Üzüm çekirdeği Dünyada tespit edilmiş en güçlü antioksidanları içerir. Üzüm çekirdeğinde E vitamininden 50 kat, C vitamininden 20 kat daha fazla antioksidan gücü vardır.Üzüm çekirdeği ayrıca Omega-3 ve Omega -6 yağ asitleri ile resveratrol adlı antiokdidan bir madde içerir. Bilim Dünyası resveratrol maddesine 21.Yüzyılın en büyük keşfi ve antibiyotiğin bulunması kadar önemli bir olay olarak bakmaktadır.
Üzüm çekirdeği ezilerek balla karıştırılıp her sabah bir çay kaşığı yenilebileceği gibi şarap, pekmez, üzüm suyu, şıra, çekirdekli siyak kuru üzüm olarak da tüketilebilir. Ayrıca piyasada üzüm çekirdeği ekstresi ve resveratrol içeren tabletler şeklinde de bulunmaktadır. Çekilmiş üzüm çekirdeği günde 2-3 yemek kaşığı bal ya da yoğurt ile de tüketilebilir. Şaraptaki resveratrol üzüm suyundan ve taze üzümden çok daha fazladır. Günde yarım bardak üzüm suyu veya şarap tüketilebilir. Fransızlar bol tereyağı ve peynir tükettikleri, spor yapmadıkları ve sigara içtikleri halde kalp damar hastalıklarına daha az yakalanmaktadırlar.Bunun nedeni günde bizim içtiğimiz çaydan daha fazla tükettikleri şarabın içindeki resveratroldür.
Üzüm buruşup yaşlandıkça soğuk sıcak gibi doğal koşullara, güneşe, kanser yapıcı maddelere, serbest radikallere, toksinlere, mantarlara, mikroplara karşı kendini korumak için antioksidan yani resveratrol üretir ve bunu çekirdekte, kabukta ve kabuk altında depolar. Organik olarak üretilen üzümlerde resveratrol miktarı daha yüksektir. Çünkü bu üzümler ilaç, antibiyotik ,hormon, böcek öldürücü gibi maddelerle karşılaşmazlar ve güneşi yoğun biçimde içlerine emerler. Yüksek bölge üzümlerinde antioksidan miktarı daha fazladır.Resveratrol en yoğun olarak siyah üzümün kabuğunda bulunur. Ayrıca asma sapında ve kökünde de vardır. Resveratrol hem yağda hem de suda çözüldüğü için vücudun hemen her yerinde antioksidan etki gösterir.

Üzüm biyoflavanoidlerden proanthocyanidin içerir. Bu madde C vitamininin hücrelere girmesine yardımcı olur.Böylece hücre zarları güçlenir ve hücreler okside olmaz.
Meyve sineklerinde, solucanlarda, farelerde yapılan denemeler üzümde bulunan resveratrolün yaşam süresini uzattığını kanıtlamıştır. Ayrıca, resveratrol güçlü bir polifenol antioksidan olarak toksinleri ve serbest radikalleri etkisiz hale getirir, hücre oksitlenmesini ve gen mutasyonunu engelleyerek insanları gençleştirir, yaşlanmayı geciktirir, damar yaşlanmasını yavaşlatır ( O.Müftüoğlu insanın yaşı damar yaşı kadardır) ,yaşam süresini uzatır.
Düşük kalorili beslenme rejiminin genetik kodlarda mevcut bazı metabolik değişiklikleri aktive ederek yaşam süresini uzattığı ileri sürülmektedir. Kalori miktarı 1/3 azaldığında yaşam süresi %30 artar. Konunun özünde metabolizma hızı, üreme ve yaşlanma arasındaki ilişkiler yatar. Resveratrol maya (küf) hücrelerinde sanki aç bırakılmış gibi bir etki yaratır ve hücrelerin yaşam sürelerini uzatır. Bilim adamları maya hücrelerinde kalori kısıtlamasına verilen tepkileri yöneten SIR-2 geninin ya da enziminin resveratrolle harekete geçirilebileceğini kanıtladılar. Yani resveratrol alan insanlar ne kadar da yeseler kalori kısıtlaması yapmış gibi olurlar.Varılan sonuç resveratrolün bu geni kontrol ederek insan hücrelerindeki yaşlanmayı da önleyeceği yönündedir.

ÜZÜM ve KALP-DAMAR SAĞLIĞI
Üzüm içerdiği Omega yağ asitleri ve resveratrol ile iyi huylu kolesterolü (HDL) arttırır, kötü huylu kolesterolün (LDL) damar endotelindeki zararlı etkilerini azaltır. Ayrıca kanı inceltir, damarları genişletir ve kalbi korur. Yüksek tansiyonu düşürerek ve kanın pıhtılaşmasını önleyerek felç riskini azaltır. Bir bardak (0.2 litre) kırmızı şarap ya da 0.5 litre üzüm suyu 45 dakika içerisinde alyuvarların yapışkanlığını yarıya indirir. Üzüm enfaktüse neden olan kalp damarlarının kasılmasını azaltır.
Üzüm ayrıca,
– Vücutta yağı metabolize eden lipaz enzimini inhibe ederek obeziteyi kontrol altında tutar.
– İçerdiği demir sayesinde kansızlığı iyi gelir.
– Parkinson ve Alzheimer gibi beyin damarlarının tıkanması sonucu oluşan yaşlılık hastalıklarını önler. Resveratrol beyin hücrelerini koruyan ender maddelerdendir.
– Toplar damar tıkanıklıklarından kaynaklanan basur, varis gibi hastalıkları tedavi eder.
– İçerdiği meyve asitleri ile böbrekleri harekete geçirir.
– Çekirdeği ve kabuğu bağırsak hareketlerini hızlandırarak bağırsaklardaki toksin ve serbest radikalleri vücuttan atar. Bu sayede barsak kanserini önler.
– Prostaglandin salgısını azaltarak romatizmal ağrıları ve adet sancılarını hafifletir.
– Histamin salgısını azaltıp özellikle bahar alerjilerini önler.
– Kan şekerini düşürerek Diabet- 2 hastalığına iyi gelir.
– Toksinleri ve serbest radikalleri etkisizleştirerek hücreleri korur, mutasyona uğramalarını önler, prostat ve meme kanserlerine iyi gelir.
– Viruslara ve mantarlara karşı koruyucudur.
– Kemoterapi ve radyoterapideki hastalara üzüm suyu destek olur. Ayrıca içerdiği OPC adlı madde ile de kansere karşı koruyucudur.
– Kılcal damarlardaki olumlu etkisi sonucu kataraktı önler, bilgisayar karşısında sürekli olarak oturanların görme sorunlarını %60 oranında azaltır.Resveratrol kılcal damarları serbest radikalleri etkisizleştirmek ve C vitamini performansını arttırmak suretiyle korur.
– Ciltteki kalojen miktarını sabit tutarak gerginliği ve esnekliği sağlar, kırışıklıkları önler. Kalojen miktarını artıran C vitamininin damar hücrelerine girişini hızlandırarak bu işi başarır. Bu etkisi ile kozmetik ürünlerinin bileşimine girer.
– Karaciğer hastalıklarına iyi gelir.
– İçerdiği fosfor ile sinirlere, kalsiyum ile dişlere ve kemiklere yararlıdır.