Sulu yemlerin havasız bir ortamda süt asidi
bakterilerinin faaliyeti ile fermentasyona uğratılmaları ve
içerdikleri besin maddelerinin en az kayıpla en uzun süre saklanması
olayına silolama, bu suretle elde edilen yeme de silaj yem adı
verilir. Türkiye’de ilk silaj yem üretimi 1931 yılında Atatürk Orman
Çiftliğinde yapılmışsa da son 30 yıl öncesine kadar yaygın bir
uygulamadan ne yazık ki söz edilememektedir. 1974 yılında bir yıl
süreyle araştırma görevlisi olarak görev yaptığım Münih Teknik
Üniversitesi Ziraat Fakültesi Deneme Çiftliğine ilk gittiğimde
yüzlerce dönümlük mısır tarlası ile karşılaşınca şaşırmış ve
ilgililere bu kadar çok mısırı nasıl değerlendirdiklerini sormuştum.
Öylece mısırın silaj yapılarak sığırlarda yem olarak kullanıldığını
öğrenmiştim. Dünyada çok eski bir geçmişi olan silaj yemi üretiminin
Türkiye’ye neden bu kadar geç geldiği sorusunun cevabı mutlaka
olmalıdır. 1982 yılında Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Besi
Çiftliğinde bezelye kabuğunun silajı yapılmış ve denemeler sonucunda
besi sığırlarındaki canlı ağırlık artışına önemli katkıları olduğu
anlaşılmıştır. Bu uygulamayı takiben konserve fabrikaları önceden
attıkları bezelye kabuklarını satmaya, daha sonraları da talebin
artması ile birlikte ihale ile pazarlamaya başlamışlardır. Bugün
geldiğimiz noktada özellikle mısır ağırlıklı silajlık yem üretiminin
yaygınlaşması Türkiye hayvancılığının gelişmesi açısından çok büyük
bir şanstır.
Et ve süt üretimi amaçlı sığır yetiştiriciliğinde güçlü
bir protein ve enerji kaynağı olan kaba yemin önemi tartışılmaz. Et ve
süt sığırcılığı işletmelerinde yem giderlerinin maliyetin en az %60
ını oluşturduğunu artık hepimiz biliyoruz. Uygun mevsimlerde merada ya
da ahırda hayvanların soldurulmuş ya da kurutulmuş yeşil yemlerle
beslenmesi olağandır. Ancak, özellikle kış mevsiminin uzun sürdüğü
bölgelerimizde hayvanların yeşil yem olarak yazdan hazırlanan silaj
yemleri ile beslenmeleri verimliliğin artırılması bakımından çok büyük
bir önem taşır. Silajın faydaları olarak; hayvanların kışın da yeşil
yem yemelerine olanak sağlaması, kaliteli kaba yemlerin uzun süre
bozulmadan ve içerdikleri besin maddelerinde her hangi bir kayıp
olmadan muhafaza edilmesi, soldurulmuş ve kurutulmuş yemlere nazaran
maliyet, saklama süresi ve sindirilebilirlik açısından daha kolay
olması gibi hususları sayabiliriz.
Çok çeşitli yem bitkilerinden silaj yapılabilirse de en
uygun olanları mısır ve yoncadır. Özellikle mısır bitkisi yüksek
oranda karbonhidrat içermesi nedeniyle fermentasyona, dolayısıyla da
silaj yem üretimine daha uygundur. Öncelikle işletmeye bir silo kurmak
gerekir. Çok çeşitli silolar yapılmakla birlikte en uygunu işletmenin
kapasitesine ve üretilecek yemin miktarına göre hacmi tayin edilen,
duvarları ve tabanı betondan yapılma koridor biçimindeki silolardır.
Yemler konulduktan sonra üzerleri kalın naylonlarla örtülüp eski araba
lastikleriyle ağırlık verilen bu silolar özellikle suyun dışarı
çıkmaması bakımından önemlidir. Mısır bitkisi, henüz koçanları
dolmadan silaj makinesi ile parça uzunluğu 1-1.5 santimetre olacak
şekilde biçilmelidir. Parçalar büyük olduğu taktirde ne kadar da
sıkıştırılırsa sıkıştırılsın içeride hava kalacağından fermentasyon
yeterince gerçekleşmez, asitlik ve kızışma tam sağlanamaz. Biçilen
mısır parçaları siloya getirilip dökülür ve 20 santimetre
yüksekliğindeki her tabaka tamamlandığında lastik tekerlekli
traktörlerle üzerinden geçilerek iyice sıkıştırılır. Böylece silo yem
ile doldurulduktan sonra daha önceden de belirttiğim gibi üzeri
naylonla örtülüp eski araba lastikleri ile baskılanmalıdır. Burada
dikkat edilmesi gereken önemli noktalar mısır parcacıklarının küçük ve
sıkıştırmanın iyi olmasıdır. Silonun üzeri hava girmeyecek şekilde
kapatıldığında uygun koşullar oluşur ve oksijensiz ortamda yaklaşık 30
günde tam bir fermentasyon sağlanabilir. Fermentasyonu hızlandırmak
adına silaja inokulan da denilen bakteri kültürlari ilave edilebilir.
İnokulan ilavesi ile 30 günde tamamlanacak fermentasyon 7 güne kadar
indirilebilir. Fermentasyonun tam olarak şekillendiği silajın kızışma
ısısının ve asitlik derecesinin 4 e kadar düşmesinden anlaşılır. Bu
şekilde hazırlanan silaj yem 40-60 gün hiç açılmadan silo içerisinde
bırakılmalıdır. Kullanılacağı zaman silajın en önünden ve ihtiyaç
kadar yem yukarıdan aşağıya ince tabakalar helinde traşlanmalı ve
üzeri derhal sıkıca kapanmalıdır. Aksi taktirde silaj özellikle üst
tabakadan başlayarak küflenip bozulabilir.
Son zamanlarda balya silaj yapıp yetiştiricilere satan
tüccarlar ortaya çıkmıştır. Balyalar kapalı olduğu için içerideki
yemin kalitesi belli olmamaktadır. Bu tür balya silajları satın
almadan önce mutlaka numune alıp kuru madde ve su içeriği bakımından
bir labaratuarda muayene ettirmek gerekir. Ayrıca silaj yemin küflü ve
bozuk olmamasına dikkat etmek gerekir. Kuru madde bakımından düşük,
küflü ve bozuk yemleri tüketen hayvanlarda verim düşüklüğü ve çeşitli
hastalıklar ortaya çıkmaktadır.