ANILAR VE GERÇEKLER

Elinizdeki derginin bir önceki say&ıs&ında say&ın Prof. Dr. Ferruh Dinçer’in “Tarihle Yüzleşme” başl&ıkl&ı yaz&ıs&ın&ı okuyunca çoktand&ır frenlemeye çal&ışt&ığ&ım yazma tutkum depreşti.Alt&ına benim de hiç çekinmeden imza atabileceğim,k&ırk y&ıl&ın mesleki deneyimini ve edebi yetkinliğini sergileyen bu yaz&ıda alg&ılayabildiğim kadar&ıyla “Cumhuriyeti kuran bir meslek olan veteriner hekimliğin bin bir emek ve çaba sonucu elde ettiği kazan&ımlar&ın&ı bir bir nas&ıl yitirip bu hale geldiği” sorgulanmaktad&ır.Ben de yaz&ım&ı say&ın Dinçer’in yaz&ıs&ı bağlam&ında ve kimini yaşad&ığ&ım kimini de meslek büyüklerimden işittiğim an&ılar&ı özellikler genç meslektaşlar&ımla paylaşarak sürdürmek istiyorum.

Bilirsiniz halk aras&ında s&ıkça söz edilen bir düşündürücü hikaye vard&ır.Rivayet ediler ki bir gün bir oduncu ormanda ağaç keserken ağaçlardan biri dillenip kendisine k&ıymamas&ı için yalvarmaya başlay&ınca,oduncu “ beni niye suçluyorsun,seni kesen baltan&ın sap&ı da sizden” diye yan&ıt vermiş.Y&ıllard&ır mesleğimizde yaşanan olaylarda bu hikayedeki dersin pay&ı yok mu dersiniz.

Üç Dayatma

Y&ıllard&ır kimi dar mesleki gruplar ve örgüler taraf&ından bizlere üç şey &ısrarla dayat&ıld&ı.Bunlardan birincisi 70’li y&ıllar&ın ikinci yar&ıs&ında devrimci diye an&ıla ve çoğunluğunu gençlerin oluşturduğu gruplar “hayvanc&ıl&ığ&ın ve veteriner hekimliğin sorunlar&ı ülke sorunlar&ından soyutlanamaz.Ülkede devrim yap&ıp yönetim biçimini değiştirmeden iki alanda da sorunlar&ın çözümlenmesi ham bir hayaldir.O halde çabalar&ım&ız&ı devrem yapmaya harcamal&ıy&ız.” Dayatmas&ıyla ortaya ç&ıkt&ılar.İkinci dayatma ise her dönemde özellikle meslek örgütlerimiz taraf&ından beslenen “hayvanc&ıl&ığ&ın ve veteriner hekimliğin sorunlar&ı Hayvanc&ıl&ık Bakanl&ığ&ı kurulmadan asla çözümlenemez” söylemidir.Bu söylem bir dönem öylesine etkili oldu ki meslek örgütleri yeni projeler üretmeyi bir kenara b&ırak&ıp tüm çabalar&ın&ı hayvanc&ıl&ık bakanl&ığ&ın&ın kurulmas&ına harcad&ılar.O dönemlerde mesleğe yeni kat&ılan heyecanl&ı gençler olarak örgütlerimize sorunlar&ım&ız ne zaman çözülecek diye sorduğumuzda ald&ığ&ım&ız tek yan&ıt “hayvanc&ıl&ık bakanl&ığ&ı kurulunca” olmuştur.Üçüncü ve son dayatma ise neredeyse ben meslekle tan&ışal&ı beri süregelen “bu ziraat mühendisleri bizi mahvetti,ilerlememizi engelledi” söylemidir.Tüm bu dayatmalar y&ıllar y&ıl&ı meslek kamuoyunu öylesine etkilemiş ve atalete sürüklemiştir ki,kişiler ve örgütler sorunlara yeni projelerle çözüm aramak yerine,”şu okullar olmasa milli eğitimi ne de güzel idare ederim” diyen pişkin bakan&ın durumuna düşmüşlerdir.Bu girişten sonra şimdi de an&ılar&ım&ın bir bölümünü okuyucularla paylaşmak istiyorum.

27 May&ıs 1960 İhtilali

Bursa’da görev yaparken şimdi hayatta olmayan, maalesef ad&ın&ı an&ımsayamad&ığ&ım çok değerli bir meslek büyüğümden dinlediğim hikaye beni hem çok etkilemiş hem de kendi yetersizliğimden dolay&ı meslek olarak neleri yitirdiğimiz konusunda uyar&ıc&ı olmuştu. Bir veteriner hekim olan Tümgeneral Burhanettin Uluç,27 May&ıs İhtilalinin haz&ırlanmas&ında aktif rol oynuyor fakat muharip s&ın&ıftan olmad&ığ&ı için Milli Birlik Komitesi içinde yer alam&ıyordu.

Nitekim bu yak&ın ilişkinin sonucunda ihtilalden sonra İzmir Vali ve Belediye Başkanl&ığ&ına atanm&ışt&ı.Hatta ihtilal dönemin Cumhurbaşkan&ı Celal Bayar’&ı tutuklamaya giden ekibin baş&ında yer ald&ığ&ı be tabancas&ı ile intihar etmek isteyen Bayar’a mani olduğu da söylenir.İhtilalin güçlü adam&ı Cemal Gürsel kuracağ&ı ilk asker-sivil kar&ış&ım&ı kabinede Uluç Paşa’ya da Tar&ım Bakan&ı olarak görev vermek istemiş ancak Paşa yaşl&ıl&ığ&ın&ı ve asker oluşunu ileri sürerek kabul etmemiştir.Bunun üzerine Gürsel Paşa yerine bir veteriner hekimi önermesini isteyince milletvekilliğini de yapm&ış yazar ve şair olan değerli bilim adam&ı Prof. Dr. Selahattin Batu’nun ad&ın&ı verir.Ne yaz&ık ki bu atama gerçekleşmez.Çünkü meslek kamuoyundan Gürsel’e iletilen mesajlarda rahmetli Batu’nun ne komünistliği ne de cinsel tercihleri kal&ır.Onun yerine atanan bir Ziraat Profesörünün ise mesleğimizin yasalarla tan&ınm&ış kamusal haklar&ın&ın gasp edilmesinde çok büyük olumsuz etkileri olmuştur.Şimdi şapkam&ız&ı önümüze koyarak Uluç Paşa’n&ın ya da Prof. Batu’nun bakan olduğunu düşünsek meslek olarak neler kazanabileceğimizi daha iyi anlar ve suçu başkas&ında değil kendimizde arar&ız.S&ıras&ı gelmişken bir tespitimi de belirtmek istiyorum.Kan&ımca,mesleğimize yasalarla verilmiş haklar&ın büyük çoğunluğu maalesef hep askeri darbeler ve demokrasinin ask&ıya al&ınd&ığ&ı ara dönemler s&ıras&ında elimizden gitmiştir.

11 ler olay&ı

 

Kişisel an&ılar&ımdan olan bu hikaye de 1977 y&ıl&ına ait. hat&ırlanacağ&ı gibi dönemin (CHP Genel Başkan&ı Bülent Ecevit on birler denilen ve Adalet Partisi’nden istifa eden milletvekilleri ile bir hükümet kurmak istiyordu. Kurulacak yeni hükümette Hayvanc&ıl&ık Bakanl&ığ&ın&ın de yer alacağ&ı hatta bir meslektaş milletvekilinin bakan olacağ&ı bas&ında yer almaktayd&ı. Bu haberler üzerine 11’ler içinde yer alan hatta onlar&ın lideri olarak an&ılan Atalay soyadl&ı bağnaz bir ziraat mühendisi vekil hayvanc&ıl&ık bakanl&ığ&ına şiddetle karş&ı ç&ık&ıyor,eğer kurulursa zaten 2-3 oyla sağlanabilen güven oylamas&ında arkadaşlar&ı ile hay&ır oyu vereceğini aç&ıkça ilan ediyordu.Bunun üzerine benim de içinde bulunduğum meslek örgütü üyelerinden bir grup o denemde mecliste bulunan iki meslektaş milletvekili ile Tunus Caddesindeki Merkezimizde kendilerinin de hayvanc&ıl&ık bakanl&ığ&ı kurulmas&ı halinde zaten sallant&ı da olan güven oylamas&ında olumsuz tav&ır tak&ınmalar&ın&ı aç&ıkça şantaj yapmalar&ın&ı istemiştik.Ancak her iki milletvekilinin de gerek parti disiplini gerekse ülke ç&ıkarlar&ın&ı meslek ç&ıkarlar&ından üstün görme anlay&ış&ı ile bu teklifi reddettiklerini an&ıms&ıyorum.Ama bir an için tersi olsa,onlar da bağnaz ziraat mühendisi milletvekili gibi davransalar,hayvanc&ıl&ık bakanl&ığ&ı kurulsa mesleğimizin durumu şimdi nas&ıl olurdu diye düşünürüm.

G&ıda İşleri Genel Müdürlüğü

Y&ıl&ın&ı şimdi tam olarak an&ımsamayacağ&ım ama Tar&ım Bakan&ı Sabahattin Özbek olduğuna göre an&ım 1980’den sonras&ına ait olmal&ı.Hem veteriner hekim,hem ziraat mühendisi,hem de bakan Özbek gibi Erzincan’l&ı olan değerli ağabeyimiz Fethullah Koç yeni kurulan G&ıda İşleri Gene Müdürlüğü’nün baş&ına getirilmişti.Genel Müdürlüğün Personel Dairesi Başkan&ı ise yine değerli meslektaş&ım&ız Atilla Çetin idi.Bir gün k&ıymetli arkadaş&ım Dr. Savaş Ünal ile birlikte her ikisini de kutlamak amac&ıyla Yenimahalle’deki Genel Müdürlüğe gitmiştik.Makama girdiğimizde Özel Kalem Müdürü her ikisinin de çok yoğun bir çal&ışma içinde olduklar&ın&ı ve bizleri kabul edemeyeceklerini bildirdi.Bizler hiç olmazsa telefonla bir merhaba deyip öyle ayr&ılal&ım diye &ısrar edince sekreter telefonu kald&ır&ıp geldiğimizi haber verdi.Daha telefonu kapatmam&ışt&ı ki her ikisi de odadan ç&ık&ıp bizleri hararetle karş&ılay&ıp içeri buyur ettiler.Buna en çok hayret eden de san&ır&ım okkal&ı bir f&ırça yiyen sekreter oldu.Say&ın Koç o s&ırada Genel Müdürlüğün yönetim şemas&ın&ı haz&ırlad&ıklar&ın&ı ama kadro kurma konusunda s&ık&ınt&ılar&ı olduğunu,daire başkanl&ıklar&ına atamak istedikleri veteriner hekim g&ıda uzmanlar&ın&ın Genel Müdürlük bakan oluruyla kurulduğu için çal&ışt&ıklar&ı Veteriner İşleri Genel Müdürlüğündeki güvenceyi yeni atanacaklar&ı idari görevlerde bulamayacaklar&ı gerekçesiyle gelmek istemediklerini bize üzüntü ile anlatm&ışt&ı.Buna rağmen daire başkanl&ıklar&ına g&ıda konusu ile direkt ilgili olmayan meslektaşlar&ım&ız&ı atad&ıklar&ın&ı çok iyi hat&ırl&ıyorum.Şimdi düşünüyorum da o dönemde Genel Müdürlüğün kilit noktalar&ına işin uzman&ı veteriner hekim g&ıdac&ılar atansayd&ı acaba önemli bir kazan&ım&ım&ız k&ısa sürede elimizden uçup gidermiydi.

Müsteşarl&ık Olay&ı

Yine tam an&ımsayamayacağ&ım bir y&ılda meslek örgütlerimizin Hayvanc&ıl&ık Müsteşarl&ığ&ı kurulmas&ı yönündeki yoğun bask&ılar&ına dayanamayan dönemin Tar&ım Bakan&ı çözümü bakanl&ıkta iki müsteşarl&ık olamayacağ&ı gerçeğinden hareketle müsteşarl&ık düzeyinde “Hayvanc&ıl&ığ&ı Geliştirme İdaresi Başkanl&ığ&ı” ad&ında yeni bir birim kurmakta bulmuştu.Bu dairenin başkanl&ığ&ı iççin isimlerini burada veremeyeceğim bir k&ısm&ı da şimdi rahmetli olmuş yan&ılm&ıyorsam beş meslektaş aday olmuştu.Ancak yönetmeliği Resmi Gazetede yay&ınlan&ıp yürürlüğe girdiği halde bu birim hayata geçirilmedi.Bunun nedenini sonradan bakana yak&ın olduğunu bildiğim bir meslektaş&ımdan öğrenmiş ve hayretler içinde kalm&ışt&ım.Önemli idari görevlerde bulunmuş bu meslektaş&ım&ın bakana atfen söylediğine göre meslekte uzun y&ıllar çal&ışm&ış yaşl&ı başl&ı adaylar birbirlerinin önünü kesmek ve kendileri başkan olabilmek ad&ına başta her türlü karalama ve torpil arama olmak üzere başvurmad&ıklar&ı yöntem kalmam&ış .

Kuşkusuz o dönemde ziraat mühendisleri de bu oluşuma karş&ı idi ama acaba meslek olarak bir bütün olup tek aday üzerinde anlaş&ılm&ış olsayd&ı daha iyi olmaz m&ı idi diye düşünmekten de kendimi alam&ıyorum.

Suni Tohumlama Genel Müdürlüğü

 

San&ır&ım 1975 y&ıl&ında,Tar&ım Bakanl&ığ&ı bünyesinde yeni genel müdürlüklerin kurulmas&ı aşamas&ında suni tohumlama ve hayvan &ıslah&ı hizmetlerini koordine etmek amac&ıyla “Suni Tabii Tohumlama ve Nesil Kontrol Genel Müdürlüğü” adl&ı yeni bir idari birim kurulmuş ve Türkiye’deki tüm suni tohumlama hizmetleriyle hara ve inekhaneler bu birime bağlanm&ışt&ı..Ne var ki,bakan oluru ile kurulan bu Genel Müdürlük taşra örgütünü bile kuramadan mülga oldu.Bu genel müdürlüğün çoğu üst düzey bürokratlar&ı veteriner işleri gene müdürlüğünden ayr&ıl&ıp gelmişti.Benim evim de Kocatepe semtinde Genel Müdürlüğün hemen arka sokağ&ında olduğu için bazen fakülteden erken ç&ık&ıp Akay Caddesinin baş&ındaki Veteriner İşleri Genel Müdürlüğüne sonra da Akay Caddesinin sonundaki Suni Tohumlama Genel Müdürlüğüne uğrard&ım.Bu sayede kardeş say&ılabilecek her iki mesleki Genel Müdürlük aras&ındaki yersiz çekişmelere ve olumsuz rekabete yak&ından tan&ık olma durumunda kald&ım.Karş&ıl&ıkl&ı düşmanca tav&ırlar k&ısa süre içerisinde öyle anlams&ız bir boyut kazanm&ışt&ı ki Karacabey Haras&ından gelen kamyon dolusu ucuz karpuzun Suni Tohumlama Genel Müdürlüğü personeli taraf&ından tüketilmesinden sonra arta kalan&ı Veteriner İşleri Genel Müdürlüğüne kasten verilmeyip etraftaki halka dağ&ıt&ıld&ığ&ın&ı çok iyi hat&ırl&ıyorum.Şimdi Allah aşk&ına bunu da m&ı ziraat mühendisleri yapt&ı.Halbuki her iki genel müdürlük uyumlu çal&ışm&ış olsalard&ı meslek yarar&ına az m&ı işler yap&ıl&ırd&ı?

Özel Suni Tohumlama Yönetmeliği

S&ığ&ır suni tohumlamas&ı halk hayvanlar&ında 1950’den sonra 1985’e kadar sadece devlet taraf&ından uygulanm&ışt&ı.Ancak,1985’lere gelindiğinde ülkede esen liberalleşme ve devleti küçültme rüzgarlar&ı benim de içinde bulunduğum kimi meslektaşlar&ın kafas&ında veteriner hekimlik hizmetlerinin o arada da s&ığ&ır suni tohumlamas&ı uygulamas&ın&ın serbest veteriner hekimler taraf&ından yürütülmesi görüşü güç kazan&ıyordu.Nitekim bu görüşlerin de etkisi ve dönemin Tar&ımsal Üretim genel Müdürü Say&ın Prof. Dr. Ersin İstanbulluoğlu’nun da üstün çabalar&ı sonucu “Özel ve Tüzel Kişilerin S&ığ&ır suni Tohumlamas&ı Yapabilmelerine Dair Yönetmelik” yürürlüğe girdi.Bugün büyükbaş hayvan kliniği yapan veteriner hekimlerin % 90 &ın&ın özel s&ığ&ır suni tohumlamas&ı yapmakta olduğu ve gelirlerinin % 70 ini bu işten sağlad&ıklar&ı göz önüne al&ın&ırsa ç&ıkar&ılan yönetmeliğin meslektaşlar&ım&ıza ne denli büyük yararlar sağlad&ığ&ı aç&ıkça ortaya ç&ıkar.Prof.. Dr. İstanbulluoğlu,bununla da yetinmeyip serbest veteriner hekimlerin önünü açacak bir y&ığ&ın yönetmeliğin daha ç&ıkar&ılmas&ına önderlik etti.Ama ne yaz&ıkt&ır ki sonunda meslek haini ilan edilip bir y&ığ&ın şikayetle görevini erkenden b&ırakma durumunda kald&ı.Şimdi zaman zaman düşünürüm de Ersin Hoca Genel Müdürlükte daha uzun süre kalsa ya da terfi edip üst makamlara atansayd&ı meslek ad&ına daha büyük hizmetlere imza atmaz m&ı idi?

İlaç Satma Yetkisi

Emekli olduktan sonra yerleştiğim Ankara’da oturduğum Çankaya Y&ıld&ız’a yak&ın olan ODTÜ Orman&ı’nda s&ık s&ık yürüyüş yapar&ım.Bu arada konu d&ış&ı olacak ama s&ıras&ı gelmişken ODTÜ Orman&ın&ı kurup geliştiren ilk rektör Kemal Kurdaş’tan Allah raz&ı olsun.Şu anda binlerce kişinin yürüyüş yap&ıp sağl&ığ&ın&ın koruduğu ve Ankara’n&ın akciğeri say&ılan bu orman olmasayd&ı şimdi yerinde bloklarca bina yükselecekti.Bir gün yine ormanda yürürken benim de öğrencim olan değerli bir milletvekili meslektaş&ımla karş&ılaşt&ım.Beni görünce sevinçle yan&ıma geldi ve ilk sözü “hocam,gözümüz ayd&ın veteriner hekimlere ilaç satma yetkisini veren yasay&ı ç&ıkard&ık” oldu.Ben de kendisine “fazla sevinmeyelim,bu yetki ilerde mesleğimizi çok onur k&ır&ıc&ı durumlara düşürebilir” dediğimi hat&ırl&ıyorum.Nitekim,bu konuşmadan k&ısa süre sonra yapt&ığ&ım bir iş gezisinde Bursa’dan öğrencim olan meslektaş&ın yan&ında kendisinden acil olarak ilaç isteyen bir hayvan sahibine geçmiş borçlar&ın&ı ödemediği takdirde ilaç vermeyeceğini söylediğini duymuş olmam beni derinden yaralam&ışt&ı.Şimdilerde veteriner ilaçlar&ın&ın köy bakkallar&ında sat&ıld&ığ&ın&ı duyunca bu olaya y&ıllarca karş&ı olduğum için kendimi takdir ediyorum.Şimdi eğri oturup doğru konuşal&ım,bu onur k&ır&ıc&ı duruma bizi başkalar&ım&ı yoksa kendimiz mi düşürdük?

Dergi yaz&ım kurallar&ın&ı ihlal etmemek için daha onlarca sayabileceğim an&ılar&ıma burada noktay&ı koyarken son olarak veteriner hekimlerin politika ilişkilerine k&ısaca değinmek istiyorum.Y&ıllarca meslek örgütlerinin her kademesinde çal&ışm&ış bir kişi olarak mesleğimizin sorunlar&ın&ın çözümlenebileceği tek yerin dernek ya da konsey değil yüce Meclis olduğuna inan&ır&ım.Y&ıllarca serbest veteriner hekimliğin gelişmesi uğrunda kendi çap&ımda verdiğim mücadelenin amac&ın&ı ise,memur veteriner hekimler yasakl&ı olduğundan politikay&ı serbest veteriner hekimlerin yapmas&ın&ı arzulamamdand&ır.Türkiye’de politikada en şansl&ı birinci mesleğin veteriner hekimlik olduğuna hep inanm&ış&ımd&ır.Bu nedenle de erken say&ılabilecek bir yaşta emekli olup y&ıllarca savunduğum serbest çal&ışma ve politikaya at&ılma konular&ında örnek olmay&ı arzulay&ıp hem şirket kurdum hem de bir partimizin ilçe örgütünde çal&ışmaya başlad&ım.Ama bu konuda hala çok geride olduğumuzu son genel ve yerel seçimler bize gösterdi.Sadece üç meslektaş&ım&ız milletvekili olabildi,il ilçe belediye başkanl&ığ&ın&ı da izlediğim kadar&ıyla hiçbir veteriner hekim kazanamad&ı.Yine de özellikle serbest çal&ışan genç meslektaşlar&ıma partilerin il ilçe örgütlerine üye olarak yerel yönetimlerden başlayarak politikaya soyunmalar&ın&ı öneririm.Meclisteki meslektaş milletvekili say&ıs&ı ne kadar çok olursa mesleğimizin sorunlar&ına o kadar daha adil ve köklü çözümler bulunabilir.

Sözlerime rahmetli patoloji hocam&ız Mehmet Ali Başoğlu’nu anarak son vermek istiyorum.Öğrenciyken derste konuşup gürültü yapt&ığ&ım&ız zaman “A be kuzum,şimdi yunanl&ılar ç&ık&ıp gelse dersi sizin kadar ihmal edemez” derdi.Meslektaşlar olarak kabahati başlar&ında değil de kendimizde arama ve özeleştiri yapma erdemine k&ısa zamanda ulaşmam&ız dileklerimle.