Alzheimer hastalığı yaşlılıkla birlikte ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere
çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Alzheimer genelde 60 yaşından sonra ortaya çıkar.65-85 yaş arasındaki her on kişiden biri, 85 ve üzeri yaştaki her iki kişiden biri bu hastalığa yakalanır. Dünyada 20 milyon Alzheimer hastası mevcuttur. Kadın ve erkekte aynı oranda görülür yani cinsiyete bağlı bir hastalık değildir. Alzheimer bulaşıcı ve kalıtsal bir özellik taşımaz.Yine de düşük oranda ailevi bir yatkınlığı söz konusudur.
Bu hastalık bunama, demans gibi adlarla da anılır.Alzheimer bir hayli uzun bir süreç sonunda oluşur ve orta yaşlarda “şimdi hatırlayacağım” ya da “dilimin ucunda” deyimleri ile betimlenen küçük unutkanlıklarla başlar.Yaş ilerledikçe beyine giden damarların sertleşmesi, tıkanması, tansiyonun yükselmesi sonucu beyine daha az kan ve daha az oksijen gider. Beyine oksijen gitmeyince hücre ölümleri başlar. Beyine kanın az gitmesi küçük enfaktüslere ve felçlere neden olur. Küçük enfaktüsler birleşerek beyindeki düşünme merkezini zarara uğratır.
Alzheimerin bir nedeni de sinirler arasındaki iletişimi sağlayan beyindeki kimi kimyasalların üretimindeki azalmadır. B12 eksikliği, frengi, alkolizm ,tiroit hastalıkları bu beyin kimyasallarının üretiminin azalmasına neden olur. Ayrıca, merkezi sinir sistemine saldıran ve prion denilen enfeksiyon yapıcı ajanlar da demansa yol açar. Beynin bazı bölgelerinde bilinmeyen bir nedenle amiloid beta adı verilen proteinler ya da sıvılar birikir ve bu proteinler beyindeki haberleşmeyi sağlayan sinir hücrelerinin hasar görmesine yol açar.
Alzheimer tıpkı bir enfeksiyon gibi yayılır ama nedeni enfeksiyon ajanları değil TAU adlı anormal bir proteindir. Bu proteinin yapısında bulunan ince lifler toplanarak kademeli bir biçimde sinir hücrelerini yok eder. Ayrıca stres hormonu kortizol ve sigara beyin hücrelerini öldürerek alzheimere neden olur.
Alzheimer genelde depresyondan sonra görülür. Depresyonda da amiloid beta adlı protein artmaktadır.Bu maddeye alzheimerli hastaların beyninde bol miktarda rastlanmaktadır.
Her yaşta insanın zaman zaman isimleri unutması, kendi koyduğu eşyanın yerini hatırlayamaması, sokakları karıştırması doğadır. Bu tip davranışlar geçicidir ve insanın günlük yaşamını etkilemez. Ancak, yaşlılıkla birlikte bu unutkanlıkların artması hatta bunun yanında başka zihinsel ve ruhsal bozuklukların da görülmesi alzheimer hastalığının ön belirtileri sayılabilir.
Normal sağlıklı bir insanın yaşamının her hangi bir evresinde alzheimere yakalanma riski %18 dir. Görme ve işitme güçlüğü, diş sorunları , kireçlenme, öksürük, soğuk algınlığı, diabet, hiper tansiyon gibi rahatsızlıklar bu riski %3.2 arttırır.
Nörologlar ve psikiyatristler çeşitli tetkiklerle hastalığı teşhis edebilir. Ancak belirtiler başka hastalıklarla sıkça karışır.
Alzheimerin Belirtileri
Alzheimerin belirtileri zihinsel ve ruhsal olmak üzere ikiye ayrılır. Zihinsel belirtiler arasında unutkanlık, öğrenme güçlüğü, konuşma bozukluğu, yolunu kaybetme, kişileri tanıyamama, karar verme güçlüğü sayılabilir. Ruhsal bozukluklar ise huzursuzluk, ilgisizlik,saldırganlık, uyku bozukluğu, amaçsız dolaşma, gerçek dışı hayaller ve depresyondur.
Alzheimer hastalığı üç evrede ortaya çıkar. Birinci evrede unutkanlık, bildiği yerleri tanıyamama, bazı kelimeleri hatırlayamama, işine ve hobisine karşı ilgisini yitirme, hasta olduğunu kabul etmeme gibi bulgular hakimdir. İkinci evrede bellek kaybı belirginleşir. Kişi yakınlarının adlarını unutur, yolunu kaybeder, konuşma güçlüğü artar, yıkanma ve giyinmede yardıma ihtiyaç duyar, bazı hayaller görür. Üçüncü ve son evrede kişi aile bireylerini tanıyamaz, yemek yemede ve yürümede güçlük çeker, idrarını ve dışkısını tutamaz, ciddi davranış bozuklukları görülür. Hastalık 5-8 yılda kişiyi yatağa bağımlı kılar. Her unutkanlık alzheimer demek değildir. Beyin yorgunluğu da unutkanlık yapabilir.
Alzheimerin Tedavisi
Alzheimer hastasını tamamen iyileştirecek bir tedavi günümüzde mevcut değildir. Ancak hastalığın ilerlemesi durdurulmakta ya da yavaşlatılmaktadır. Kolinesteraz inhibitörleri beyindeki sinir hücrelerinin hasarı sonucu azalmış bulunan asetilkolin adlı habercinin miktarını dengeleyerek zihinsel işlevleri korur. Alzheimerin depresyon ve huzursuzluk gibi belirtilerini giderecek ilaçlar nörolog ve psikiyatrist işbirliğinde verilebilir.Bu tedaviler hastanın yaşam kalitesinin artmasına neden olur. Hastalığa yakalanmamak için alınması gereken önlemleri de şöyle sıralayabiliriz.
– Dengeli beslenmeye dikkat edilmelidir. Bu bağlamda, bol sebze ve meyve yemeli, kızartmadan uzaklaşmalı, yağ oranı düşük yemekler yenmeli, günde en az 6 bardak su içilmelidir. E , B12 ve C vitaminleri beslenmede çok önemlidir.Havuç alzheimerden korunmada önemli bir sebzedir.Taze sıkılmış havuç suyu alzheimer riskini %30 oranında azaltır. Üç ay boyunca her akşam yemekten sonra taze sıkılmış havuç suyu içilmelidir. Üç aydan sonra havuç suyu haftada 2-3 kez alınabilir. Omega-3 içeren ceviz ve balık bol tüketilmelidir.Yağlı yemekler beyin damarlarının tıkanmasına ve alzheimere neden olurlar. Bol oksijen ve glikoz alınmalıdır. Çünkü beyin hücreleri enerji üretemezlerse ölürler. B vitamininden zengin et, balık, yağsız süt, yoğurt, muz, yeşil yapraklı sebzeler, kuru bakagiller yenmelidir. E vitamini hafıza ve öğrenme gücünü arttırır.Bu vitamin havuç ,ıspanak, çilek, domates, koyu yeşil yapraklı sebzeler ve bitkisel yağlarda bol bulunur. Ayrıca ada çayı,yeşil çay, meyve çayları, biberiye, zencefil, kara biber faydalıdır.Özellikle kakulenin beyni canlandırıcı etkisi vardır.Bu besinleri genç yaşlarda almak önemlidir.Bunama başladıktan sonra almanın pek yararı yoktur.
– Stresten uzak durulmalıdır. Çünkü stres hormonu kortizol alzheimere neden olur.
– Zihni canlı tutmak ve beyin agzersizi yapmak adına bulmaca ve sudoku çözülmeli, yabancı dil ve yeni şeyler öğrenilmeli, bilgisayar oyunları, başta briç olmak üzere kağıt oyunları ve satranç oynanmalı, kitap okunmalı, kişi entelektüel anlamda kendini geliştirmelidir. Tüm bunlar beyin hücreleri arasındaki bağlantıların canlı kalmasına neden olmaktadır.
– Sağ el yerine sol el ya da sol el yerine sağ el kullanılmalıdır.
– Aktif bir yaşam tarzı sürdürülmelidir. Beyine kan akımını hızlandırmak adına günde 30 dakikalık egzersiz depresyona dolayısıyla da alzheimere yakalanma riskini önemli ölçüde azaltmaktadır.
– Hobi edinmek alzheimer riskini azaltan önemli etkenlerden birisidir.
– Sigara ve alkol beyin hücrelerini öldürür. Onun için ya tümden bırakılmalı ya da bırakılmıyorsa azaltılmalıdır.
– Düzenli uyku uyunmalıdır. Günde en az 7 saatlik uyku beyin hücrelerinin yenilenmesini sağlar.
– Neşeli ve iyimser bir insan olmaya özen gösterilmelidir. Heyecandan ve öfkeden uzaklaşılmalıdır.
– Altı ayda bir chec-up yaptırılmalı,Tiroit hormonlarına ve B12 vitamini,D Vitamini ve Folata baktırılmalıdır.D vitamini önemlidir.Günde belli bir süre güneşten yararlanmak gerekir.
– Son yapılan bir çalışmada yağın bağırsaktaki bazı sinir hücrelerini devreye sokarak beyindeki mutluluk hissi ile ilgili bölgeleri aktif hale getirdiği gözlemlendi.Bu sonuçlar depresyonlu ve alzheimerli hastalarda yeme alışkanlıkları ile ilgili tedavileri seçme bakımından yardımcı olabilir.
– Stres hormonlarını azaltıp mutluluk hormonu salgılattığı için düzenli sex yapmaya önem verilmelidir.
– Sosyalleşmenin Alzheimer riskinin azalmasında önemli katkısı vardır.
– Bol çay,kahve içilmeli,bitter çikolata yenmelidir.
– Her şeyi not etme alışkanlığından kurtulup akılda tutmaya özen gösterilmelidir.