon 140 mm/hg nin altında olmalıdır.140-159 mm/hg arasında ölçülen tansiyon değerleri sınırda, 160 mm/hg nin üzerindekiler ise yüksek tansiyon olarak değerlendirilir. Halk arasında küçük tansiyon olarak bilinen diastolik kan basıncı ise 85 mm/hg nin altında olmalıdır. 85-89 mm/hg değerleri normalin üstü, 90-104 mm/hg değerleri hafif tansiyon, 105-114 mm/hg değerleri orta tansiyon, 115 mm/hg üstü değerler ise ağır hipertansiyondur.Özetle 140-85 mm/hg altı kan basıncı normal kabul edilir.
Yüksek Tansiyonun Belirtileri
Yüksek tansiyon bir çok belirti gösterdiği gibi hiçbir belirti de göstermeyebilir. Yüksek tansiyonda görülen belirtiler; baş ve ense ağrısı, baş dönmesi, çarpıntı, denge bozukluğu, göz kararması, kulak çınlaması, görme bozukluğu, retina kanaması, kırmızı idrar,halsizlik,depresyon,kas krampı,burun kanaması,nefes darlığı,öksürük,göğüs ağrısı, iktidarsızlık, kilo alma verme olarak sıralanabilir. Hiç bir belirti göstermeyen yüksek tansiyon inme(felç), kalp ve böbrek yetmezliğine neden olur. Yüksek tansiyondaki kimi belirtiler ayağa kalkıldığında artar.
Tansiyon Ölçümü:
Yüksek tansiyon tanısı koymak için haftada en az 3 kez kan basıncı yüksekliğini ölçmek gerekir. Kan basıncı günün değişik dönemlerinde yaşam biçimine bağlı olarak değişiklikler, iniş çıkışlar gösterebilir. Tansiyonu değişkenlik gösteren hastalara holter adı verilen bir ölçüm aleti takılır. Holter 24 saat boyunca 15-30 dakika arayla otomatik olarak tansiyonu ölçer. Elde edilen değerlerden tansiyonun günlük yaşam koşullarından mı yoksa organik bir bozukluktan mı kaynaklandığı ortaya çıkar. Böylece hekim hastasına vereceği ilacı daha rahat seçebilir.Tansiyon düzenli hale geldiğinde 2-3 günde bir ölçülebilir.Tansiyonu tam anlamıyla düzene girmemiş hastalarda biri sabah diğeri akşam iki ölçüm yeterli olabilir.
Tansiyon Aleti olarak piyasada koldan ölçüm yapan , steteskoplu mekanik ve koldan ya da bilekten ölçüm yapan digital tipler satılmaktadır. Digital aletler mekaniğe nazaran daha güvensizdir. En doğrusu steteskoplu mekanik aletle ölçüm yapmaktır. İlle de digital alet kullanmak gerekirse bilekten olanı tercih edilmelidir.
Tansiyon ölçümü ölçüm yapılacak kişinin uzun bir yürüyüş, merdiven çıkmak, jimnastik veya koşu gibi bir aktiviteden hemen sonra yapılmamalıdır. Kişi mümkünse 5 dakika oturup dinlenmelidir. Hastanın tansiyonu ölçülürken oturur vaziyette olması ölçümün doğruluğu açısından önemlidir. Ölçümden kısa bir süre önce tein ve kafein içeren çay, kahve gibi içecekler ve sigara içilmemelidir. Çünkü bu maddeler tansiyonu değişken hale getirir. Tansiyon ölçülürken steteskop kol atardamarının tam üstüne konmalı ve kişi bu sırada konuşmamalıdır. Ayrıca steteskopun konduğu yerin kalp hizasında olmasına özen gösterilmelidir.

Yüksek Tansiyonun Tedavisi
Yüksek Tansiyonun tedavisi uzun süreli olup tedavi edilmezse yani 14-22 aralığında devam ederse kalp, böbrek, göz, beyin gibi organlarda büyük tahribata neden olur.
– Obezite yüksek tansiyona neden olduğu için şişman insanların zayıflaması gerekir. Her 10 kg verildiğinde tansiyon değerlerinde 0.5-2.0 derece düşüklük olur.
– Bol sebze ve meyve, doymuş yağdan ve tuzdan fakir , fast foodun yer almadığı bir dengeli beslenme tavsiye edilir. Günde 2-3 ceviz, yarım muz, 4 gr düşük yoğunluklu tuz tavsiye edilir.
– Normalden fazla alkol alımı yüksek tansiyona neden olduğu için ya azaltılmalı ya da tamamen bırakılmalıdır.
– Sigara kan basıncını yükselttiği ve tansiyon ilaçlarının etkinliğini azalttığı için kesinlikle bırakılmalıdır.
– Fiziksel aktivite iyi kolesterolü (HDL) yükseltmesi, kan yağlarını düşürmesi, stresi azaltması ve iyi bir uyku sağlaması nedeniyle yüksek tansiyona iyi gelir. Haftada üç gün 20 dakikalık tempolu yürüyüş yüksek tansiyonun azalmasına yardımcı olur
– Tuzun mutlaka azaltılması gerekir. Günde 5-6 gr yani bir çay kaşığından fazla tuz tüketilmemelidir.Yemeğin ya da salatanın tuzuna bakmadan bilinçsizce tuz kullanılmamalıdır. Rafine tuz yerine kaya ya da iyotlu deniz tuzu kullanılmalıdır.
– Diabet tansiyonu yükselttiği için mutlaka tedavi edilmelidir.
– Ağrı kesiciler ve doğum kontrol ilaçları mutlaka doktor tavsiyesi ile alınmalıdır.
– Streste salgılanan adrenalin yani stres hormonu düz kasları gevşeten oksitosini inhibe ederek damarların büzüşmesine ve kan basıncının yükselmesine neden olur. Bu yüzden yüksek tansiyonun tedavisinde stres yönetiminin çok büyük bir önemi vardır.

Yüksek Tansiyonun İlaçla Tedavisi-Tansiyon İlaçları
Yüksek Tansiyonun tedavisinde değişik ilaç grupları vardır.Bu ilaçların doktor kontrolünde ve hiç aksatılmadan alınması büyük önem taşır.
1- Diüretikler: Diüretikler idrar yoluyla vücuttan su ve tuz atımını arttırdığı için kan hacmi azalır ve tansiyon düşer.
2- Beta Blokerler: Vücudun başta stres olmak üzere her hangi bir nedenle tehdit altında bulunduğunu algılayan beyin özel sinirler aracılığı ile kalbi hızlandıran, damarları büzen, tansiyonu yükselten emirler yollar. Beyin bu işlevini salgılamış olduğu kimi hormonlar ya da kimyasallar sayesinde yerine getirir. Bu maddelerin hücre içerisine girip sayılan işlevlerini yerine getirebilmesi için önce hücre duvarında beta reseptör ya da anten adı verilen algaçlara bağlanmaları gerekir. İşte beta blokerler bu beta reseptörleri bloke ederek hormonların ve kimyasalların hücre içerisine girmesini engellemek suretiyle emirlerin yerine getirilmesini önlerler.
3- Kalsiyum Kanal Blokerleri: Vücudun diğer kasları gibi damar duvarlarındaki kaslar da kasılmak için kalsiyuma ihtiyaç duyarlar. Her kasılmada damar duvarlarındaki özel kanallar açılır ve kalsiyum bu kanallardan içeri girer. Kalsiyum kanal blokerleri bu kanalları tıkayarak kalsiyumun damar duvarındaki kas tabakasına girişini ve dolayısıyla kasılmasını önleyerek yüksek tansiyonu düşürür.
4- ACE( Angiotensin Converting Enzim) İnhibitörleri : Böbreklere kan götüren damarların duvarlarındaki reseptörler kan basıncına karşı çok hassastırlar. Kan basıncı düşünce böbrek renin adlı bir enzim salgılar. Renin böbreklerin daha fazla su ve tuz tutmasını sağlar. Renin aynı zamanda damarları şiddetle büzen angiotensin maddesinin üretilmesine de aracılık eder. ACE inhibitörleri angiotensin maddesinin üretiminde rol oynayan ajanlardan birini ya da bir kaçını baskılayarak angiotensinin üretimine engel olur ve bu suretle tansiyon düşer. Bu arada angiotensinin dokulara ulaşmasını engelleyen ARB (Angiotensin Reseptör Blokerleri) grubu ilaçlar da yüksek tansiyon tedavisinde kullanılır.