Değerli meslektaşlarım, bildiğiniz gibi geçenlerde Ebru Emsen adlı bir zooteknist ziraat profesörü Çiftçi TV’de yayınlanan Kuzu Fabrikası adlı programda temel veteriner hekimlik uygulamaları olan suni tohumlama, enjeksiyon, siklus sinkronizasyonu, embriyo transferi ve gebelik ultrasonografisi gibi teknikleri koyunlarda bizzat tatbik ederek 6343 sayılı meslek yasamıza aykırı hareket etmiş ve suç işlemişti. Bunun üzerine başta meslek örgütlerimiz olmak üzere çok sayıda meslektaşımız bu duruma duyarsız kalmamak adına gerek yargıya suç duyurusunda bulunarak gerekse çeşitli sosyal medya ortamlarında, YÖK ve adı geçen kişinin mensubu olduğu Erzurum Atatürk Üniversitesi nezdinde protestolarda bulunmak suretiyle tepkilerini ortaya koymuşlardı. Bu toplu mesleki tepkinin olumlu sonuç verdiğini dün Çiftçi TV’de izlediğim Ebru Emsen’in de yer aldığı “İşin Ehli” adlı canlı programda açık şekilde gördüm. Konu mera koyunculuğu olmasına rağmen yetiştiricilerin telefonla ya da mesaj yoluyla yönelttikleri hastalıklarla ilgili çok sayıda soruya Ebru Emsen “ hastalıklar hekimlerin konusu, onun için bir veteriner hekime başvurun” diyerek cevap vermedi. Bu durum Ebru Emsen’in yoğun mesleki tepkiler ve kurumsal uyarılar karşısında nasıl geri dönüş yaptığının somut bir göstergesidir. Burada asıl önemli olan ortaya konulan toplu tepkinin bu olayda da olduğu gibi mesleki haklarımızı koruma konusunda çok etkili olduğudur. Aynı tepki daha bir hafta önce Sevilay Yılman adlı bir gazetecinin yazısında hukuk ile ilgili bir konuda veteriner hekimliği örnek göstererek aşağılaması üzerine verilmiş ve gazeteci ertesi günkü yazıda yanlış anlaşıldığını ileri sürerek özür dilemişti.

Değerli meslektaşlarım, öğrenciliğim de dahil kutsal mesleğimizin son 55 yılını fakültelerdeki ve meslek örgütlerindeki yöneticiliklerim dolayısıyla yakından takip etme imkanı buldum. Veteriner hekimler, mesleğimiz var olalı “ Sağlıklı Çevre, Sağlıklı Hayvan, Sağlıklı Gıda, Sağlıklı İnsan ve Sağlıklı Toplum ” ekseninde çok büyük ve önemli hizmetler yapmışlar, hatta bu uğurda şehitler bile vermişlerdir. Ancak bunu yaparken mütevazılığı hiçbir zaman elden bırakmamışlar,  yasalarla verilen görevler dışında hiçbir mesleğin çalışma alanına tecavüz etmemişlerdir. Ancak son 30 yılda ortaya çıkan ve biri birinden türeyen kimi köksüz meslekler sırf mezunlarına istihdam alanı açmak adına kutsal mesleğimize amansızca saldırmaktadırlar. Bunlar haklı olarak büyük bir çırpınış içerisindedirler. Çünkü son üniversite sınavları sonucu yapılan yerleştirmelerde Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümleri ile Gıda Mühendisliği ve Su Ürünleri Mühendisliği Fakültelerinin kontenjanlarını çoğu boş kalmış, kayıt olanlar da çok düşük puanlarla girmişlerdir. Anılan fakülteler ya da bölümlerin bir kısmı öğrenci bulamadıkları için kapanma noktasına gelmişlerdir. Oysa son yerleştirmeler neticesinde öğrenci alan 31 veteriner fakültesinin kontenjanı tamamen dolmuş, girenler de 19-90 bin dilimindeki yüksek puanlı öğrenciler olmuştur.

Sonuç olarak, meslek örgütlerimiz ve meslektaşlarımız mesleki haklarımıza karşı yapılan saldırılara artık duyarsız kalmamakta, tepkilerini topluca ortaya koymaktadırlar. Bu durum mesleğimiz adına sevindiricidir. O nedenle özellikle sosyal medyayı daha etkin kullanarak, kökü insanlık tarihi kadar eski, geçmişi şan ve şereflerle dolu kutsal mesleğimizi korumak adına çabalarımızı yoğunlaştırmalıyız.