Değerli Meslektaşlarım,

Kökü insanlık tarihi kadar eski, geçmişi şan ve şereflerle dolu kutsal mesleğimiz son bir yıldır tarihinde görülmedik biçimde büyük bir kriz daha doğrusu beka sorunu yaşıyor. Bizler ise birlik ve beraberlik içinde olmaya en çok muhtaç olduğumuz bir dönemde sosyal medyada kişileri ve olayları tartışıyoruz. Artık silkinip kendimize gelmemiz ve aşağıda sıralayacağım herkesçe de bilinen sorunlara odaklanmamız gerekiyor. Aksi takdirde, geçmişte mesleğimize hizmet etmiş, hatta bu uğurda şehit olmuş hayatta olan ya da olmayan büyüklerimizin ve gelecek kuşakların vebali üzerimizde olacaktır. Tam elli yıllık mesleki yaşamımdan güç alarak bu yazıyı yazmaya kendimi mecbur hissetmekteyim.

  • Büyükbaş hayvancılık günümüzde büyük bir krizin içinde debeleniyor. Girdi maliyetlerinin yüksek olması nedeniyle kar edemeyen üreticiler damızlık ineklerini kasaba gönderiyor, ahırlarını kapatıyor, köylerini terk ediyor. Toplam sığır sayısı iddia edilenin aksine azalıyor,  karkas et ve çiğ süt üretimi düşüyor. Canlı hayvan ve kırmızı et ithalatı almış başını gidiyor. Bu durumda en büyük zararı büyükbaş hayvan kliniği yapan veteriner hekimler görüyor. Hasta ziyaretleri ve suni tohumlama sayıları azalıyor, gelirleri düşüyor, alacakları artıyor. Öte yandan da her yıl fakültelerden mezun olan binlerce veteriner hekim zaten küçülen pastayı daha da ufaltıyor. Bir de, 53 üniversitedeki 88 Veteriner Laborant bölümünde okuyan ve sayıları 9621’i bulan öğrencilerden her yıl mezun olan binlerce sözde tekniker unvanlı kişi mesleki alanımıza giriyor, yani küçülen pastaya şuursuzca hücum ediyor. Sosyal medyadan izlediğim kadarıyla artık üreticiler suni tohumlamaya para vermemek için boğa kullanıyor, hasta hayvanlarını  kendileri tedavi ediyor.
  • Kamu kesiminde görev yapan veteriner hekimlerin büyük sorunları var. Devletin yıllardır veteriner hekim istihdam etmemesi bu sorunların başında geliyor. Şu anda Tarım ve Orman İl, İlçe Müdürlüklerinde görev yapan meslektaşlarımız koruyucu aşılama dışında en temel hekimlik hizmetlerini bile yapamayan, günlerini masa başında bilgisayara kulak küpesi kayıt edip üreticilerin alacakları destekleri hesaplamakla geçiren basit bir memur konumundalar. Sağlık sınıfında olmalarına rağmen öteki sağlık çalışanlarına verilen yıpranma payı, emekli maaşı artışı gibi özlük hakları gasp ediliyor. Belediyelerde çalışan meslektaşlarımız daha güç durumda. Belediyelerdeki veteriner müdürlükleri kapatılıyor, meslektaşlarımız haksız yere başka birimlere sürülüyor. Belediye veteriner hekimleri fanatik hayvan severlerin günah keçisi haline geldi. Mezbahalarda yetkilendirilen ya da hayvansal gıda üretim işletmelerinde çalışan meslektaşlarımız kasapların ve firma sahiplerinin insafına terk edilmiş durumdalar.
  • Veteriner fakültelerinin tam sayısı bile bilinmiyor. Kafasına esen, babasının vasiyetine uyan  fakülte açıyor. Geçtiğimiz yıl üniversite sınavını kazanan ilk 80.000 kişiden bir kişi bile veteriner fakültelerini tercih etmemiş. Liselerden mezun başarısız öğrenciler, bir de öğretim olanakları yetersiz fakültelere girip mezun olunca kalitesiz veteriner hekimler ortaya çıkıyor. Bir tek fakültemiz bile Avrupa Birliğine akredite olmuş değil.
  • Kutsal mesleğimize yapılan saldırılar son yıllarda yoğunlaştı. Daha dün biri birinden türemiş köksüz meslekler veteriner hekimliğimize savaş açtılar. Ziraat mühendislerinin yönetimindeki Zootekni Federasyonu YÖK’e mektup yazarak hayvan besleme ve zootekni derslerinin veteriner fakültesi müfredatından kaldırılmasını talep etme cüretinde bulunabiliyor. Maalesef bizim içimizden de bu öneriye destek verenler çıkıyor. Su ürünleri mühendisleri T.B.M.M’nde kulis yapıp sağlık konusunu yasa ile bünyelerine katmak istiyorlar.

Vatan Şairimiz Namık Kemal’in “ Vatanın Bağrına Düşman Dayamış Hançerini / Yok mudur Kurtaracak Baht-ı Kara Maderini “ diye haykırmasına karşı Ulu Önder Atatürk’ün “ Vatanın Bağrına Düşman Dayasın Hançerini / Bulunur Kurtaracak Baht-ı Kara Maderini “ sözleriyle yanıt verdiği gibi bizler de kişileri ve olayları tartışmayı bir yana bırakıp birlik ve beraberlik içinde mesleğimizin bağrına dayanan hançerleri söküp atmalıyız. Saygılarımla,