Meslek Politikas&ı Üzerine Kimi Çeşitlemeler

Veteriner Hekimler Derneği Dergisinin geçen say&ılar&ından birinde, Say&ın Prof. Dr. Sadi Aral’&ın meslek politikas&ı üstüne yazd&ığ&ı yaz&ıy&ı okuyunca, öteden beri düşündüğüm bu konunun ilgi duyan meslektaşlar ars&ında mesleki bir forum niteliği de taş&ıyan dergimizde tüm boyutlar&ıyla tart&ış&ılmas&ın&ın gerektiğine inand&ım. Bu anlay&ıştan güç alarak, mesleğini seven her Veteriner Hekim gibi ben de, y&ıllard&ır meslek örgütlerinde çal&ışm&ış olman&ın biriktirdiği deneyimlerin ürünü olan görüş ve düşüncelerimi meslek kamuoyunun tart&ışmas&ına sunmak gereksinimi içtenlikle hissettim.

Y&ıllard&ır ne zaman birkaç veteriner hekim bir araya gelsek hep bir meslek politikas&ın&ın bulunmay&ış&ından yak&ın&ır&ız da, çoğumuz böylesi bir politikan&ın ilkelerini içerecek görüş ve düşünceler üretip meslek ve ülke kamuoyuna aç&ıklamaktan nedense özenle kaç&ın&ır, çekiniriz. Oysa ki bence bir veteriner hekimin en öncelikli ödevi, yapacağ&ı teknik çal&ışmalardan da ötede deneyimlerinin ürünü olan görüş ve düşüncelerini çekinmeden aç&ıklamak olmal&ıd&ır. Nedense y&ıllard&ır bu ödev sadece meslek örgütlerininmiş gibi yanl&ış bir kan&ıya saptan&ıp kalm&ış&ızd&ır. Kuşkusuz politika üretmek en başta meslek örgütlerinin görevidir, ama meslektaşlar&ın da çeşitli konulardaki görüş ve önerileri ile meslek örgütlerini yönlendirmeleri, gerekmez mi?

Konunun ayr&ınt&ılar&ına girmeden önce san&ır&ım politika sözlüğünün anlam&ı üzerinde görüş birliğine varmam&ız gerekmektedir. Politika Latince kökenli bir sözcük olup çok yönlülük anlam&ına gelir. Durağan değil, süreğen, ya da değişken bir olgudur. Bir iki ulusal politika d&ış&ında ister siyasal ister mesleki alanda olsun tüm politikalar gelişen Dünya ve Türkiye koşullar&ına göre mutlaka değişmeli, yeniden oluşturulmal&ıd&ır. Yani belli bir dönemde saptanm&ış, örneğin mesleki bir politika hiç değişmeden kals&ın,Dünya’da ve Türkiye^de yer alan sosyo – ekonomik ve toplumsal gelişmelere karş&ın her dönemde güncelliğini korusun demek pek geçerli bir görüş sağlayamayacağ&ı gibi doğa yasalar&ına da ayk&ır&ıd&ır. Örneğin, benim meslekle ilk tan&ışt&ığ&ımdan beri geçen yaklaş&ık 25 y&ıll&ık sürede mesleki politikam&ız&ın özü diye büyüklerimizden duyduğumuz söz ille de bir Hayvanc&ıl&ık Bakanl&ığ&ı kurulsun olmuştur. Bu istenç hiç kuşkusuz çok yerindedir, ama y&ıllard&ır tabanda örgütlenmemizi maalesef yeterince kuramad&ığ&ım&ız için, bir tavan ya da çat&ı örgütlenmesiyle sanki Hayvanc&ıl&ık Bakanl&ığ&ı kurulduğunda tüm mesleki sorunlar&ım&ıza ivedi çözümler bulunabileceği gibi hatal&ı demeyeyim ama aş&ır&ı iyimser bir görüşe kap&ılm&ış&ızd&ır. Nitekim sonradan Bakanl&ık değil ama kurduğumuz bir genel müdürlüğü dahi taşra örgütünü kuramadan elimizden kaç&ır&ıp yitirmişizdir. Konu zaman en üst düzeydeki siyasilere aktar&ıld&ığ&ı zaman bile Bakanl&ık çat&ıs&ı alt&ındaki böylesi bir örgütlenmeye ya da kadro olanaklar&ın&ı geliştirme isteminden ya da belli kişilere daha üst makamlar sunma gereksiniminden başvurduğumuz gibi yanl&ış tepkimelerle karş&ılaş&ıld&ığ&ın&ı meslek büyüklerimizden s&ık s&ık duymuşumdur. Oysa ki, günümüzde b&ırak&ın bir bakanl&ık çat&ıs&ı alt&ında örgütlenmeyi, veteriner hekim ad&ın&ın bile tarihe kar&ışt&ığ&ı bir dönemden sonra geriye dönüp bakt&ığ&ım&ızda başka yak&ın meslek gruplar&ında olduğu gibi tabanda örgütlenmeye gitmeyip bakanl&ık konusunda direnmenin ne kadar yanl&ış olduğunu çok ac&ı bir biçimde anlam&ış&ızd&ır. Bu olgu, meslek toplumumuzu büyük bir tembellik sürecine itmiş, sanki tek çözüm Bakanl&ıkm&ış gibi başka politikalar engellenmiştir. Serbest veteriner hekimler aras&ında yapt&ığ&ım&ız bir kamuoyu yoklamas&ında bu konu hayvanc&ıl&ığ&ın 5 temel sorunu aras&ına girecek önemde bile görülmemiştir.

Hiç kuşkusuz bu örnekleri çoğaltmam&ız mümkündür. O halde kimi ulusal politikalar d&ış&ında, hele mesleki politikalar&ın ille de süreğenlik anlay&ış&ı içinde uzun dönemli, çağ&ın gelişime ayak uyduramayan temelli kurallar zinciri olmas&ı beklenemez. Belki de mesleğimizin bugünkü duruma gelmesinde bu tür ödün vermez politikalarda direnmenin pay&ı büyük olmuştur, denilebilir. Hele başka yak&ın mesleklerin gelişim süreci incelikle izlendiğinde değişen ve gelişen ülke koşullar&ına ayak uydurabilecek politikalar yürütmelerinin bugünkü başar&ıl&ı gelişim düzeylerinde etkili olduğu kolayca anlaş&ıl&ır.

Bu aç&ıklamalardan sonra Türkiye’de Veteriner Hekimlik politikas&ına &ış&ık tutabileceğini, umduğum kimi görüşlerimi ve önerilerimi, baştan büyük bir iddia taş&ımad&ığ&ım&ı da belirterek meslektaşlar&ıma sunmak istiyorum.

Veteriner Hekimlik Alan&ındaki Görüş ve Öneriler

Veteriner Hekimliğin Türkiye’deki gelişim sürecini cumhuriyeti Meclisinin ilk ele ald&ığ&ı yasalardan biri olan, ancak ne yaz&ık ki bugün sadece veteriner hekimlerin bellekleriyle kütüphane ve arşivlerin 3203 say&ıl&ı Ziraat Vekalati Vazife ve Teşkilat Kanununun 9.maddesi ile 904 say&ıl&ı Islah-&ı Hayvanat Kanununun ve öteki kimi kanunlar&ın ilgili hükümleri veteriner hekimliğin o dönemde doğall&ıkla sadece kamu kesiminde örgütlenmesini o denli büyük bir geniş görüşlülükle saptam&ışt&ır ki, yasan&ın ç&ıkmas&ında emeği geçenleri sayg&ıyla anmak bence her veteriner hekimin en önemli görevi olmal&ıd&ır. 25 y&ıll&ık dönemde kamu kesiminde yayg&ınlaş&ıp kökleşmesi konusunda yads&ınamaz işlevleri olmuştur. Dönemin o son derece k&ıt ve s&ın&ırl&ı olanaklar&ı içerisinde bile hayvanc&ıl&ığ&ın ve veteriner hekimliğin gelişmesi için büyük yat&ır&ımlara girişilmiş, bugüne değin işlevini etkinlikle sürdüren, ne yaz&ık ki yanl&ış bir uygulama ile adlar&ı değiştirilen hayvan hastaneleri, aş&ı üretim ve bölge teşhis laboratuarlar&ı, hara ve inekhaneler Türkiye düzeyinde yayg&ınlaşt&ır&ıl&ıp çoğalt&ılm&ışt&ır. 1954 y&ıl&ında ç&ıkar&ılan Veteriner Hekimleri Odalar&ın&ın kuruluşunu ve veteriner hekimlerin görev ve yetkilerini belirleyen 6343 say&ıl&ı kanunla serbest veteriner hekimliğin oluşmas&ı için bir kap&ı aralanm&ış, ancak hayvanc&ıl&ığ&ın döneme özgü koşullar&ı ve devletçi geleneğin egemenliğini sürdürmesi nedeniyle istenilen gelişme düzeyine bir türlü ulaş&ılamam&ışt&ır.

1980’li y&ıllar&ın baş&ına değin kamu kesimi ağ&ırl&ıkl&ı yap&ıs&ın&ı özenle koruyup sürdüren Türk Veteriner Hekimliği, özellikle 1983’den sonra bir yandan Veteriner Fakültelerinin say&ılar&ın&ın ve kontenjanlar&ın&ın artmas&ı, öte yandan da reorganizasyon tan&ım&ıyla yeniden yap&ılanan Tar&ım, Orman ve Köy işleri Bakanl&ığ&ın&ın Veteriner Hekim istihdam&ın&ı büyük ölçüde k&ısmas&ı sonucu tarihin belki de en önemli yol ay&ır&ım&ına, dönemecine girmiş bulunmaktad&ır. Giderek artan say&ılar&ıyla kamu kesiminde iş bulamayan yeni mezun genç veteriner hekimler yaşam savaş&ı verebilmek amac&ıyla çözümü ya muayenehane aç&ıp serbest çal&ışmakta ya da özel sektörde iş aramakta bulunca, kamu kesimi yan&ında ağ&ırl&ıkl&ı bir serbest ya da özel kesim veteriner hekimliğin oluşmas&ı kendiliğinden gündeme gelmiştir. Böylesi bir büyümeye uygun yasal bir altyap&ıdan yoksunluk da söz konusu olduğunda serbest kesim ya da özel kesim veteriner hekimliği bir çarp&ıkl&ık ya da baş&ıbozukluk sürecine girmiştir. Özetle belirtmek gerekirse bugün yetkileri ve çal&ışma alanlar&ı aş&ır&ı ölçüde daralt&ılm&ış bir kamu kesimi veteriner hekimliği, altyap&ıdan yoksun, yasal tutanağ&ı bulunmayan, henüz kurumsallaşmam&ış bir serbest kesim veteriner hekimliği ve giderek boyutlar&ı ve çal&ışma alanlar&ı genişleyen bir özel kesim veteriner hekimliği olgusu söz konusudur. Kuşkusuz bu gelişmenin mesleki gelişim aç&ıs&ında değeri yads&ınamaz, kimi katk&ılar&ı da olmuştur denilebilir, ama konu bütünüyle ele al&ınd&ığ&ında hemen her kesimi büyük sorunlarla karş&ı karş&ıya bir Veteriner Hekimlik yap&ıs&ı şekillenmiştir. Bu durumun düzeltilmesine ve mesleki politikan&ın oluşturulmas&ına katk&ıda bulunabileceğini düşündüğüm Veteriner Hekimlikle ilgili görüş ve önerilerimi şöylece s&ıralamak istiyorum.

· Tar&ım. Orman ve Köy İşleri Bakanl&ığ&ın&ın bugünkü örgütlenme biçimi 5 y&ıll&ık deneyimden de iyice saptand&ığ&ı üzere veteriner hekimliğin çal&ışma alanlar&ın&ı ve yetkilerini son derece k&ıs&ıtlam&ış, neredeyse iş göremez bir duruma getirmiştir. Veteriner Hekim Hayvan Yetiştiricisi ilişkisi temelli kopmuş, hizmette bütünsellik ön görüşü yerine birbirinden kopuk hizmetlerin yürütülmeye çal&ış&ıld&ığ&ı çarp&ık bir anlay&ışa b&ırakm&ışt&ır. Bu nedenle, geçmişte olduğu gibi Tar&ım, Orman ve Köy İşleri Bakanl&ığ&ın&ın sektörel bir ay&ır&ımla örgütlenmesinde yani değişik bakanl&ıklara dağ&ılm&ış hayvanc&ıl&ık ve veteriner hekimlik hizmetlerinin tümünün yönetilip yönlendirileceği bir örgütsel çat&ı alt&ında toplanmas&ında say&ılmayacak kadar çok yararlar vard&ır.

· Böylesi bir örgütlenme içerisinde hayvan sağl&ığ&ı, koruyucu hekimlik ve hayvan &ıslah&ı konular&ında projeli çal&ışmalara ağ&ırl&ık verilerek, spesifik konularda haz&ırlanacak projelere sadece o projelerde çal&ışmak üzere ve daha önce proje konusu ile ilgili olarak Veteriner Fakültelerince düzenlenen mesleki eğitim kurslar&ından geçmiş veteriner hekimlerin ücretlerini ya devletten ya da o proje iççin öngörülen sermaye ve fonlardan almak koşuluyla çal&ışmalar&ı sadece hizmetlerin etkinliğini artt&ırmakla kalmayacak, ayn&ı zamanda da işsizlik sorununa çözüm getirmiş olacakt&ır. Gerçi bugünde kimi konularda projeli çal&ışmalar yürütülmektedir ama yukar&ıda sayd&ığ&ım koşullar yerine getirilmediği için yeterince başar&ıl&ı olunamamaktad&ır.

· Hatta ileriki y&ıllarda bu tür projelerin serbest veteriner hekimlerin oluşturacaklar&ı özel organizasyonlara devredilmesi bile söz konusu olabilir. Doğal olarak devlet bu bağlamda sadece denetleme görevini üstlenebilecektir.

· Bu tür projelere talip olacak Özel Veteriner Hekimliği Organizasyonlar&ın&ın en başta kurumsallaşmalar&ın&ı tamamlamalar&ı gerekir. Yeterli veteriner hekim, araç – gereç, vas&ıta, klinik ve laboratuar olanaklar&ın&ı sağlam&ış ve bakanl&ıkça da yeterliliğini saptam&ış an&ılan organizasyonlar&ın çal&ışma koşullar&ı ile görev ve yetkilerini belirleyen yönetmeliğin yeni ç&ıkar&ılan Hayvan Sağl&ığ&ı ve Zab&ıtas&ı Kanununa uygun olarak düzenlenmesi ön koşuldur.Ayr&ıca 6343 say&ıl&ı kanun yeniden ele al&ınarak serbest veteriner hekimliği ve özel kesim veteriner hekimliğini özendirecek bir yap&ı ve içeriğe kavuşturulmas&ıd&ır.

Veteriner Hekimli Eğitim Öğretimi Alan&ındaki Görüş ve Düşünceler

 

Türkiye’de Veteriner Hekimlik eğitim – öğretiminin başlang&ıc&ı olarak her ne kadar 1842 y&ıl&ı kabul edilmekte ise de gerçek bilimsel anlamda ve bağ&ıms&ız eğitim – öğretim, Ankara Üniversitesine bağl&ı Veteriner Fakültesinin kurulmas&ı ile birlikte gerçekleşmiştir denilebilir. Uzun y&ıllar boyunca bir tek Veteriner Fakültesi ile eğitim – öğretim yaşam&ın&ı sürdüren Türk Veteriner Hekimliği gerçi uzunca bir süre say&ı azl&ığ&ı yüzünden işsizlik sorunu ile karş&ılaşmam&ışt&ır, ama kan&ımca bu nedenle önemli kay&ıplara da uğram&ışt&ır. Burada dikkati çekici noktalardan biri de şudur. Veteriner Fakültesinin Ankara Üniversitesine bağlanmas&ı ile yüksek öğretim kanununun yürürlüğe girmesi aras&ında geçen yaklaş&ık 35 y&ıll&ık sürede gerek eğitim – öğretim gerekse sosyo – ekonomik alanda çok büyük değişmeler yer almas&ına karş&ın, Veteriner Fakültelerindeki eğitim – öğretim ve örgütlenme hep ayn&ı kalm&ış, nedense bir türlü değişmemiştir. Oysa bugün başar&ıl&ı olarak nitelendirebildiğimiz kimi öteki mesleklerin eğitim – öğretim süreçlerine ve örgütlenme biçimlerine bakt&ığ&ım&ızda gelişen ve değişen koşullara çok çabuk adapte olduklar&ı kolayca görülecektir. YÖK Kanununun ç&ıkmas&ından sonra merkeziyetçi bir anlay&ışla ele al&ınan ve hele uzmanl&ık gibi hekimliğin temel öğelerinden birinden yoksun b&ırak&ılan Veteriner Hekimliğin eğitim – öğretiminin bugünkü yap&ıs&ı ve sorunlar&ı ortadad&ır. Her ne kadar Veteriner fakültelerinin say&ılar&ı ve kontenjanlar&ı artt&ır&ılm&ışt&ır ama bunun sonucunda mesleğimiz önemli bir işsizlik sorunu ile karş&ı karş&ıya gelmiştir. Bir de özellikle yeni kurulan fakültelerin yeterince gelişememesi yüzünden Veteriner Hekim kalitesinin düşmesi sorunu da mevcutlara eklenince bundan en büyük zarar&ı maalesef mesleğimiz görmüştür. Veteriner Hekimlik eğitim – öğretimi alan&ındaki görüş ve önerileri de şöylece s&ıralamak istiyorum.

· Mevcut veteriner fakültelerinin kontenjanlar&ı; fiziksel kapasiteleri, öğretim eleman&ı say&ılar&ı, klinik ve laboratuar olanaklar&ı ile tutarl&ı biçimde yeniden saptanmal&ıd&ır.

· Veteriner Fakültelerinin müfredat&ı ve eğitim – öğretim planlar&ı mutlaka yeniden düzenlenmelidir. Bursa Veteriner Hekimler Odas&ınca meslektaşlar aras&ında yap&ılan bir kamuoyu yoklamas&ı da bu olguya aç&ık seçik bir biçimde ortaya konmuştur. Beş y&ıll&ık bir süreyi kapsayacak Veteriner Hekim eğitim – öğretiminin ilk y&ıl&ında F.K.B yerine yoğun İngilizce dil eğitiminin konmas&ı kan&ımca çok yararl&ı olacakt&ır. İkinci y&ılda temel bilimler, üçüncü y&ılda klinik öncesi bilimler, dördüncü y&ılda da klinik bilimleri derslerinin okutulup, son s&ın&ıf&ın tümüyle uygulamaya ayr&ılacak, özellikle alana yönelik dallarda ya intern’lük ya da yüksek lisans yerine geçebilecek ve öğrencinin isteği doğrultusunda kat&ılabileceği spesifikasyon kazand&ırma eğitimine yönelinmesinin yararl&ı olacağ&ı kan&ıs&ınday&ım.

Hayvanc&ıl&ık Alan&ındaki Görüş ve Öneriler

Türkiye’de hayvanc&ıl&ığ&ın gelişim sürecinin başlang&ıc&ın&ı t&ıpk&ı Veteriner Hekimlikte olduğu gibi Cumhuriyetin kuruluşu ile özdeşleştirmek olas&ıd&ır. Cumhuriyetin kuruluşunu izleyen y&ıllarda hayvanc&ıl&ık öteki öz kaynaklardan tar&ım, ormanc&ıl&ık ve madencilikte birlikte ele al&ınm&ış, bir yandan hayvanc&ıl&ığ&ın gelişmesi için. Gerekli tüm önlemler al&ın&ırken, öte yandan da sanayileşme temeline oturtulan kalk&ınma çabalar&ında hayvanc&ıl&ıktan büyük bir destek sağlanm&ışt&ır. Hayvanc&ıl&ık konusunda yap&ılan ilk iş verimli kültür olan yerli &ırk hayvanlar&ım&ız&ı d&ışar&ıdan getirilen üstün verimli kültür &ırk&ı hayvanlar&ın erkek dam&ızl&ıklar&ıyla ve suni tohumlama yöntemi kullanarak &ıslah etmek olmuştur. Bu çabalar sonucunda yüksek verimli Karacabey Esmeri S&ığ&ır &ırk&ı ile Karacabey Merinosu koyun &ırk&ı oluşturulmuştur. Başlang&ıçta hara ve inekhanelerde yap&ılan adaptasyon çal&ışmalar&ı ile çevreye uyumlar&ı sağlanan bu &ırklar sonralar&ı halk hayvanlar&ın&ın &ıslah&ında başar&ı ile kullan&ılm&ışlar ve ilk zamanlarda oldukça da yüz güldürücü sonuçlar al&ınm&ışt&ır. 1950’li y&ıllar&ın baş&ına değin ülke koşullar&ıyla tutarl&ı politikalarla beslenen hayvanc&ıl&ıkta yaşanan alt&ın çağ&ı, Marshal plan&ı ile bitkisel üretime ağ&ırl&ık veren bu nedenle meralar&ın bilinçsizce sürümüne yol açan politikalar sonucu mevduat faizlerinin artt&ır&ılmas&ı ile de gerileme sürecine girmiştir. Kan&ımca günümüzde hayvanc&ıl&ığ&ın başl&ıca iki ana sorunu vard&ır. Bunlardan birisi hayvanc&ıl&ığ&ın henüz işletme temeline oturamay&ış&ı, diğeri de girdi ve ürün fiyatlar&ı aras&ındaki dengesizliktir. Hayvanc&ıl&ık konusundaki görüş önerileri de şöylece özetlemek mümkündür.

· Hayvanc&ıl&ık en başta ekonomik bir uğraşt&ır. Ayn&ı zamanda ham madde olan yemi, mamul madde olan ürüne dönüştürmesi bağlam&ında ise bir sanayi dal&ı olarak nitelendirilir. Doğall&ıkla her sanayi kolu gibi hayvanc&ıl&ıkta da girdiler ( input ) ile ç&ıkt&ılar ( output ) aras&ında uygun bir dengenin bulunmas&ı ön koşuldur. Girdi yani yem fiyatlar&ı ile ç&ıkt&ı yani ürün fiyatlar&ı aras&ında uyumlu bir denge kurulmazsa yani bugün olduğu gibi üretici yemi pahal&ı al&ıp ürünü ucuza elden ç&ıkartmak zorunda kal&ırsa kârl&ıl&ık olmaz, dolay&ıs&ıyla sadece hayvanc&ıl&ığa dayal&ı bir işletme ayakta duramaz. Öteden beri hayvanc&ıl&ığ&ın tar&ım sektörü içinde bir alt sektör olduğu söylenir durur. Oysa bu durum sadece bizim gibi gelişmekte olan ülkelerde böyledir. Gelişmiş ülkelere bak&ıld&ığ&ında hayvanc&ıl&ığ&ın başl&ı baş&ına bir sektör olduğu görülür. O nedenle hayvanc&ıl&ığ&ın, gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de daha çok küçük aile hayvanc&ıl&ığ&ı biçiminde yani kendi yağ&ıyla kavrulan sadece evin günlük gereksinimlerini karş&ılayan bir uğraş olmaktan mutlaka ç&ıkart&ıl&ıp, işletme kurallar&ı içerisinde işleyen, belli bir kapasiteye sahip, orta aile işletmeleri ya da entegre tesisleri içeren bir ekonomik yap&ıya mutlaka kavuşturulmal&ıd&ır. Her ne kadar küçük aile hayvanc&ıl&ığ&ı sektörde zaman zaman ortaya ç&ıkan kimi bunal&ımlar&ın etkisinden korumuda yard&ımc&ı oluyorsa da, veteriner hekimliğin gelişimini de olumsuz yönde etkilemektedir. Oysaki, sadece hayvanc&ıl&ıkla uğraşan, ekonominin bilinen kurallar&ında işleyen işletmeler kurulup Türkiye düzeyinde yayg&ınlaşt&ır&ıl&ırsa veteriner hekimlikte buna paralel olarak gelişip güçlenecektir.

· Bugün hayvanc&ıl&ığ&ın en önemli sorunu verim düşüklüğüdür. Bunun da nedeni bir çok faktör yan&ında &ırk &ıslah&ın&ın bütün hayvan varl&ığ&ım&ıza henüz yeterince yayg&ınlaşt&ır&ılmam&ış bulunmas&ıd&ır. Bu sorunun çözümü konusunda günümüzde çeşitli kesimler verim art&ış&ın&ın suni tohumlama uygulamas&ın&ın yayg&ınlaşt&ır&ılmas&ı ile sağlanabileceğini ileri sürerken, kimi kesimlerde bunun uzun süreceği gerekçesiyle d&ışar&ıdan dişi hayvan ithal etmenin soruna daha kestirme ve etkin çözümler getireceği görüşünü dile getirmektedirler. Her ne kadar iki görüşü savunanlarda kendilerini hakl&ı k&ılabilecek nedenler s&ıralayabiliyorlarsa da temel bilimsel gerçek suni tohumlama uygulamas&ı lehindedir. Çağ&ım&ız&ın bir biyoteknoloji çağ&ı olduğu düşünülürse suni tohumlama, embriyo transferi, k&ızg&ınl&ık senkronizasyonu gibi çağdaş biyotekniklerin hayvanc&ıl&ıkta daha etkili verim art&ış&ı sağlayabileceği, sadece konunun uzmanlar&ınca değil, her ülkesini seven kişi taraf&ından kolayca anlaş&ıl&ır. Kald&ı ki, dişi hayvan ihtilalinin doğurduğu sağl&ık ve çevreye uyumsuzluk sorunlar&ı hemen her gün veteriner hekimlerin s&ıkl&ıkla karş&ılaşt&ığ&ı sorunlar&ın baş&ında gelmektedir. O halde mesleki politikam&ız&ın özünü dişi hayvan ithaline karş&ı ç&ıkmak olmal&ıd&ır.

· Hayvanc&ıl&ığ&ın işletme temelinde örgütlenmesi hiç kuşkusuz zamanla hayvanc&ıl&ık olgusunu da gündeme getirecektir. Özellikle finansman sorunlar&ın&ı çözmek amac&ıyla küçük ya da orta ölçekli işletmeler, birleşerek Hayvanc&ıl&ık Birlikleri biçiminde örgütlenebilmelidir. An&ılan örgütler,girdileri ucuza mal etmek amac&ıyla bat&ıdaki örneklerinde olduğu gibi yem ve ilaç fabrikalar&ı, hayvan hastaneleri, özel veteriner servisleri kurabilirler. Ürünlerini değer fiyat&ına satmak amac&ıyla ise et ve süt ürünlerini işleyen fabrikalarla pazarlama ağ&ın&ı kurabilirler. Bu tür bir örgütlenme hiç kuşkusuz ürünlerin değer fiyatt&ı bulmas&ı aç&ıs&ından hükümetlere bask&ı unsuru olma olgusunu da beraberinde getirecektir. Bu nedenle hayvanc&ıl&ık birliklerinin seçilerek kimi pilot bölgelerde veteriner hekimlerin önderliğinde tez elden kurulmas&ında büyük yararlar vard&ır.

· Bu bağlamda devletin hayvanc&ıl&ık birliklerini desteklemesi kaç&ın&ılmaz bir olgudur. AT ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de devlet subvansiyonlarla üreticileri desteklemelidir. Ancak bunu yaparken sadece üreticiyi değil tüketiciyi de düşünmek gerekir. Şimdiye kadar girdi baz&ında üreticiye sağlanan destekler ( yeme, ilaca vs ) ürün fiyatlar&ın&ın yükselerek tüketicinin mağdur olmas&ına neden olmuştur. Üreticiyi destekleyen tüketiciyi mağdur etmemenin yolu kan&ımca girdilere değil ürüne subvansiyon uygulamakt&ır. Öncelikle ete, süte uygun bir taban fiyat saptanmal&ı, Et ve Bal&ık Kurumu kombinalar&ı ile süt fabrikalar&ın&ın ürünü taban fiyattan almalar&ı sağlanmal&ıd&ır. Bu fiyat&ın üzerine ayr&ıca devlet çeşitli kaynaklardan oluşturacağ&ı fonlardan, üreticinin fabrikalara ya da komşu binalara, teslim ettiği ürünün kilogram&ı baş&ına taban fiyat&ın&ın % 50’sinden aşağ&ı olmamak koşuluyla destek sağlamal&ıd&ır. Böylelikle bir yandan an&ılan kuruluşlar ucuza ald&ıklar&ı ürünü fiyatlar&ına yans&ıtmayacaklar&ı için tüketici korunmuş olacak, diğer yandan da devlet bütçeden değil de fonlardan destek sağlad&ığ&ı için öteki yat&ır&ımlar&ı k&ısmak zorunda kalmayacakt&ır.

SONUÇ

Başta da belirttiğim gibi y&ıllard&ır mesleki konularda kafa yoran bir kişi olarak belirli bir iddia taş&ımayan görüş, düşünce ve önerilerimi meslek kamuoyunun dikkatine sunmak; tart&ışmas&ına açmak istedim. Kuşkusuz daha da ayr&ınt&ıya girmeyi, dergimizin kurallar&ın&ı aş&ır&ı istismar etmemek için yeğlemedim. Kan&ımca mesleğini seven her veteriner hekim başta kolayc&ıl&ığ&ı seçerek politikac&ılar&ı, bakanl&ığ&ı, meslek örgütlerini suçlamay&ı bir kenara b&ırak&ıp özeleştiri anlay&ış&ı içerisinde konular&ı kendince irdelemeli ve deneyimlerini, düşüncelerini meslek ya da ülke kamuoyuna aç&ıklamaktan çekinmemelidir. Bu tutum hiç kuşkusuz en başta mesleğimizin gelişmesine ve y&ıllard&ır yokluğundan söze geldiğimiz meslek politikam&ız&ın oluşmas&ına &ış&ık tutacak, katk&ıda bulunacakt&ır. Son sözler olarak önemli gördüğüm birkaç nokta üzerinde sat&ır başlar&ı halinde durmak istiyorum.

· Fakültelerimiz geçmişte ve bugün olduğu gibi sadece kamu kesiminin gereksinimini karş&ılayacak memur veteriner hekim tiplemesindeki gibi pratisyen kişiler değil, çağ&ın gelişimine ayak uydurabilecek nitelikte, bir yabanc&ı dili çok iyi bilen veteriner hekimliğim temel konular&ından birinde spesifikasyon kazanm&ış, sosyal yönü gelişkin kişiler yetiştirilmelidir.

· Meslek politikalar&ın&ın oluşmas&ında Veteriner Fakülteleri lokomotif görevi yüklenmeli, sadece öğrenci yetiştirmekle kalmay&ıp, mezun veteriner hekimleri istihdam ve mesleki eğitim sorunlar&ıyla da yak&ından ilgilenmelidir.

· Mesleğimizin, Türkiye Büyük Millet Meclisinde sorunlar&ım&ıza sahip ç&ıkacak bir say&ıda temsil edilmesinde mutlak zorunluluk vard&ır.

· Hayvanc&ıl&ık ve Veteriner hekimlik hizmetlerinin Avrupa Topluluğu ve Güney Anadolu Projesine entegrasyonu konusundaki çal&ışmalara tez elden başlanmal&ıd&ır.

· Dünya’da h&ızla gelişen Biyokteknoloji konusunun transfer biçiminde değil de, ülke koşullar&ıyla tutarl&ı ve uyumlu şekilde hayvanc&ıl&ığ&ın ve veteriner hekimliğin hizmetine sunulmas&ı amac&ıyla Türkiye’deki araşt&ırma ve uygulamalara h&ız verilmiştir.