İneklerde infertilite’ye neden olan genetik kusurlar kromozom anomalilerinden ve üreme organlarının ayrışması sırasında embrio’da oluşan hatalardan kaynaklanır. Çokluk ovarium’ların ve üreme kanalı’ndaki organların hiç oluşmaması, normalden küçük oluşması yada normal boyutlarda oluştuğu halde tıkalı olması gibi sonuçlar doğuran genetik kusurlar ineklerde sıklıkla görülmez. Genetik kusurlar genelde düvelerin kızgınlık göstermemesi yada tohumlanıp da gebe kalmaması durumunda anlaşılır.

Genetik kusurlar bir sürüde çokluk sıkı kan yakınlığı sonucu ortaya çıkarlar ve genetik kusurlu hayvanların sürüden uzaklaştırılması veya sürüye yeni erkek kalıtımının dahil edilmesi suretiyle ortadan kaldırılabilirler. Son yapılan bilimsel araştırmalar kırka yakın kalıtsal kusurun enzim ve protein yapısında değişikliğe neden olarak genetik bozukluklara yol açtığını ortaya koymuştur. Bu kalıtsal kusurlar yavrulara da geçer ve çoğu ineklerde embrio gelişimi engellenir. Kalıtsal kusurların 25 kadarı fötüs ve yeni doğan yavru ölümüne neden olur. Kalıtsal kusurların nedenleri arasında radyasyon, ilaçlar, beslenme bozuklukları , enfeksiyonlar ve toksinler sayılabilir.

Düve ve ineklerde infertilite’ye neden olan genetik kusurların başlıcalarını şöylece sıralayabiliriz.

Ovarium Anomalileri: Düvelerde ovarium’ların hiç oluşmamasına aplazi veya agenezi adı verilir. Bu olguda öteki üreme organları ya az gelişmiştir veya hiç bulunmaz.

İneklerde en sık rastlanan ovarium anomalisi hipoplasi yani ovarium’ların normalden küçük oluşması halidir. Hipoplasi çokluk sol ovarium’da tek taraflı olarak görülür ve pelvis darlığı, vulva hipoplazisi gibi üreme organı anomalileri ile birlikte seyreder. Düve doğal olarak kızgınlık göstermez ve gebe kalmaz. Kalıtsal ovarium hipoplazisi’ne ilk kez İsveç dağ sığırlarında rastlanmıştır. Yetiştirmeye yeni alınacak düvelerdeki genetik kusurlar eğer tohumlamadan önce veya tohumlama sırasında yapılacak rektal muayene sırasında tespit edilirlerse hem hayvan boşu boşuna beslenmemiş olur hem de sperma israfı önlenir. Ovarium’ları hipoplazik olan inek ve düveler derhal sürüden çıkarılmalıdır.

Beyaz Düve Hastalığı ( White Heifer Disease): İlk kez Shorthorn’larda saptanmıştır. Genital kusur sonucu oluşan bu olgu partiel genital aplazi olarak ta tanımlanır ve üreme organı bozuklukları ile karakterizedir. Beyaz Düve Hastalığı’nda bir veya her iki oviduct’un caudal kesiminde aplazi görülür, öteki üreme organları ise normaldir.

Freemartinismus: Nadiren de olsa farklı cinsiyetli ikiz gebelik yaşayan ineklerde dişinin genellikle kısır olmasına freemartinismus adı verilir. Embrional dönemin başlangıcında genetik bozukluk sonucu her iki yavrunun allantois arterlerinde % 80-90 oranında anostomoz oluşur ve bu yolla erkek yavrunun salgıladığı androgen’ler dişi yavruya geçerek üreme organlarında çeşitli gelişme bozuklukları meydana getirir. Bu olguda uterus yeterince gelişebilir ama vagina ile bir bağlantısı yoktur. Çünkü vagina hipoplazik olup tam bir hymen femininus ile kapanmıştır. Freemartinismus’ta vulva küçük; klitoris genişlemiş; vagina, servics, uterus ve oviduct ince bir doku bandı ile çevrilmiştir. Bir araştırmada erkek dişi ikizliklerinin % 91.4 ünün freemartin olduğu ortaya konulmuştur.

Hermafrodismus (intersex) : Bir hayvanda erkek ve dişi üreme organlarının birlikte bulunmasına hermafrodismus veya intersex adı verilir. Bu olguda her iki cinsin görüntüsü de aynı hayvanda toplanabilir. Hermafrodismus’ta ya bir yavruda ovarium ve testisler yan yanadır, ya dişi yavruda her iki tarafta birer testis bulunur veya erkek yavruda her iki tarafta birer adet ovarium yer alır. Bu son ikisi yalancı hermafrodismus adını alır. Hermafrodismus’a neden olan etmenler şöylece sıralanabilir.

1. erkeklik hormonlarının chorion füzyonu ile dişiye geçmesi,

2. hemopoetik hücrelerin gelişmesi,

3. x kromozomunu taşıyan hücrelerin hem erkekte hem de dişide gelişmesi, fakat y kromozomunun bulunmayışı.

Kusurlu Anatomik Yapılar: Dişilerde sık olmamakla beraber hatalı uterus ve oviduct’lara, kapalı cervics ve vagina’lara rastlanabilir. Bu olgular genelde geri dönüşebilir ve her hangi bir teşhis yöntemi ile saptanamaz, ancak dişiler kesildikten sonra görülebilir. Bu tür bozukluklarda ovarium’lar işlevlerini yerine getirdikleri için inekler kızgınlık gösterir, ancak çiftleştikleri yada tohumlandıkları zaman gebe kalmaz, tekrar kızgınlığı dönerler. Çünkü, oviduct’taki tıkanmalar ovum ve spematozoon’un bir araya gelmesini dolayısıyla döllemeyi engeller ve hayvanın kısır kalmasına neden olurlar. Bu olguların çoğunluğu kalıtsaldır ve sıkı akrabalı yetiştiriciliğin bir sonucudur.