Siyasal partilerin seçim vaatleri 22 Temmuz yaklaştıkça toplumumuzun daha da çok ilgisini çekmeye ve daha sıkça tartışılmaya başlandı.Genelde seçmenin parti liderlerine sorduğu soru mazotun bir liraya nasıl indirileceği, ÖSS ‘nin nasıl kaldırılacağı,emekliye,işsize nasıl daha çok para verileceği,ama daha da önemlisi tüm bu vaatlerin parasal kaynağının nereden bulunacağıdır.Parti liderleri seçmenin sorduğu bu sorulara ya kaçamak yanıtlar veriyorlar yada temelsiz kimi kaynaklar ileri sürerek soruyu geçiştirmeye çalışıyorlar.Oysa,önlerinde nedense adını bile anmadıkları hayvancılık gibi çok önemli bir kaynak duruyor da haberleri yok.Çünkü,tümünü de incelediğim seçim bildirgelerinde partiler hayvancılık konusuna neredeyse hiç değinmemişler bile.Bu yazımda hayvancılığın ne denli önemli bir kaynak olduğuna ilişkin görüşlerimi partilere eğer dikkate alırlarsa öneri olarak sunmak istiyorum

1. Hayvancılık Dünya’da en fazla katma değer üreten bir sektördür.Hayvancılık geliştirildiğinde hem toplam ulusal gelir hem de kişi başına düşen ulusal gelir artacaktır.
2. Özellikle Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerimizdeki zaten her türlü alt yapısı hazır olan hayvancılık geliştirildiğinde bu bölgeler de ülkemizin öteki bölgeleri düzeyine erişecekler ,böylece bölgeler arası gelişmişlik farkları ortadan kalkacağından Türkiye’nin Avrupa Birliğine girişi kolaylaşmış olacaktır.
3. Hayvancılık geliştirildiğinde gizli işsizlik ve göç ortadan kalkacak,hatta tersine göç söz konusu olacaktır.Bu suretle,özellikle yıllardır Doğu ve Güney Doğu Anadolu Bölgelerimizde hüküm süren bölücü terör önlenecek,önemli bir kaynak tasarrufu sağlanmış olacaktır.
4. Hayvancılık geliştirildiğinde Türkiye’nin hayvansal ürün ihracatı artacak,önemli miktarda bir döviz girişi söz konusu olacaktır.
5. Hayvancılık geliştiğinde hayvancılığa dayalı sanayi de gelişecek,böylece hayvancılıktan elde edilecek katma değer katlanarak artacaktır.

Beş madde halinde sıraladığım bu öneriler eğer hükümete gelirlerse partilerin seçimden önce ileri sürdükleri vaatleri karşılama konusunda önemli bir kaynak oluşturacaktır.

İkinci öneri paketi seçimden sonra iktidara gelecek olan parti yada partilerin ilk bir yıl içerisinde hayvancılık konusunda yapmaları gereken icraat ile ilgilidir.Giresun Veteriner Hekimler Odası meslek olarak seçimden sonra yapmamız gereken eylemleri tarihleyerek sıralamıştı,ben de seçimden sonra iş başına gelecek hükümetin yapması gerekenleri şöylece sıralayabilirim.

1. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı bünyesinde yıllardır bitkisel üretim yani ziraat öz evlat,hayvancılık ise üvey evlat muamelesi görmüştür.Bakanın veteriner hekim olması da maalesef bu durumu değiştirmemiştir.O halde iş başına gelecek hükümetin bence ilk yapacağı hizmet hayvancılığa şimdiye değin olduğu gibi Tarım Sektörünün bir alt sektörü yani üvey evlat olarak değil tam bağımsız bir ana sektör yani öz evlat olarak bakması ve politikalarını bu anlayış doğrultusunda oluşturmasıdır.Sanırım tek başına bu bile gerçekleştiğinde hayvancılığın mevcut sorunlarının önemli bir bölümü daha baştan çözümlenmiş olacaktır.

2. Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı Teşkilat Yasası ve İller İdaresi Yasası değiştirilerek iller bazında yirmi yıldır uygulanan ve hiçbir işe yaramayan reorganizasyon projesi derhal iptal edilmeli;hayvan sağlığı,hayvan yetiştiriciliği ve gıda güvenliği konuları sektörel bazlı bir anlayış ve hayvancılık havzaları bazlı bir yaklaşımla ele alınmalıdır.Şimdiye değin olduğu gibi her ilde biri birinin aynısı bir hayvan sağlığı örgütü değil de,etkin bir çalışmayla oluşturulacak ve belki de birkaç ili birden kapsayacak hayvancılık havzalarına özgü farklı uygulamaları içeren bir örgütlenme yapısına gidilmelidir.Yeni oluşturulacak havza bazlı bu örgütlenmenin AB standartlarına da uygun olarak denetleyici,yönlendirici,hizmetin önünü açıcı,etkin,hızlı,çabuk sonuç alıcı,mobil olmasına özellikle dikkat edilmelidir.Tabandaki bu yaygın örgütlenmeye parelel olarak çatıda hayvan hastalıkları ve zoonozlar ile mücadelede görevli Hayvan Sağlığı Genel Müdürlüğü;ahırdan,kümesten,mezbahadan markete,kasaba değin uzanan süreçte hayvansal gıdaların kontrolü ile görevli Gıda Güvenliği Genel Müdürlüğü ivedilikle kurulmalıdır.

3. Hayvan Yetiştirme Birlikleri yaygınlaştırılmalı,etkinleştirilmeli ve demokratikleştirilmelidir.Yetiştiricilerin bu birliklere üye olmalarını teşvik amacıyla devlet hayvancılıkta uygulayacağı destekleri öncelikle üyelere vermelidir.Hayvan Yetiştirme Birliklerinin batıda sıkça rastlandığı gibi kendi Hayvan Sağlığı Birimlerini ve Biyoteknoloji(suni tohumlama,embriyo transferi) Birimlerini kurmaları , buralarda kadrolu veteriner hekim ve sözleşmeli serbest veteriner hekim çalıştırılmasına olanak sağlayacak önlemleri almaları sağlanmalıdır.

4. Hayvancılık Destekleri şimdiye değin olduğu gibi girdilere değil ,ürüne verilmelidir.Süt fiyatları yine serbest piyasada oluşmalı ama devlet süt fabrikalarına ve mandıralara sütünü teslim eden yetiştiriciye halen olduğu gibi sembolik değil geçerli fiyatın %50 si kadar destek vermelidir.Öte yandan eskiden var olan Hayvan Borsaları yeniden kurularak besi hayvanını borsada değerlendiren yetiştiriciye serbestçe oluşan fiyatın üzerine kilo başına %25 den aşağı olmamak üzere prim verilmelidir.Ayrıca aşı,ilaç,sperma gibi hayvancılık girdilerinin vergileri iyice düşürülmeli,gerekirse sıfırlanmalıdır.

5. Hayvancılıkta en önemli girdi yemdir.Bir hayvancılık işletmesinde girdilerin %70 ini yem giderleri oluşturur.Yemin ucuzlaması demek yetiştiricinin daha fazla kar etmesi demektir.Bu nedenle yemin desteklenmesi diğer girdilerden bağımsız olarak farklı bir anlayışla ele alınmalıdır.Seçim öncesi partiler bitkisel ürün üreticisinin gözüne girmek için mazotu bir yeni Türk lirasına indireceklerini söylemektedirler.Ben onların yerinde olsaydım seçmen olarak azımsanmayacak sayıdaki hayvan yetiştiricisinin oyunu almak için yemi yarı yarıya ucuzlatacağımı söylerdim.Çünkü yemin yarı yarıya ucuzlaması hayvancılıkta karlılığı %35 oranında artırır.Bir de ürüne verilecek destek hesaba katılırsa bu oran % 50 yi bulur.Pekiyi devlet yemin ucuzlamasını nasıl sağlayabilir?Yem fabrikaları serbestçe oluşan fiyatın yarısına yemi yetiştiriciye verir,diğer yarısını devlet yem fabrikasına öder.Ayrıca ithal yem maddelerindeki gümrük vergisi yükünün hafifletilmesi de yemin ucuzlamasına neden olur.Fabrika yeminin dışında kalan kaba yemin ucuzlaması yada üretim maliyetlerinin düşmesi de mazotun ucuzlaması ile kendiliğinden sağlanacaktır.Yemin ucuzlaması için gereken kaynak zaten devletin bugün bütçeden hayvancılığa ayırdığı yaklaşık 600 trilyon eski Türk lirası destek içinde mevcut olup başka kaynak aramaya gerek yoktur.
6. Hayvancılıktaki en önemli sorunların başında kaliteli dişi damızlık temin etme zorluğu gelir.Parası olan yetiştirici bile kaliteli dişi damızlık üretimi yetersiz olduğundan sıkıntı çekmektedir.Yurt dışından kaliteli damızlık inek ve gebe düve ithalatı geçmişte ülkemizde denenmişse de soruna çözüm olmamıştır.Yeni hükümet de dişi damızlık ve et ithalatını kesinlikle aklının ucundan bile geçirmemelidir.Çünkü bu zaten sallantıda olan hayvancılığın tümüyle çökmesi demektir.Bu sorunun çözümü gayet kolaydır.Devlet halen çoğu atıl olan Tigem’e bağlı Tarım İşletmelerinde Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı,Tigem,Hayvan Yetiştirme Birlikleri ve Tübitak işbirliğinde kaliteli donmuş sperma ile suni tohumlama,embriyo transferi,klonlama gibi biyoteknolojik yöntemleri uygulayarak kaliteli damızlık inek ve düve üretip,düşük faizli kredi karşılığı yetiştiricilere satabilir.
7. Her şeyin başı eğitimdir.Devletin yıllardır sürdürdüğü yetiştirici eğitimi hem yetersiz hem de çağ dışı kalmıştır.Yetiştirici eğitimi AB standartlarına da uygun olarak yeni baştan ele alınmalı, Tarım Kanunu ve ilgili yönetmelikte de yer aldığı gibi hayvan yetiştirme birliklerine,hayvancılık konusundaki sivil toplum örgütlerine,uzmanlaşmış özel şirketlere yetiştirici eğitimi aşama aşama devredilmelidir.Devlet bu bağlamda sadece denetim görevi üstlenebilir.Aynı şekilde hayvancılık danışmanlığı hizmetleri de yine özel ve tüzel kişilerin oluşturacağı örgütlere verilebilir.

Dünya’da İsviçre,Hollanda,Danimarka gibi ülkeler kendi halklarını besledikleri gibi hayvan ve hayvansal ürün ihracatından da büyük gelirler elde etmektedirler.Ülkemiz de eğer doğru politikalar izlenir ise bu şansa sahiptir.