Hayvanların özellikle de süt ineklerinin doğru beslenmesi birçok bakımdan hayati önem taşır. Her şeyden önce doğru besleme ile ineklerin süt ve döl verimleri artar. Doğumdan hemen sonra ineğin doğru beslenmesi süt veriminin en üst düzeye çıkmasını sağlar. Eksik beslenme, İneğin doğumdan sonraki ilk gebe bırakılmasında enerji alımını azaltacağından hormonal yapının bozulmasına dolayısıyla da döl tutmanın gecikmesine neden olur. Böylece bir inekten verimli yaşam süresi boyunca elde edilecek buzağı sayısı azalır. Kuru dönemdeki ineklerin eksik beslenmesi doğumdan sonra onlarca hastalığın oluşmasına yol açar. Bu hastalıklar arasında güç doğumu, süt hummasını, şirdenin yer değiştirmesini, sonun atılamamasını, kısırlığı, meme iltihabını ve topallığı sayabiliriz. Eksik ya da yanlış besleme süt ineklerinde mide ekşimesinin (asidozisin) ve ondan kaynaklanan kimi öteki metabolizma hastalıklarının gelişmesini sağlar.
Süt ineklerinde bu kadar önemli bir yeri bulunan doğru beslemenin kaynağını teşkil eden kaba ve kesif yem giderleri bir süt sığırcılığı işletmesinin yıllık giderlerinin yaklaşık %70’ini oluşturur. İşletmenin karlılığı yem giderlerinin azaltılması daha doğrusu yemin ucuza temininden geçer. Kaba yem denildiği zaman çayır otu, tahıl hasılı, hayvan pancarı, yemlik bezelye, yonca, raygras, fiğ, korunga, tritikale, sorgum, mısır gibi bitkiler anlaşılır. Bunlardan bir bölümü doğrudan otlatmayla, bir bölümü biçilip soldurulduktan sonra yedirilmekle, bir bölümü de silaj şeklinde hayvanlara sunulur. Kesif yem ya da fabrika yemi ise yine doğal maddeler kullanılarak fakat belli bir oran (rasyon) içerisinde bu maddelerin endüstriyel tekniklerle karıştırılmasından elde edilir. Bu maddeler arasında mısır, arpa, soya ve küspeleri sayabiliriz. Kesif yemin de buzağı başlangıç, buzağı büyütme, süt, besi gibi birçok çeşidi vardır.
Hayvanların beslenmesinde ana kaynağı oluşturan çayır ve meraların ne yazık ki yılların tahribatına dayanamayarak günümüzde hem alan hem de beslenme değeri olarak büyük kayıplara uğradığını görmekteyiz. Çayır ve meraları tahrip eden unsurlar arasında ıslah etmeme, aşırı kullanma, tarla açma, toprak erozyonu, inşaata açılma gibi nedenleri sayabiliriz. Bugün gelinen noktada kimi uzmanların görüşlerine ve her başa gelen hükumetin vaatlerine karşın meraların ıslah edileceği iddiası bana göre tümüyle hayal ürünü ve eski deyimle abesle iştigaldir. Çünkü meraları ıslah edeceğini söyleyenler aslında meraların tahribatına ortam hazırlayanlardır. Onun için hayvanların beslenmesinde çayır ve meralar dışında bir alternatif görüş üretmek gerekir.
Günümüzde Türkiye’de hayvanların büyük bir bölümü fabrika yemi de denilen kesif yem ile beslenmektedir. Bu durum fabrika yemi sektörünün son 30 yılda her yıl ortalama %10 büyümesinden ve yem fabrikası sayısının günümüzde 550 ye ulaşmasından bellidir. 2018 yılında Türkiye’de 24.1 milyon ton kesif yem üretilmiştir. Ancak, her yıl gözlenen %10’luk büyüme 2018 yılında 2017 yılına nazaran %7 ye düşmüştür. 2019 yılında büyümenin eksi olarak gerçekleşeceği sanılmaktadır. Bunun da nedeni 2018 yılında yem fiyatlarının artmasına paralel olarak hayvancılıkta görülen gerilemedir. Bu durum karşısında üreticiler sağmal ineklerini kestirmekte, elde kalanları ise ya eksik beslemekte ya da kendi yemlerini yapmak zorunda kalmaktadır. Aslında fabrika yemine bağımlılık son 50 yıl içinde giderek artmış ve bugünkü duruma gelmiştir. 1970 yılından önce Türkiye’de fabrika yemi diye bir kavram yoktu. Daha sonra kurulan Devlet Yem Sanayine bağlı sınırlı sayıda fabrika açıldı, 1980 den sonra ise liberal ekonomi kurallarına bağlı olarak özel yem fabrikaları faaliyete geçti. Fabrika sayısı ve kesif yem üretimi bakımından Türkiye, Dünyanın hayvancılığı gelişmiş ülkeleri arasında ilk başlarda belki de birinci sırada yer almaktadır. Türkiye’deki yem fabrikalarının en büyük sorunu hammadde bakımından dışa bağımlı olmalarıdır. Günümüzde fabrikalar hammaddelerin yaklaşık yarısını ithal etmek zorunda kalmaktadırlar. Bu maddeler arasında soya, mısır ve kimi küspeler başı çekmektedir. İnceleme olanağı bulduğum Almanya’nın Bavyera ve Amerika Birleşik Devletlerinin Wisconsin hayvancılık bölgelerinde yem fabrikası görmedim desem yeridir. Çünkü yıl boyu yağış alan bu bölgelerde hayvanlar yılın neredeyse 10 ayı merada yeşil çayır otu ile beslenmekte sadece iki ay silaj ya da kuru ot yemektedirler. Tabii bu arada ineklere yem takviyeleri verilmektedir. Türkiye’de süt ve besi sığırcılığındaki geriye gidiş devam ettiği sürece fabrika ya da kesif yem üretiminin azalması kaçınılmaz olacaktır. Hele yem sanayinin dışa bağımlılığı azaltılmadıkça bu gerilemenin daha da hızlanacağı söylenebilir. Mısır, soya, ayçiçeği küspesi ve pamuk tohumu küspesi gibi yem hammaddelerinin mutlaka Türkiye’de üretilmesi gerekir. Aksi halde yem fabrikalarının çoğunun kapılarına kilit vurması söz konusu olacaktır.
Türkiye’deki meraların süt ineklerinin beslenmesi bakımından elverişsizliği ve fabrika yeminin pahalı olması son yıllarda hayvan yetiştiricilerini kendi yemlerini yapmaya özendirmiştir. Ancak bu sanıldığı kadar kolay bir iş değildir. Öncelikle kimi yem maddelerini üretecek sulanabilir arazi ve yem hazırlamakta kullanılacak bir karıştırıcı gerekir. Ayrıca küspe, kepek, melas, pamuk çiğidi, mineral, vitamin ve yem katkılarının dışarıdan satın alınmasına ihtiyaç vardır. Kısacası bu iş bir organizasyon ve finansman işidir. TMR olarak kısaltılan Toplam Karıştırılmış Rasyonun hazırlanması için hammaddeler ineğin yaşına, verim durumuna ve kuruda ya da laktasyonda oluşuna göre hesaplanır ve belli bir oran dahilinde karıştırıcıya konulmak suretiyle karıştırılır. TMR’ a sap, yonca, fiğ gibi kuru kaba yemler; arpa, buğday, mısır gibi hububat taneleri; silajlar; küspe, kepek gibi endüstriyel yan ürünleri ile vitamin, mineral ve yem katkıları ilave edilir. Bu maddeler, makinede ineklerde gevişmeyi sağlayacak biçimde kıyılıp karıştırıldıktan sonra ineklerin yemliklerine servis edilir.
Bir süt sığırcılığı işletmesinin verimliliği ve karlığı yemin ineklerin ihtiyaçlarına göre hazırlanmasına ve ucuza teminine bağlıdır. O nedenle hayvan besleme konusuna gerekli önemin verilmesi gerekir.